MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Antalya'da düzenlenen belediye başkanları toplantısında konuştu. Bahçeli, belediye başkanlarına yönelik, "Belediye yönetimi milletimizin emanetidir. Emanete leke sürmek bizim kitabımızda yazmayacak bir yozlaşma halidir. Bizim belediye başkanlarımız şehirleri, beldeleri kara kışla mücadele ederken balık yemeyi aklından geçirmez. Bizim belediye başkanlarımız arasından şehirlerinde deprem yıkımı yaşanmışken tatile giderek kayak yapacak izansız yüzler çıkmaz" dedi.
5 stratejik hedef
"MHP'ye gönül açan hiçbir insanımızı üzmedik, üzmeyeceğiz, buna karşılık maskeli şeytanlarla, şer cepheleriyle iki cihanda da hesaplaşacağız. Biz tarafız, hakikatin, yaşamanın tarafındayız" diyen Bahçeli, Türkiye'nin ve MHP'nin önünde iki yılı kapsayan iki siyasi ve demokratik sınav olduğunu söyledi. Buna yönelik hazırlıklarla ilgili hatırlatmada bulunan Bahçeli, bunlardan birincisinin, 2023 yılı Haziran ayındaki Cumhurbaşkanı ve Milletvekili Genel Seçimleri, diğerinin de 2024 yılı Mart ayındaki Mahalli İdareler Seçimi olduğunu kaydetti, 6 Şubat'ta açıkladığı MHP'nin beş ayaklı stratejik hedeflerini yeniden anlattı.
Baraj sorunumuz yok
MHP'nin saha çalışmalarına değinen Devlet Bahçeli, en son seçimlerde CHP'nin sandıktan birinci çıktığı 6 il ve 125 ilçeyi kapsamına alan 131 ayrı seçim bölgesinde, bu partinin gerçek yüzünü, zillete nasıl düştüğünü, bölücülüğe nasıl teşne olduğunu, karanlık yönlerini birer birer anlattıklarını söyledi. CHP'ye oy verenlerin oynanan oyunları gördüğünü, böylelikle Kılıçdaroğlu ve yönetiminin ipliğinin pazara çıktığını belirten Bahçeli, “CHP Genel Başkanı, son grup toplantısında şahsımı hedef alıp, 'Sen barajı geçemeyince nereye yüzeceksin, merakım o' diye soru sormuş. Sayın Kılıçdaroğlu, fazla merak iyi değildir, ne gelirse insanın başına meraktan gelir. Biz yüzmeyi değil tummayı biliriz, tumduğumuz yerde de senin gibilerinin nasıl boğulduklarını görürüz. Sanıyorum yüzmeyi seviyorsun, yüze yüze kuyruğa kadar geldik, geldiğimiz yerde de senin sandıkta imdat çığlıklarını cümle alem duyacaktır. MHP'nin baraj diye bir sorunu olmadığını sen de, senin efendilerin de, hatta bölücü ortakların da açıkça biliyor" diye konuştu.
Farkları kalmadı
HDP'nin bir eş başkanının grup toplantısında 'iktidarın küçük ortağı eriyor' diye konuştuğunu kaydeden MHP Lideri Devlet Bahçeli, şunları söyledi: “Ağız aynı, üslup aynı, usul aynı, siyaset aynı, kan bile aynı. CHP ile HDP arasında herhangi bir fark kalmadı, alın birini vurun ötekine. Tencere yuvarlana yuvarlana kapağını sonunda buldu. HDP, CHP'nin paslı anahtarı oldu. Terörist Demirtaş'ı cezaevinden çıkaracağım diyen Kılıçdaroğlu, bize küstahça baraj hatırlatması yapıyor. Çünkü canı öyle istiyor, çünkü MHP ve Cumhur İttifakı uykularını kaçırıyor. Sayın Kılıçdaroğlu, bizi bırak da, mahşeri vicdanın barajını nasıl geçeceksin, milli ahlakın barajını nasıl geçeceksin, milli onurun barajını nasıl geçeceksin, milli ve manevi emanetlerin barajını nasıl geçeceksin? Sen onu söyle, ona cevap ver. Madem yüzme biliyorsun, haydi git Boğaz'dan haç çıkarmayı dene. Bir yanda seçim barajının yüzde 3'e düşmesini isteyen Kılıçdaroğlu ve CHP yönetiminin, diğer yanda yüzde 7 ile ilgili partimiz üzerinden spekülasyon yapması garabettir, hezeyandır."
SENİN İÇİN RAHAT YOK
Kılıçdaroğlu'na "Senin için rahat yok, bilmelisin ki, MHP'nin nefesi ensendedir" diye seslenen Devlet Bahçeli, bölücülüğün baraj kapaklarını indirip ihanetin yüz görümü olan CHP'yi ne tarih, ne de milletin affetmeyeceğini söyledi. Partililere, "Siz bakmayın zillet ittifakı onu demiş, bunu söylemiş" diye seslenen Bahçeli, şunları söyledi: “Pazarı bilmezler, çarşıyı bilmezler, manavı bilmezler, vatandaşlarımız ne yer ne içer kaygı duymazlar; ama konu istismarsa, konu provokasyonsa, konu yalansa, konu dedikoduysa bunlardan daha kabiliyetlisi çıkmaz, çıkamaz. Yoksulluktan medet ve menfaat umuyorlar. Zira işlerine böyle geliyor. Enflasyon canavarı başını kaldırdı mı mutlu oluyorlar. İşsizlik oranı ve işsiz sayısı arttı mı sevinçten havalara uçuyorlar. Bütçe açık verdi mi bayram ediyorlar. Dış ticaret açığı artmaya görsün, gülmekten kendilerini alamıyorlar. Hele dövizin fiyatı bir yükselsin, felaket tellalları hemen ortalığa üşüşüyor. Onursuz bir kazancı, onurlu bir kayba üstün tutuyorlar. Varsın Türkiye zarar görsün, hiç umursamıyorlar. Ne yapsalar boştur, ömürlerinde bir kez olsun adam gibi adam olmayı beceremezler. Bir kez olsun yerli ve milli duruş sergileyemezler. Bugün açsak yarın doyarız. Hayatın şaşmaz gerçeği budur. Bugün işimiz yoksa yarın buluruz. Haysiyetli yaşamın doğası budur. Şeker yoksa pancar ekim alanını genişletiriz, yağ yoksa ayçiçek ekim alanını artırırız, un yetersizse buğday üretimini yükseltiriz, yine de hiç kimseye mihnet etmeyiz. Türkiye tarım ürünlerinde dünyada kendi kendine yetecek nadir ülkeler arasındadır."