İstanbul, Esenyurt'u modern bir şehre dönüştüren kurucu Belediye Başkanı Dr. Gürbüz Çapan, 'İzmir depremi' özelinde çevre ve şehircilik konusunda çarpıcı değerlendirmelerde bulundu. Çapan, "Deprem de ağlar, sızlar ama sonra babadan kalma usulle ev yapmaya devam ederler. Binanın kolonu yarılır 'Allah korur' diye oturmaya devam ederler.Tevekkülatı aşamıyoruz. Deprem değil tedbirsizlik öldürüyor" dedi.
Çapan Türkiye'deki mevcut 'müteahhit zihniyeti' için, "Bunlar sanki yeminliler. Bir kara parçası, toprak parçası bırakmamak üzere yeminliler" ifadelerini kullandı.
Çapan'ın polemikhaber.com'a yaptığı açıklamalar:
"DEPREME ÜZÜLÜR AMA SONRA KOLONU ÇATLASA 'ALLAH KORUR' DİYE MASRAF YAPMAZ"
İzmir'de meydana gelen son depremin kısa bir süre sonra unutulacağını ifade eden Çapan, toplumun karakteristik özelliğini şu sözlerle anlattı:
"Ortadoğu'da bir insan tipi var bir olay görür çok acır... Kaza olunca herkes yavaşlar çok üzülürler ama geçer giderler... Bir şey yapmazlar ama. Bu bizim karakteristik yapımızı ifade ediyor. Deprem de ağlar, sızlar ama sonra babadan kalma usulle ev yapmaya devam ederler. Binanın kolonu yarılır 'Allah korur' diye oturmaya devam ederler. Tevekkülatı aşamıyoruz. Deprem değil tedbirsizlik öldürüyor.
İnşaatın dibine giderseniz oradan başınıza tuğla düşebilir. Ağaç düşebilir, demir düşebilir. Cam takarken cam düşebilir. Yani biz toplum olarak tedbir almıyoruz. Tedbir almakta geç kalıyoruz.
İzmir Depremi'nde gördüğümüz şey şu. Müteahhitlik yapanla mimarlık yapan arasındaki ilişki doğru bir ilişki değil. Mesela yakın zamanda yapı-denetimi diye bir şey çıktı. 'Yapı-denetimini belediyeler yapamıyor onu ayrı firmalara verelim' gibi. O zaman da goygoyculuğa geldi bu. Parasını müteahhit veriyor o da onu denetliyor. Ne kadar denetlerse o kadar denetliyor.Yapı-denetim firmalarında kimin çalıştığı belli değil. Bunları; Mimarlar Odası, İnşaat Mühendisleri Odası gibi ilgili odalar tarafından denetlenmesi gerekir."
"TÜRKİYE 18 YILDA ÇOK DERİN BİR YAĞMA YAŞADI"
AKP döneminde yaşananları özetleyen Çapan, 'derin bir şekilde yaşandığını söylediği yağma'yı ise; "Mesela bunların bir maliye bakanları vardı. ilk maliye bakanları... (Kemal Unakıtan) Bıdık... Akıllı bıdık diyorlardı...
Mesela o Maliye'yi kendi cebinde bir para sanıyordu. 'Vermem, veririm...' gibi üsluba sahipti. Hakikaten Araplara o dönem birçok şeyi sattılar, TELEKOM mesela yağmalandı o dönem. Türkiye 18 yılda çok derin bir yağma yaşadı..." sözleriyle anlattı.
"BUNLAR BİR TOPRAK PARÇASI BIRAKMAMAK ÜZERİNE YEMİN ETMİŞ GİBİLER"
Çapan Türkiye'deki mevcut 'müteahhit zihniyeti' ise şöle tanımladı:
"İstanbul'un fethi bence yeni gerçekleşti. Bunlar sanki yeminliler. Bir kara parçası, toprak parçası bırakmamak üzere yeminliler. Yapanlara bakıyorsun, Bayburt mimarisi ile yapılıyor... Şehrin rüzgarını kestiler. Zeytinburnu'na gidin rüzgar esmiyor. Koca koca bina yapmışlar rüzgar çarpıp duruyor. Normalde plan proje yaparken oranın güneşini hava sürkülasyonunu, ulaşımını, hesap etmen gerekir ancak mevcut zihniyet 'Burayı nasıl yapıp satarım' üstüne. Artık iş dolandırıcılığa dönüştü"
BUNA İZİN VERMEYECEKTİR
Taksim Meydanı projesine de değinen Çapan iyimserliğini koruğunu, "Ekrem İmamoğlu'na da CHP'ye de güvenmeye devam edin. Zaman zaman iktidar insanı körleştirir. Göremezsin ilk başta, kavrayamazsın ama sonra uyarılınca anlarsın. Ben Ekrem İmamoğlu'nun da arkadaşlarının da bu işe müdahale edeceğini düşünüyorum. Taksim Meydanı'nın yağmalanmasına müsaade etmeyeceklerine inanıyorum." diyerek anlattı.
DEPREM PARALARI NEREYE GİTTİ?
"Deprem paraları nereye gitti?" tartışmalarını da değerlendiren Çapan, "Yurttaş hak ve ödevlerini bilse. Hakkını aramayı bilse bu tartışmalar olmaz. Vatandaş gidiyor bir tekkeye sığınıyor. Türkiye'de garip şeyler yaşanıyor. Bu tekkeci zihniyeti sadece sağda yok. Solda da var. İşte Doğu Perinçek'in tekkesi olduğu yerde duruyor..." diye konuştu.
"ADAM TORPİL İÇİN BİLE PARTİYE DEĞİL TEKKEYE KOŞUYOR"
Siyaset ve toplumdaki 'tarikat' etkisine de değinen Çapan şunları söyledi;
"Biz garip bir metafora uğradık toplum olarak. Bir başka şey oldu... Adam kalkıp işini gördürmek için iktidar partisinin il başkanına, ilçe başkanına gitmiyor mesela. Tekkeye, tarikata gidiyor, oradan kendine torpil alıyor. Sen kalkmışsın Adalet Bakanlığını, İçişleri Bakanlığını bir tekkeye teslim etmişsin sonra kalkıp soruyorsun 'Kim FETÖ'cü' diye. Kim değil ki? Nasıl olmasın ki? Mülkiye, adaleti tarikat ele geçirince kimin can güvenliği var?"
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın sözlerini de eleştiren Çapan, "Siz gelirken 3Y ile mücadele demediniz mi? Yolsuzluğu, yoksulluğu bitireceğim diye gelmedin mi? Öyle geldiniz... Hikaye öyle başlamadı mı?
Adam 'eve ekmek götüremiyor' diye bağırıyor, o da ona çay atıp 'keyif çayı iç' diyor. Son resim bu... 20 yılda bir mesafe mi alınmış? Deprem oluyor, kalkıp 'vesayetçi yönetim anlayışı' diyorlar. Kim onlar? 20 senedir 20 sene... Bir kuşak sizin yönetiminiz altında büyüdü. 20 yaşına geldi." dedi.
GÜRBÜZ ÇAPAN KİMDİR?
19 Mayıs 1954'te Kars'ın Çıldır'a bağlı Kakaç köyünde, Kafkas muhaciri bir ailenin sekiz çocuğundan ilki olarak dünyaya gelen Gürbüz Çapan; ilk, orta ve lise öğrenimini Kars'ta tamamladı. Diyarbakır Tıp Fakültesi'nden mezun olduktan sonra mecburi hizmetini Giresun'da, askerliğini ise Trabzon'da yaptı.
Büyükçekmece'de doktorluk yaparken 1989 yılında yeni kurulan Esenyurt ilçesinin Belediye Başkanlığına Sosyal Demokrat Halkçı Parti'den aday oldu ve seçildi.
Çapan, gençlik yıllarında DEV-YOL hareketi içinde yer aldı.
Küba lideri Fidel Castro tarafından Sosyalist Belediyeler Birliği Eş Başkanlığına seçilen Çapan; Esenyurt'a Küba'dan Joze Marti adlı şairin heykelini getirdi, Havana'ya ise Mustafa Kemal Atatürk'ün heykelini yaptırdı. Belediye başkanlığı döneminde, Ermenistan, Kuzey Kore ve Küba'ya ilk giden Türk delegasyonlarına başkanlık yaptı.
Kentleşme projeleri Türkiye'den Habitat ve Dünya Kentleşme ödülüne layık görülen ilk ve tek proje oldu.
1994 yerel seçimlerinde Kadıköy ve Beşiktaş ile beraber SHP'nin İstanbul'da kaybetmediği üçüncü belediye Esenyurt oldu. 1999 yerel seçimlerinde yeniden belediye başkanı seçilen Çapan; SHP, CHP ve DSP'nin ayrı ayrı seçime girdiği 28 Mart 2004 yerel seçimlerini kaybederek belediye başkanlığından ayrıldı.
Belediye başkanlığı sürecinde evi olmayan vatandaşların konutlandırılması için çalışmalar yürüten Çapan; Esenkent Projesi ile öne çıktı.
Kamulaştırma ile elde edilen arsaların kooperatifler aracılığıyla halka açılmasını sağlayan proje kapsamında 70 ayrı kooperatif tarafından 7200 konut yapıldı. Esenkent'te konutların projesinin yanı sıra açık hava tiyatrosu, okullar, yeşil alan ve parklar da ilgi topladı. Kendi sıcak su ve ısınma ihtiyacını düşük maliyetle karşılayan proje, örnek gösterilen projeler arasında yer aldı.
ERGENEKON KUMPASI
Yeniden Esenyurt Belediye Başkanlığına aday olmasına kesin gözüyle bakıldığı sırada Ergenekon soruşturması kapsamında 23 Eylül 2008 tarihinde tutuklandı. 2010 yılında tahliye olan Çapan, dava sonucunda 1 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırıldı. Ancak yargılamanın yenilenmesiyle bu davadan beraat etti.