Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, "Şu anda Türkiye'nin öncelikli meselesi anayasa değişikliği değildir. Asıl meselemiz ekonomidir. Vatandaşın geçim derdi ve enflasyondur. Bunların çözülmesi için de şu anda bir anayasa değişikliğine aslında ihtiyaç yoktur" dedi.
Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, çeşitli ziyaretler için Kayseri'ye geldi. Özel bir restorandaki kahvaltı programında konuşan Erbakan, "Şimdi bugün Gazze'de, Refah'ta bunu çok daha açık bir şekilde görüyoruz. Erbakan Hocamız yıllarca "İslam birliği, İslam dinarı, Yeniden büyük Türkiye" dedi. Şimdi neden böyle çırpındığını bu manzarayı gördüğümüz zaman çok daha iyi anlıyoruz. Çünkü o hedeflere ulaşamadığımız için bugün 2 milyar Müslüman, bu vahşeti maalesef sadece film izler gibi televizyonlardan izliyor. Ne kadar büyük bir acı ve ne kadar büyük bir zillet. Kendi çocuklarımızın başını okşarken utanan, ramazanda iftar yaparken lokmalar boğazına düğümlenen bir ümmet haline geldik. Çünkü televizyonda Gazze'yi seyrederken iftar yapamıyorsunuz. Orada insanlar aç. Oradaki çocukların paramparça bedenlerini gördüğünüzde kendi çocuğunuzu okşayamıyorsunuz, sevemiyorsunuz. Oradaki insanların halini görünce gece yastığa başınızı koyamıyorsunuz, uyku uyuyamıyorsunuz Korkunç bir vahşet, korkunç bir katliam" ifadelerini kullandı.
'BU HAYVANLARI YAŞATACAK KADAR PARAMIZ YOK MU'
Sokak hayvanlarıyla ilgili konuşan Erbakan, "Peygamber efendimiz, "Merhamet etmeyene merhamet edilmez" buyuruyor. Evet, sokaklarda bir tane başıboş köpek kalmasın. Bunu zaten biz bir proje olarak söyledik. Bunların hepsini toplayalım. Kısırlaştıralım. Onların hayatına son vermeyelim. Çünkü bizim inancımızın temeli, bütün mahlukata şefkattir. Böyle merhametsiz bir yaklaşımı Yeniden Refah Partisi olarak kabul etmiyoruz. Bu hayvanların elbette ki toplanması lazım. İnsanların yaşam alanlarından uzaklaştırılması lazım. Ama orada veterinerler gözetiminde en iyi şartlarda yaşamaya devam etmesi lazım. Biz şimdi bu canlara kıyamayız ve bunları öldüremeyiz. Bunların yaşatılması, "Efendim çok büyük maliyet oluyor" deniyor. Kamuda bir ayda 1 milyon 400 bin lira maaş alan bir müdürümüz bir milyon maaş alıversin. 800 bin lira maaş alan bürokratımız 300 bin lira maaş alıversin de bu hayvanlara bir kaynak bulalım. İmtiyazlı holdinglere 128 kez vergi muafiyeti çıkaracağımıza 28 kez çıkartalım da buradan bu hayvanlara bir kaynak bulalım. Trilyonları faize veriyoruz. Bu kadar israfa bu kadar faize imtiyazlı holdinglere trilyonlar aktarırken bu hayvanları yaşatacak kadar paramız yok mu?" diye konuştu.
'MİLYONLARCA ASGARİ ÜCRETLİ BUGÜN, MATEMATİK OLARAK AÇTIR'
Türkiye'de halkın yüzde 85'inin yoksul, yüzde 54'ünün de aç olduğunu söyleyen Fatih Erbakan, "Bunu, açlık sınırı ve yoksulluk sınırından çıkartıyoruz. Asgari ücret 17 bin lira. Açlık sınırı bugün 20 bin liradır. Sayın Cumhurbaşkanının çağrısına uyup 3 çocuk sahibi olan bir aile için açlık sınırı 25 bin liradır. 17 bin lira maaş alan milyonlarca asgari ücretli bugün, matematik olarak açtır. Sosyal yardımla, sadakayla, zekatla, eşin, dostun, akrabanın desteğiyle aç kalmıyor ama kendi geliri matematiksel olarak açlık sınırının altında. 4 kişilik aile için, yoksulluk sınırı 58 bin lira olmuş. Devlet büyüklerimizin tavsiyesine uyup 5 kişilik bir aile olursa eve 70 bin lira girmesi lazım ki temel ihtiyaçlarını kimseye muhtaç olmadan karşılayabilsin. Bugün Türkiye'de kaç haneye ayda 70 bin lira gelir giriyor? Emekli maaşı 10 bin lira. 10 bin liralık emekli maaşı, açlık sınırının yarısı. Emekli maaşıyla 15 sene önce 11,5 gram altın alınıyordu. Bugün bu 10 bin liralık emekli maaşıyla 4,5 gram altın alınıyor" dedi.
'CUMHURBAŞKANI YARDIMCISININ DA MİLLLETİN OYUYLA SEÇİMİ GÜNDEME TAŞINABİLİR'
Anayasa değişikliği konusuna değinen Erbakan, "Şu anda Türkiye'nin öncelikli meselesi anayasa değişikliği değildir. Sistemler sonuçta bir araçtır. Bu aracı kim, nasıl hangi maksatla hangi hedef doğrultusunda kullanacak? Asıl sorun buradan çıkıyor. İlle de bir değişiklik yapılacaksa da, "İyileştirilmiş Başkanlık Sistemi" veya "Demokratikleştirilmiş Başkanlık Sistemi" olarak adlandırılabilecek bir düzenleme yapılabilir" demiştik. Burada da partili cumhurbaşkanı olmaması tartışmaya açılabilir. Bununla beraber Meclise güvenoyu hakkının verilmesi söz konusu olabilir. Bakanların milletvekillerinden yani milletin oyuyla seçilmiş kişilerden olması konusu gündeme gelebilir. Cumhurbaşkanı yardımcısının da milletin oyuyla seçimi konusu gündeme taşınabilir. Yani, halk iradesinin, millet iradesinin ve bunun tecellisi olan Meclisin güçlendirilmesi ve yine bütçenin Meclisin onayına tam manasıyla sunulması gündeme taşınabilir" ifadelerini kullandı.
'ASIL MESELEMİZ EKONOMİDİR'
Fatih Erbakan, ülkede asıl meselenin ekonomi olduğunu söyleyerek, "Şu andaki sistemde Meclis onaylamasa bile, cumhurbaşkanının kendi belirlediği bütçeyi uygulama imkanı var. Bunlarla beraber de kuvvetler ayrılığı noktasında, HSK'da, Anayasa Mahkemesi'nde, Yargıtay gibi yerlerde doğrudan veya dolaylı olarak Sayın Cumhurbaşkanı, üye sayısının salt çoğunluğunu belirleyebiliyor. Buraların tek bir kişinin iradesi ile kontrol altına alınması söz konusu. Bunun da düzenlenmesi ve bu etkinin tek bir kişinin tahakkümünde olmasının iyileştirilmesi ve ortadan kaldırılması söz konusu olabilir. Böyle bir noktada bizim desteğimiz olur. Bütün bunların yanında asıl meselemiz ekonomidir. Vatandaşın geçim derdi ve enflasyondur. Bunların çözülmesi için de şu anda bir anayasa değişikliğine aslında ihtiyaç yoktur" diye konuştu.