Neden böyle yazdım; bir zamanlar rahmetli Süleyman Demirel seçim propagandasına üç anahtar vaad etmişti. Seçimleri kazanıp iktidar olduğunda otomobil, ev ve iş sahipleri olabilecekti vatandaş. Gariptir ki iktidar da oldu müthiş üç anahtar sözleriyle. Gel zaman git zaman yokluk içinde kalan vatandaş öyle bir hale geldi ki üç anahtardan olmuştu. Kimi arabasını satmak zorunda kalmıştı, kimi evini kimi de iş yerini kimileri de üçünü birden ve halen ders alamadı seçmen yani milli irade.
Defalarca birinci ağızdan hepimiz duyduk söylenen seçim demeçlerini bir çok kez seçimin zamanında yapılacağını AK Parti Genel Başkanı Sayın Erdoğan söyledi buna tüm vatandaşlar şahittir. Sağır sultan bile duydu. Ama çok iyi biliyoruz ki AK Parti ve üst düzey siyasileri gerek gizli gerekse alanen anketörlere seçimle ilgili anket yaptırıyorlar. Ancak halen tek başlarına iktidar olabilecekleri rakamları görmüyorlar. Üstelik Devlet Bahçeli'yle yaptıkları işbirliğine rağmen.
Oysa Devlet Bahçeli’ye kalsa erken seçim istiyor. En azından sahada ve ortalıkta bu söylemler dolaşıp duruyor. İster istemez neler oluyor neler olmuyor diye düşünmek zorunda kalıyoruz.
Bence ekonominin bu haliyle seçime gitmek iktidara çok şey kaybettirir acilen ekonomiyi düzeltmek ve rehabilite etmek gerekir. Gelinen nokta an itibariyle iç açıcı değil kimse kimseyi kandırmasın pembe tablolar çizmesin hele yalan dolanlara felsefeye başvurmasın ters teper.
Şimdi Devlet Bahçeli'ye odaklanmak da gerekir sanırım ne oldu da bu zat-ı muhterem erken seçime meyletti. Yoksa o da İYİ Parti'nin parlayan yıldızından mı çekiniyor. Yoksa bizim de şimdilik bilmediğimiz ama yakın bir gelecekte mutlaka öğreneceğimiz bir bilinmez denklem var. Olmazsa erken seçim provası veya nabız yoklaması hatta istemeleri asla 1 nisan şakası değildir.
Hatta bana kalırsa AK Parti Genel Başkanı Erdoğan da 'neler oluyor nerden çıktı' şimdi bu erken seçim atmosferi kararı diye düşünüyordur. Onu da göreceğiz. Fakat unutulmamalı ki CHP sık sık erken baskın seçimden söz ediyorlardı ve beklentisi içindeydiler. Renkli sinemaskop bir filmin fragmanı başladı diyebiliriz. Olsa da olmasada basına sosyal medyaya ve akademisyen görünümlü bilim adamları yahut afedersiniz kilim adamlarına da gün doğdu artık sabahlara kadar evir çevir ekle eksilt anlatıp dururlar.
Emekliler, memurlar, ücretliler, asgari ücretliler, dar gelirliler bu kez de önlerine olası gelecek seçim sandığına yapılması gereken yasal operasyonu yapmazlarsa sonsuza dek ağlasınlar sızlasınlar kendi elleriyle başlarına tac ettikleri iktidardan yakınmaları kendi riyakar ve cahilce seçenekleri olmuş olacaktır. O zaman boşuna ağlama sızlama yakınma moduna girmesinler dersem haksız mıyım? İktidar olacak olan geleceğin iktidarı ki kim olursa olsun hangi parti olursa olsun uzaydan gelmiyorlar seçiliyorlar seçiyoruz. O halde gerek olumlu gerek olumsuz onu zaman gösterecek ibrenin nereye kayacağını biz belirliyoruz. O halde her tür bedeli veya ödülü de hak etmiş oluyoruz diye düşünürüm.
Bu provada veya antremanda yani seçim sporunda profesyonel bir futbolcunun da şimdi bir partinin genel başkanı olduğunu da hatırlatırım sonuçlardan memnun olmayıp kaybederseniz ey seçmen pişman olmayın zira şansınızı kendiniz belirlemiş ve karşı defans yapmamış oluyorsunuz her şeye rağmen çektiklerinize ve ağlamanıza yakınmalarınıza rağmen…
Okunma Süresi: 3 dk
Bursaspor'dan sürpriz imza! Vefa Temel Kimdir, Transfer Ücreti nedir?
#Spor / 22 Kasım 2024
Mauro Icardi ve Wanda Nara ayrılığına Okan Buruk'tan dikkat çeken yorum!
#Magazin / 22 Kasım 2024
Yorumlar
Yorum yapmak için, isterseniz giriş yapabilir veya kayıt olabilirsiniz.
*
Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *