Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şöyle:
"Genel Merkez Kadın Kolları Başkanlığı'na aday gösterdiğimiz Ayşe Keşir kardeşimize de başarılar diliyorum.
Siyasete kadın nezaketini, inceliğini katan, Türkiye'nin büyümesi ve güçlenmesi yolunda mücadelemizi omuzlayan tüm kadınlara teşekkür ediyorum.
İnşallah bu coşku 2023'ün müjdecisidir. Her zaman söylüyorum kale içeriden fethedilir. Bu kaleyi içeriden fethedecek olanları şu anda karşımda görüyorum.
Bazı mücadeleler vardır ki karşılığı sadece Rabb'imizden umarız. Medeniyet davamız yolundaki yürüyüşümüz de böyle bir mücadeledir. Sokak sokak, ev ev gezerek davamızı anlatan, yeri geldiğinde tankların önüne geçip darbecilerin karşısına dikilen kadınlarımızın hakkını asla ödeyemeyiz.
Bugün Türkiye'de siyasetten ekonomiye, iş dünyasından sivil toplum faaliyetlerine kadar her alanda kadının adı ve imzası varsa AK Parti'nin gayretleri sayesindedir.
Hayata geçirdiğimiz reformlar ve uygulamalarla yıllarca çağdaşlık, laiklik adına kızlarımızın eğitim ve iş hayatında önlerini sinsice kesenlere en güzel cevabı birlikte verdik.
Yıllarca kamuoyu önünde kadının sadece adını kullanan buna karşılık geri planda hep ezen, horlayan, istismar eden hatta tacizde bulunan anlayışı bu mücadeleyle hem deşifre ettik hem gerilettik.
Geçtiğimiz 19 yıla yakın zamanda ülkemizde milletimiz adına özellikle de kadınlar adına elde edilen her kazanımın altında sizlerin emeği ve mührü var.
Toplam üyemiz 11,5 milyon. Sadece kadın kollarımızın üye sayısı 5.5 milyon.
Kadın kollarımızı kurarken niyetimiz tüm kadınlara ulaşmak ve tüm hanelere girmekti. bizim inancımıza göre kadınla erkek aynı özden yaratılmıştır. Hayatın diğer alanlarında olduğu gibi siyasette de kadını dışlayan sadece insanlığın yarısını değil aynı zamanda fıtrata da sırtını dönmüş olur.
Kadın hakları konusunda güya en ileri sayılan ülkelerdeki kadın cinayetlerinin ülkemizdeki kat be kat fazlası olduğunu görmezden gelerek Türkiye'yi hedef alanların derdi milletimizin kendisidir.
(Samsun'daki kadına şiddet hakkında) Meclis'te yeni bir komisyon oluşturuyoruz. Grup başkanımızla da konuştum. Tekrar oluşturacağız. Biz bunları ne ana muhalefete ne de diğerlerine bırakamayız. Elimizden geleni yapacağız.
Medeniyet tarihimizde erkeğin sorumluluklarının onu nispeten öne çıkarmış olması kadını geri plana atan değil tam tersine kollayan bir ifadedir.
Kadını anne olmaktan, kardeş olmaktan, eş olmaktan, evlat olmaktan velhasıl insan olmaktan çıkartıp köksüz ve ruhsuz bir birey olarak karşımıza dikmeye çalışanların oyununa gelmeyeceğiz.
Adına aile dediğimiz mukaddes ocak, kültürü aktaran vasıflarıyla ortak geleceğimizin teminatıdır. Ailenin çözüldüğü yerde toplumu ayakta tutmak mümkün olmaz. Yaşadığımız her afet, her kriz bize güçlü aile yapısının ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gösteriyor.
Yeni dönemdeki önceliklerimizden biri de aile müessesini güçlendirmek olacaktır. Kadın en başta annedir ve çocuğun ilk vatanıdır.
Türkiye kadına şiddet sorununu öyle veya böyle kadına şiddet sorununu çözer.
Diyarbakır Anneleri'ni anmadan geçmek olmaz. Evlatlarınız terör örgütü tarafından sizden çalınmışsa bu acının tarifi hiç mümkün değildir. Bu annelerin tek bir amacı vardır. O da PKK'nın çocuk yaşta ellerinden aldığı evlatlarına kavuşmak. Böyle bir ulvi bir amaca sahip Diyarbakır Anneleri birilerinin aklına günler sonra ancak düşmüş.
Ana muhalefete soruyorum. Siz bu partinin (HDP) yanında mısınız karşısında mısınız? Bunu açıkça söyleyeceksiniz. Ankara'dan İstanbul'a dirsek dirseğe yürüyüş yapacaksın sonra da bizim onlarla alakamız yok diyeceksiniz. Kimi kandırmaya çalışıyorsunuz?
Ey ana muhalefet partisinin başındaki adamcağız! Sen ne zamandan beri devletin aşıları parayla sattığını söylüyorsun? Bu ne utanmazlıktır ya!
Önce 'ben vatandaş Kemal'im' dedi. Sonra gitti yaptırdı. E neden gittin yaptırdın?
Biz demokrasi diyoruz, onlar tek parti özlemi diyor.
Onların yerel yönetimlerinin olduğu yerlerde çöp, çukur, çamur var. İzmir'i sel aldı götürdü, İstanbul, Ankara öyle. Çünkü bunların derdi halkıyla, şehriyle dertlenmek değil.