Türkiye’de ciddi bir kuraklık yaşandığına dikkat çeken Tekin, “Umarım şubat, mart ve nisan ayları bol yağışlı geçer ve biz bu konuyu konuşmayız. Aksi takdirde başta içme suyu olmak üzere çok önemli sorunlar bizi bekliyor.” diye konuştu.
Yaşadığımız iklim krizine dair tespitlerimizi 2011 yılında, “Herkes İçin Sürdürülebilir Kalkınma" başlığıyla açıklanan raporumuzda tartışmaya açmıştık diyen Tekin, “Raporda, su varlıklarının sınırsızca sömürülmesinin önüne acilen geçilmeli ve olumsuz çevre etkilerini azaltacak politikaların bir an önce geliştirilmesi hedeflenmelidir" uyarısında bulunmuştuk. Yaşanan iklim değişikliklerinin ayrıntılı bir şekilde ele alındığı raporda, Türkiye'nin hem çevresel ve coğrafi yapısı gereği, hem de bölgesel gelişmişlik, gelir seviyesi ve altyapı kapasitesi farklılıkları nedeniyle iklim değişikliğinin önemli seviyede etkisi altında olduğu vurgulanmıştı.
Vakit geçirmeden kuraklıkla mücadelede stratejik ve uzun erimli planlamalar yapılmalıdır diyen Tekin, “Azalan yağışların gıda güvenliğini riske etmesi önlenmelidir. Derhal toprak kayıplarının önüne geçilmeli, topraklarımızın yapılaşmaya açılmasına kısıtlama getirilmelidir. Toprak koruma kurulları siyasi otoritenin baskısından kurtarılmalıdır. AKP, beton lobileri ile ortaklığına son vererek, her tarafı betonlaştırmaktan vaz geçmelidir. Bu politikaların mimarı AKP, 20 yıldır iktidarda ve politikalarının sonuçlarını yaşıyoruz. Kendisi doğal değil yapay bir felaket ve bunu değiştirmek hepimizin elinde.” ifadelerini kullandı.