Yıllardır aynı senaryolar ile çözülmek istenen ama her geçen gün büyüyerek hata son Suriye olayları ile dünya gündeminin ilk sıralarına giren Kürt Sorununun çözümü konusunda her gün şu kadarı öldürüldü, bu kadarı içeri alındı, bir o kadar hakkında da operasyon yapıldı haberlerini almaya devam ederken adına demokrasi denen ve yasaların izin verdiği süreç içinde halkın seçtiği HDP'li Belediye Başkanlarının tek tek değil artık toptan görevden alınıp, ardından içeri atıldığını da izlemekteyiz..
Son olarak aldığımız ve 'HDP'li belediye başkanlarına yönelik terör soruşturması kapsamında sabah saatlerinde Şanlıurfa'nın Suruç, Mardin'in Savur, Derik ve Mazıdağı ilçelerinin HDP'li belediye başkanları gözaltına alındı. Evlerine yapılan polis baskınıyla gözaltına alınan üç belediye başkanı ifade vermek üzere emniyete götürüldü.' diye okuduğumuz habere bakınca son yerel seçimlerden bu yana görevden alınan belediye başkan sayısını da sayamaz olduk..
Sıranın ne zaman HDP'li Milletvekillerine geleceğini de düşünürken buna gerek olmadığı, çünkü devre dışı bırakıldığı söylenen mecliste ha varmış, ha yokmuş durumuna düşenlerin sadece HDP'li vekiller eğil tüm milletvekillerinin olduğunu da görmüyor değiliz..
Son olarak milletvekili iken Belediye Başkan adayı gösterilip seçilen HDP'li olan Kars Belediye Başkanı ile Iğdır Belediye Başkanının kaldığını sandığım bu süreçte HDP Genel Merkezinin ve Milletvekillerinin de bizim gibi yaşananları izlemekle yetindiğini izlerken onlarında destek verdikleri CHP'li Belediye Başkanları ve muhalefet gibi yaşananları normal görmeyi tercih ettiklerini demekle yetineceğiz gibi..
Çünkü bu yaşananların bir demokrasi ayıbı değil, her zamanki gibi Kürt Sorununu çözmek (!) işi olduğunu onlarda kabul etmiş gibi..
Ve Amerika'da 'Bizim Kürtlerle işimiz yok, onlar bizim kardeşimiz' deyip, Kürt seçmenin ağırlıkta olduğu seçmen tarafından onay almış ve seçilmişlerin görevden alınması ve ardından tutuklanması artık normal bir hal almış bir ülkede, 'HDP'li Başkan Kaldı mı?' diye bir sor sormakta aptallık sanırım..
**
**Yeni Vali ve Ya kadro..
Son olarak muhtarla ile bir araya gelen Ardahan Valisinin beyninde ki yönetim anlayışını ve projelerini hayata geçirmek için çabaladığını görmekteyiz.
Diğer valiler gibi son valimizin de ilk olarak atandıkları sınır ili, serhat kent Ardahan'ı tanımaya, sorunlarını tespit etmeye çalıştıkları şu günlerde gördüğüm fotoğraflar üzerinden gidip, biraz durum değerlendirmesi yapmak gerekirse son valimizin işininde hiç kolay olmadığını görmekteyiz..
Çünkü bir valinin yada kaymakamların değişmesiyle sorunların çözüm bulamadığını bilen biri olarak asıl sorunun vali ve kaymakamlarla birlikte bol bol fotoğraf karelerine girenlerin yaşanan sorunların birikmesinde en büyük sorumlular olduğunu da bilirim..
Yani Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Milletvekillerinin sık sık şikayet ettiği ama çözümü için yeterince direnç gösteremedikleri bürokrasiyi oluşturan bürokratların bu memleketin en büyük sorunlarından biri olduğunu bilmekteyim..
Yani; ‘Sağ yada sol iktidar gelmiş, yada yönetim anlayışı daha ileri diyen idareci atanmış fark etmez’ diyerek ayak direten iş yapmaz bürokratların yalandan ceketlerini kapatıp, not alıyormuş gibi pür dikkat durduğu o fotoğraf karelerine bakınca yeni valinin işinin de bir hayli zor olduğunu gördüğüm Ardahan’da ki manzarayı tüm ülke geneline yayarsanız gerisini siz düşünün artık diyeceğimiz bir yönetim anlayışının top yükün değişmesi gerektiğini de hatırlatarak isterim..
Çünkü 30 yıldan fazla görev yaptığı Ardahan’da yaptığı, yapacağı ortadayken yeni bir vali yada kaymakam ile ondan yeni bir şey beklemek ne kadar doğru olur sizce?
Bilemem ama benimde İstanbul’da verdiğim mücadelede olduğu gibi Cumhurbaşkanının, başbakanın, milletvekillerinin ve biz dernek başkanların işinin bir hayli zor olduğunu söylemek ‘Ya kadro’ demek en kısa yol olacak sanki..