Gürer, “Tarım stratejik bir alan, bu anlamda tarımda yapılan çalışmaların geleceği de kapsayacak biçimde, kapsamlı biçimde doğru olarak planlanması gerekir. Adalet Kalkınma Partisi iktidarları döneminde ne yazık ki tarım planlamadan uzaklaştırıldı ve tarım ticarileştirildi. Bu bağlamda, üreten ürettiğinden kazanamazken tüketen de pahalı ürünü aldı, aracılık sistemi hortladı, ithalat patladı. Bunun yansımasının bir örneği de kent çevrelerindeki "bostan" dediğimiz sebze, meyve bahçelerinin olduğu yerlerin tarım alanı olmaktan çıkarılıp çok katlı binalara boğulması oldu. Sonunda Akdeniz'den, Çukurova'dan gelecek sebzeyi, meyveyi vatandaş bekler duruma düşürüldü. Üretim olanakları ve üretim alanlarının değişmesi sorunların da artmasına neden oldu. Acıdır ülkemizde soğanın yetişmediği yer yok. Bakınız, 2024 yılının ilk üç ayında soğan ithalatımız 887 ton, sarımsak ithalatımız da 854 ton. Yahu, soğanın yetiştiği ülke yurt dışından soğan getirmek durumuna düşürüldü, tarımda yaşananların belki de en güzel tanımı bu. Geçtiğimiz yıllardaki üretimlere göre artış var gibi gösteriliyor oysa nüfus üzerinden bakarsak artış yok. Verimlilikte sağlanan artış rakamsal verilerle buraya gelip anlatılınca sorun yokmuş gibi gösterilmeye çalışılıyor oysa bu anlamda sorun açık olarak var. Bakınız, verilerle söyleyeyim: 2015 yılında nüfusumuz 78 milyon, üretilen sebze 29 milyon 600 bin ton, üretilen meyve 17 milyon 800 bin ton. 2023 yılına gelmişiz, 86 milyon nüfusun dışında, 10 milyon mülteci, göçmeni ve turizm amaçlı gelen turistleri de değerlendirdiğimizde 100 milyonun üzerinde nüfus var, şu anda üretilen sebze 31 milyon 800 bin ton olmuş, meyve, içecek, baharat bitkileri üretimi de 27 milyon 4 bin ton olmuş TÜİK verilerine göre. Bu durum görülüyor ki nüfusun artışına uygun sebzede de meyvede de bir artış olmadığı için hem fiyata yansıyor hem de ithal edilmek durumunda kalıyor. Yani ithal edilenler arasında... Her ilde ceviz ağacı dağıtıldı, ceviz bile daha hâlâ ithal geliyor bu ülkeye. Haydi anladık, 21 üründe arz açığı var, buğdayda, pamukta, mısırda, soyada, mercimekte, nohutta fasulyede ithalat yapıyoruz.
Öncelikle, girdi maliyetleri düşürülmeli. Çiftçilerin kredi borçlarından dolayı faiz artırımı değil, faizleri silinmeli. Mazotta ÖTV, KDV kaldırılmalı. Bir yıl önceden ürün için taban fiyat açıklanmalı. Örtü altı başta olmak üzere, üretimin iklim koşullarından etkilenmesini önleyecek önlemler geliştirilmeli. Daha verimli ve kaliteli üretim olanakları yaratılmalı. Üretimde mekanizasyon geliştirilmeli. Ürün çeşitliliği ihraç pazarları dikkate alınarak planlanmalı. Tarıma kazandırılması gereken, kullanılmayan araziler tarım için yeniden kullandırılmalı. Kırsala dönüşün yolu açılmalı. Kırsala göçen kadınların ve gençlerin Sosyal Güvenlik Kurumu primi devlet karşılamalıdır”