22 farklı hemşehri derneğinden yüzlerce kişi, yerel mahkemece hapis cezası verilen ve siyasi yasak getirilen İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’na destek ziyaretlerinde bulundu. İmamoğlu, konuklarını, 3 farklı zaman diliminde İBB’nin Saraçhane’deki ana yerleşkesinde bulunan Meclis Salonu’nda ağırladı. Konuklarını, “Burası sizin eviniz, Saraçhane; İstanbul'da yaşayan 16 milyon İstanbullunun evi” sözleriyle selamlayan İmamoğlu, “Bugün bizim buluşmamız için bir vesile haline gelmemeliydi. Ama ne yazık ki ülkemiz bize bunları yaşatıyor. Ülkemizde hukuk konusu, belki de en iç acıtan ve içimizi yakan, canımızı yakan unsur haline geldi. Hukukun işlememesi, insanların mutsuzlaşması, umutlarının tüketilmesi noktasında en kritik hususlardan birisi” dedi. 31 Mart-23 Haziran seçimleri sürecinde ve sonrasında yaşanan hukuksuzluklardan örnekler veren İmamoğlu, “Yaşadığımız soruşturmalar, hukuksuz müdahaleler, yetkilerimizin elimizden alındığı birtakım genelgeler, Cumhurbaşkanlığı kararnameleri vesaireler; bunlara girmeyeceğim bile. Hizmet yaparken, biz, nelerle uğraştık? Milletimizin lehine, bir işin daha hızlı yapılması adına alınması gereken kararların tam aki nasıl alındı ve bu yönde nasıl çabalar gösterildi? Elbette bu detaya girmeyeceğim. Yalnız şu bir gerçek: Hak, hukuk, adalet kavramlarının yanına demokrasiyi, özgürlüğü katarak konuştuğumuzda; ulaşmak istediğimiz yer orası” ifadelerini kullandı.
Seçim niye yapılıyor?
Siyasetin doğasında kazanmanın da kaybetmenin de olduğuna dikkat çeken İmamoğlu, “İnsanlarımıza güvenmiyorsak, yani insanlığın gücünün adı olan demokrasiyi kabul etmiyorsak, o zaman seçim niye yapılıyor, diye sorarız. Sandık, yönetimlerin meşruiyetini elde ettiği merkezdir, odaktır. Gücünü yargıyı baskı altına alarak veya bu tür davranışlarla yukarıya taşıma eğiliminde olan anlayışlar, otoriter anlayışlardır. Ve bu anlayışlar, inanınız ki insanlarımızın varlığını bile sıkıntıya sokar, tehdit eder. Bu kişisel varlığından mal varlığına, bütün hak ve hukuklarına kadar sıkıntıya sokar. Verilen mücadelemiz budur. Ben, hep söylüyorum: Mücadele mertçe olmalı. Kurallarına göre olmalı. Demokrasinin kurallarıyla yol yürünmeli. Ama ne yazık ki buna hiçbir zaman riayet etmeme konusunda kararlı bir hükümetle karşı karşıyayız” dedi. Mücadelelerini “bağımsız bir yargı” talebiyle verdiklerine vurgu yapan İmamoğlu, “İnanınız ki, kararlılığımız daha yukarılara tırmanmış durumdadır. Asla vazgeçmeme konusunda sonuna kadar mücadele vereceğimizin bilincinde olmanızı istiyorum” diye konuştu.
Diyarbakır'a gittim
Seçimlerde, “İstanbul İttifakı” tanımlaması altında, toplumun her kesiminden oy istediklerini hatırlatan İmamoğlu, “Tabiri caizse, milletimizi oluşturan o harmanın içinde bulunan her öğeden oy istedik. Onun dertlerine derman olma, onun ihtiyaçlarını çözme, sorunlarını çözme konusunda bir süreç yönettik ve yönetimimiz boyunca da buna uygun hareketler yapmaya gayret ettik” ifadelerini kullandı. “Türkiye'mizde yapılan hukuksuzluğu, benim kapımı çaldığında dert edinen bir kişi asla olmadım” diyen İmamoğlu, “Bu ülkede yapılan bir hukuksuzluk nerede olursa olsun yanında olmaya, onların derdiyle dertlenmeye ve bu demokrasinin zayıfladığı hangi alan var ise ona karşı ses çıkartmaya, İstanbul halkı adına İBB Başkanı olarak gayret ettim. Kayyumlar olduğunda, evet gittim Diyarbakır'da bunun yanlış olduğunu, insanların huzuruna çıkarak dile getirdim. Ya da hukuksuz bir biçimde bir belediye başkanı görevden alındığında, hemen atlayıp Yalova'ya gittim veya Bilecik'e, başka şehirlere de gittim” şeklinde konuştu.