Ey ahali! Bu gördüğünüz muhterem, veli nimetimizdir.
Öyle ulu, öyle ulvi, öyle kuvvet ve kudret sahibidir ki, sağ eli ile güneşi, sol eli ile ayı tutar.
Her kim ki ona yakın, iki cihanda sıkıntı nedir bilmez.
Her kim ki ondan uzak iki cihanda yüzü gülmez.
Onun nefesinin dokunduğu yurtlar abad, ona sırt çevirenler ise harap olur.
Onun dostları dostumuz, düşmanları düşmanımızdır.
Sözü sözümüz, dini dinimiz, kini kinimizdir.
Dertlerimize deva, hastalarımıza şifa..
Övüncümüz, güvencimiz, itibarımızdır.
Canımız, ciğerimiz baştacımızdır.
İhanet, o’na yapılan kem sözde vücut bulur.
Zira kem söz, hakka, hakikate ihanettir.
Millete, milletin değerlerine ihanettir.
Ona dost olanlar huzur ve saadet bulsun.
Düşmanlık edenler cehennem narında yansın.
O, bizim dostumuzdur, bu böyle biline.
-Emrin olur ağam.
Ey ahali!
Bu gördüğünüz, hakkı ve hakikati karartan kötünün mimarı, kötülüğün ta kendisidir.
İşi yalan, aşı haramdır. Yalan konuşur, iftira atar, hakikatleri karartır.
Halk için varız der, halkın değerlerinden rahatsız olur.
Halkın mutluluğu dese de inanma. Kendi sefahatte, halk ise sefalettedir.
Dün yaptıklarını kendi bilmediği için, halkın da bilmediğine inanır.
Bilmez ki halkın hafızası, her şeyi kaydeder.
Kaydeder de, vakti saati gelinceye kadar kayıtlarını deşifre etmez.
Unutmayın ki yaptıkları, yapacaklarının teminatıdır.
Neler yaptı, şöyle geçmişe bakıp hatırlatayım.
Hastanede kuyruk, postanede kuyruk…
Minarede ezan yok, fırında ekmek…
Çay, şeker hak getire, kahvenin tadını unuttuk.
Bir bardak yağ için karaborsacının eline düştük.
Fabrikada grev var, üretim paydos…
Babalarımız eve dönüyor; boynu bükük, elleri bomboş.
Meydanlarda bol bol halkçılık nutukları dinledik.
Bir lokma aş için vurguncuların elinde, iniminim inledik.
Bir bakarsın başörtülü kadına parti rozeti takar,
Bir bakarsın başörtüsü aleyhinde nutuklar atar.
Sözde halkçı, özde halka tepeden bakar.
Sakın inanmayın sözlerine. Kıtlığın, yokluğun, zilletin temsilcisi, milletin baş düşmanıdır.
Kim ki ondan uzak, iyiliğin, güzelliğin, milletin, bolluğun, bereketin, hakkın yakını, kötülüğün hasmıdır.
-Emrin olur ağam.
Ey ahali!
Bu gördüğünüz alimdir, bu ise zalim.
Bu adam hacıdır, bu adam hoca.
Bu gördüğünüz ise gecedir, karanlık gece.
Bunu böyle bilesiniz.
-Emrin olur ağam.
Ey ahali!
Bu doğrudur, bu ise yalan.
Bizden başka hak yok, bizden başka iyi yok buna inan.
Milletin iradesi, kamunun vicdanı, mazlumların sesiyiz.
Biz rahmet için varız, hakkın temsilcisiyiz.
Halkın iradesi hakkın iradesidir, buna inancımız tam.
Bize inanmayanın, bilin ki hali yaman.
Millet iradesinin üzerinde irade tanımadık, demokrasimizi bugünlere taşıdık.
Çeteleri bitirdik, vesayeti kırdık, demokrasimizi geliştirdik.
Terörün başını ezdik, akan kan ve gözyaşını dindirdik.
Onlar laf yaptı, biz ise millete yatırım yaptık.
Yoklukta değil, varlıkta kuyruk olmanın yolunu açtık.
Sanayinin çarkını, toprağın verimini, tezgâhın bereketini arttırdık.
Ekmeğimizi büyüttük, milletin refahı için gece-gündüz çalıştık.
Halkımızın mutluluğunu, mutluluk bildik.
Milletimiz için kan kustuk, kızılcık şerbeti içtik.
-Eyvallah ağam.
Ey ahali!
Eyvahlar olsun.
Kandırmış beni alçaklar.
İnandırmış beni, işbirlikçi vatan hainleri.
Alim bildiklerimiz zalim, hoca bildiklerimiz geceymiş.
Dost bildiklerimiz puşt, puşt bildiklerimiz dost imiş.
Hizmet ettiğini sandıklarımız, bizi arkamızdan vurmuş, kuyumuzu kazmışlar.
Bu vatan hainleri, istikrarımızı, birliğimizi, dirliğimizi bozmak, devletimizi yıkmak için ihanet manifestosu yazmışlar.
Gerçek niyetlerini gizlemiş müptezeller.
haydi saf tutun yanımda, şu hainlerin haddini bildirelim.
Bize karşı çıkacak olanları sindirip, bekaya dair korkuyu dindirelim
-Emrin olur ağam.
Ne yaparsın ağam, hayat bu…
Dünya hali işte…
Gün gelir, kezbanlar destan, onları destan yapanlar, mestan olur.
Şikayet etmemek, ahlanıp vahlanmamak lazım. Bu bir döngü…
Bu gidiş yarın da başka bir şey olacağının habercisidir. En azından daha temkinli olursun.
Gerçi senin bu işte hiçbir vebalin yok. Senin vebalinin olduğunu düşünemeyiz bile.
Çünkü sen vebalden münezzehsin.
Sen ne yaparsan doğru odur. Zira senden yanlış sadır olmaz.
Tamamen kurmaca bütün bu cümleler.
Tabi ki de böyle bir toplum olamaz.
Böylesi bir topluma balık hafızalı toplum denmez mi?
Böyle bir toplum köle toplumu değil midir?
Birisi çıkıp diyecek ki, ben bunu seviyorum sizde sevin. Bütün toplum hemen onu sevecek. Bir başka gün, daha önce seviyordum ama şimdi nefret ediyorum, herkes nefret edecek. Ben doğru dediysem buna, bu doğrudur. Buna yanlış diyen vatan hainidir. Dün bu doğru idi, yanılmışım. Dün buna doğru diyen herkesten bunun hesabını soracağım. Bütün toplum “hesap sor, hesap sor vatan hainlerinden” diye feryat edip, intikam naraları atacak meydanlarda…
Olacak iş mi bu?
Değil tabi ki, olacak iş değil. Böyle bir durum gerçek olabilir mi?
21. Yüzyılda, böyle köle ruhlu bir toplum olabilir mi?
Kurmaca dedik ya hepsi bu, gerçek değil.
Bütün bunlar mademki kurmaca, mademki gerçek değil, sana ne öyleyse diyebilirsiniz. Ya da, o zaman neden kurmaca söylemleri düşünüp, bizi meşgul ediyorsun diye sorabilirsiniz. Hakkınız var. Neden? Neden, çünkü insanı yaratan Allah “…… Siz hiç düşünmez misiniz?” diye soruyor. Bu soruya muhatap olduğum için…
21. Yüzyılın ilk çeyreğinde, bilim ve teknolojide ki baş döndürücü değişim ve dönüşümlerin yaşandığı günümüzde, bütün bunların gerçek olduğunu düşünmek akla zarar. Bütün bunların yaşandığına inanmak aklın iflası… Bilimin, bilginin, düşüncenin, görüşün, tecrübenin, istişarenin hiçbir değerinin olmaması mümkün olabilir mi?
Asla mümkün olamaz, diyen sesinizi duyar gibiyim. Haklısınız, asla mümkün olamaz, olmamalı. Doğruysa bu inanç, bu yargı, bu çıkarsama, peki bütün bunlar neden oluyor öyleyse?
Hiç düşündünüz mü, neden?
Okunma Süresi: 5 dk
Tv de Bugün Hangi Diziler Var 24 Kasım 2024
#Televizyon / 24 Kasım 2024
Kartpostallık görüntüler büyüledi: Kar yağışı şehri beyaza bürüdü
#Yerel Haberler / 24 Kasım 2024
Yorumlar
Yorum yapmak için, isterseniz giriş yapabilir veya kayıt olabilirsiniz.
*
Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *