İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Avcılar’daki Hacı Bektaş-ı Veli Vakfı Yeşilkent Cemevi’nde düzenlenen aşure lokması etkinliğine katıldı. İmamoğlu’na lokma dağıtım etkinliğinde CHP İstanbul milletvekili Özgür Karabat, Avcılar Belediye Başkanı Turan Hançerli ve İBB Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat eşlik etti. Sosyal mesafe kurallarına uyularak gerçekleştirilen aşure gününde, deyişler eşliğinde semah dönüldü. Lokma dağıtımı öncesinde sırasıyla; Yeşilkent Cemevi Başkanı Aslan Uzun, Hacı Bektaş-ı Veli Anadolu Kültür Vakfı Başkanı Ercan Geçmez ve Avcılar Belediye Başkanı Turan Hançerli birer konuşma yaptı.
“MUHARREM ORUCUNUN TEMEL FELSEFESİ BARIŞMAK”
Etkinlikteki son konuşmayı yapan İmamoğlu, Muharrem orucunu farklı duygularla tutulduğunu belirterek, “Tabii ki bir matemdir, bir hüzündür ve bunu hep birlikte yaşadık. Hak katında kabul olsun” dedi. Muharrem orucunun temel felsefesinin barışmak, uzlaşmak, bir arada yaşamak ve insan odaklı bir süreci tanımlamak olduğunu vurgulayan İmamoğlu, “Dünyada belki de çok eşi benzeri olmayan bir erdemin, bir duygunun paylaşıldığı andır bugün. Günü birlik duygularla birbirine kin ve nefret duyan; hele hele tabanında, ‘Ya bu da mı olur’ diyeceğimiz bazı kelimelerle birbirini heder eden, can sıkan anlayışları gördükçe, şu asil duyguya gönülden, yürekten büyük bir alkış koparmak istiyor insan içinden” diye konuştu.
“AŞURENİN İÇİNDE HEPİMİZ VARIZ”
Aşure lokmasının 1 Eylül Dünya Barış Günü’ne denk gelmesinin hoş bir tesadüf olduğunu kaydeden İmamoğlu, şunları söyledi:
“Çünkü aşurenin içinde hepimiz varız. Aşurenin içinde insan var, umut var, bereket var, birlik ve beraberlik var. Bugün buradan dünyaya barış dolu mesajlar vermekle işimiz çok kolay. Çünkü topraklarımızın deminde var, varlığında var. Güzel sözlerle bizi besleyen o kadar değerli bir geçmişimiz var ki; her birisi bir ders, her birisi derin felsefe. O bakımdan gerçekten bugün paylaşacağımız lokmamız, bir arada olacağımıza vesile olan derinlik, hepimizin zenginliğidir. Bu zenginliğimizi büyütmeliyiz. Bu zenginliğimizi insan odaklı, toplumun her kesimine aktarmalıyız.”
“İNANÇLAR, BİREYSEL ÖZGÜRLÜK ALANLARIDIR”
İnançların bireysel özgürlük alanları olduğunun altını çizen İmamoğlu, “Ben, ruhumda böyle yaşadım, böyle yaşayacağım. İnsanların inanç özgürlüklerine sahip çıkmak ve inanç özgürlükleri dahilinde inançlarını yerine getirebilecekleri ortamları sağlamak, her çağdaş yöneticinin, her barış dolu yöneticinin, her içi insan sevgisi dolu yöneticinin vazgeçilmez vazifesidir; lütuf değildir. Her inanca olan yakınlığımız, aynı mesafede duruşumuz, bu kentin Alevi vatandaşlarımızın da inançlarını en iyi şekilde yerine getirebilmeleri adına sorumluluğumuzu yerine getireceğimizin taahhüdüdür de aslında. Dolayısıyla cemevlerimiz, bizim için çok kıymetlidir. Tüm fiziki sorunları ile ilgileneceğiz. Tüm idari sorunlarına çözüm bulmak adına en üst seviyede çalışmalar yapacağız” şeklinde konuştu.
“HİÇ SÖNMEYEN IŞIKLARIMIZ VAR”
Sözlerinin siyasi tavır içermediğini vurgulayan İmamoğlu, “Bu söylediklerimizin tamamı, sorumluluğumuzun tanımıdır. Çünkü biz; laik, hukuk devleti bir Cumhuriyet’in evlatlarıyız. Daha dün 30 Ağustos'u kutladık. 30 Ağustos Zafer Bayramı, hep beraber bir arada elde ettiğimiz bir zaferdir. Anadolu'nun her köşesinden fertlerin, Trakya'nın her köşesinden fertlerin, büyüklerinin, dedelerinin, atalarının verdiği büyük bir kurtuluş mücadelesinin zaferidir 30 Ağustos. Biz, onu kutladık. Kutlamaya da devam edeceğiz. Kutlayacağız; çünkü biz, milli birlik ve beraberliğinden feyz alan, milli birliği ve beraberliğinden güç alan, akılla ve bilimle ileriye doğru yürümeyi hedef edinmiş Cumhuriyet’in evlatlarıyız. Hiç sönmeyen ışıklarımız var. İnancımız, inancımızın değerleri, topraklarımızın maneviyatı, Hz. Mevlana'dan Hacı Bektaş-ı Veli'ye; onlarca erenlerle, veliye her biri ışığımızdır. Son yüzyılın ışığı da Mustafa Kemal Atatürk'tür” dedi.
“KOL KOLA BÜYÜK BİR HİKAYE YAZMALIYIZ”
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, “Cumhuriyet’in önümüzdeki yüzyılının hikayesini hep birlikte yazmakla yükümlüyüz” sözlerinin anlamlı olduğunun altını çizen İmamoğlu, şunları söyledi:
“Dünya barış gününde, ‘Yurtta barış, dünyada barış’ diyen felsefenin bir bireyi, bir temsilcisi olarak, aşurenin bana verdiği güç; kuvvet, birlik, beraberlik ve enerjiyle, önümüzdeki yüzyılı 16 milyon İstanbulluyla, Türkiye’mizin bütün bireyleriyle; Kürt’üyle, Laz’ıyla, Çerkez’iyle, Sünni’siyle, Alevi’siyle, bütün inançlara sahip herkesle kol kola bir büyük hikaye yazmalıyız. Sorumluyuz. Çok çalışmalıyız. Çok çalışacağız. İddiam odur ki; İstanbul’da benden daha çalışkan hiç kimse yok. Şundan da mutlu olurum: 16 milyon İstanbullunun hepsinin de beni geçmesini isterim. Çünkü hepsi beni geçerse, zaten dünyanın en güzel şehri oluruz. Benim iddiamla yarışacak olan siz kıymetli hemşehrilerimle hem güzel bir İstanbul hem de güzel bir Türkiye için hep beraber mücadele edelim.”