Erdoğan'ın açıklamalarındaki satır başları şöyle;
"Amacımız dost ve kardeş Libya halkının siyasi birlik etrafında toplanmasını sağlamaktır. Sayın Sarrac'la Libya'lı kardeşlerimizin barış, emniyet ve refahına katkı yapacak verimli bir görüşme gerçekleştirdik. Türkiye'nin önceliği bir an önce Libya'nın istikrara kavuşmasıdır. Çözüm ancak BM himayesinde ve Libyalıların öncülüğünde yürütülecek siyasi süreçle tesis edilebilir.
"TARİH YARGILAYACAKTIR"
Darbeci Hafter ifadesini kullanıyorum, bunu boşuna kullanmıyorum. Hafter yakın zamanda Libya siyasi anlaşmasını reddedip, ülke yönetimini üstlendiğini açıklayarak gerçek yüzünü bir kez daha göstermiştir. Darbeci Hafter'i destekleyerek Libya'yı kan ve gözyaşına boğanları elbette tarih yargılayacaktır. Milli Mutabakat Hükümeti'nin son dönemde kazandığı başarıları ise biz de takdirle takip ediyoruz.
"ARAMA VE SONDAJ İŞBİRLİĞİNİ GENİŞLETMEYİ HEDEFLİYORUZ"
Görüşmede Libyalıların günlük hayatını olumsuz etkileyen ablukanın kaldırılması gerekliliğini ele aldık. Hiçbir zaman Libya halkının sorunlarıyla ilgilenmeyen bir kişinin masaya oturacak temsili kabiliyeti olamaz. Uluslararası ve bölgesel tüm aktörlere gereken adımları atmaları yönünde çağrımızı tekrarlıyoruz. Petrolün darbeciler tarafından hukuk dışı satışına izin verilmemelidir. Libya ile yeni işbirliği geliştirmeyi kararlaştırdık. Doğu Akdeniz'deki doğal zenginliklerinden faydalanmak üzere arama ve sondaj dahil işbirliğimizi genişletmeyi hedefliyoruz.
"DESTEĞİMİZ SÜRECEK"
Türkiye hakkın ve haklının yanında olmayı sürdürecektir. Libya'nın istikrara kavuşması, bu ülkenin komşuları ve Avrupa başta olmak üzere tüm bölgelerin yararınadır. Libya'nın meşru hükümetine ve kurumlarına verdiğimiz destek artarak devam edecektir. Berlin sürecinden NATO'ya kadar tüm uluslararası platformlarda sayın Sarrac'la birlikte hareket edeceğiz."
SERRAC: İKİLİ İLİŞKİLERİ GELİŞTİRMEYE DEĞİNDİK
Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti Başkanlık Konseyi Başkanı Fayiz Es-Serrac da, yaptığı açıklamada şunları söyledi:
"Kardeşim ve dostum Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'la birlikte olma fırsatı yakaladım. Kendisiyle çok önemli konuları ele aldık. İkili ilişkilerimizin geliştirilmesiyle ilgili konulara değindik.
Sayın Cumhurbaşkanına Türkiye'nin tarihi ve cesur tutumundan dolayı özellikle teşekkürlerimizi ilettik.
Bizler her zaman için askerin despotizm tavrına karşı sert tutumumuz olmuştur. Bu bağlamda bugün bize karşı lejyonerler tarafından ve onları destekleyen tarafından başlayan saldırılardan sonra birkaç saat öncesinde büyük bir başarıyı elde etmiş olduk, Trablus cephesini tamamıyla özgürleştirmeyi sağladık.
Aslında bu zafer hepimizin zaferidir, hakkın batıla olan zaferdir. Şehitlerimize Allah'tan rahmet, yaralılarımıza şifa diliyoruz. Bizler mücadeleye devam edeceğiz. Düşmanı tamamıyla ortadan kaldırıncaya kadar mücadelemizi yapacağız. Modern demokratik ülkemizi tesis etme yolunda geri adım atmayacağız.
Savaş suçlusuyla müzakare masasına oturma ile ilgili her ne kadar zorlamalar olsa kendisinin meşruluğu tanımamakta olduğunu bilmekteyiz. Kendisine müzakare olanağı vermeyeceğiz. Bizim için önemli olan taraf halkın iradesidir. Bizler biliyoruz ki, bazı kırık sesler, çatlak sesler ilkelerimizle ilgili şüpheli yaklaşımlar sergilemektedir. Şu an Libya devletini kurmak için safları sıklaştırmak zamanıdır.
Şu an sizler Trablus ve çevresinde yenilgiye uğradınız ve artık bundan geri durmalısınız. Libyalıları kendi haline bırakın, tarih sizi asla affetmeyecektir.
"TÜRKİYE'Yİ LİBYA'DA GÖRMEK İSTİYORUZ"
Libya doğal kaynaklar, insan kaynakları ile geleceğe yönelik olarak Türkiye ile yapıcı işbirliği kurma olanaklarına sahiptir. Ekonomik, siyasi, bölgesel ağırlığınızla birlikte hep beraber Libya'nın tekrardan imarı sürecinde de Türkiye'yi ve Türk şirketlerini tekrar Libya'da görmek istiyoruz.
Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığına ve halkına en içten teşekkürlerimi iletirken, Türkiye'ye ilerleme, atılım getirmesini, halkın daha iyi noktalara ulaşmasını temenni ediyorum."