Türkiye, Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer’in gözaltına alınmasını konuşuyor. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın gözaltı kararına dair açıklamasında 10 yıldır takipte olduğu belirtilen ve Esenyurt Belediye Başkanı seçilmesinden 6 ay sonra hakkında başlatılan soruşturma kapsamında gözaltına alınan Ahmet Özer’in İstanbul Emniyeti’nin Vatan yerleşkesinde gözaltı süreci devam ediyor. Özer’in gözaltına alındığının ortaya çıkmasının hemen ardından sosyal medya hesabından yaşananları kınayan bir açıklamada bulunan ve Başkan Özer’e destek veren İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu sayfasından yeni bir mesaj daha paylaştı.
“İstanbul’a itibar suikasti”
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer’in gözaltı süreci devam ederken yeni bir açıklama daha yaptı. Kişisel X hesabından yazılı bir mesaj paylaşan İBB Başkanı İmamoğlu, süreci büyük bir dikkat ve ciddiyetle takip ettiğinin altını çizdi. İmamoğlu, gözaltı kararının zamanlamasına dikkat çekerken, kendisine yönelik devam eden “Ahmak davası”na da gönderme yaptı. Yaşananların İstanbul’a ve ana muhalefet partisi CHP’ye yönelik bir itibar suikasti olduğunu vurgulayan İmamoğlu, “İstanbullularla derdiniz nedir?” diye sordu.
“Dikkatle ve ciddiyetle izliyorum”
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun X paylaşımının tamamında şu ifadeler yer aldı
“Bugün sabah saatlerinde Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer hakkında başlatılan soruşturmayı büyük bir dikkat ve ciddiyetle izliyorum.
Sayın Ahmet Özer’e yönelik operasyon, yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığına dair endişelerimizi daha da artırmıştır.
Yargının siyasallaştırılarak siyasi rakiplerin oyun dışına atılması amacıyla kullanılmasının, demokratik hukuk devleti ilkesine aykırı olduğunu vurgulamak zorundayım.
İBB Başkanı olarak bizzat ben, bu tür uygulamaları en acı şekilde tecrübe edenlerin başında geliyorum. Bana yönelik olarak açılan ve kamuoyunda “Ahmak Davası” olarak bilinen dava ve benzeri pek çok soruşturma devlet ciddiyetinden ve yargı tarafsızlığından uzaktır.
Devlette görev yapmış ve yıllarca dekanlık, rektör yardımcılığı, GAP Belediyeler Birliği Genel Sekreterliği gibi kamu görevleri üstlenmiş bir bilim insanı ve seçilmiş belediye başkanı olan Sayın Özer’in emniyet güçlerinden kaçma ihtimali yokken ifadeye çağrılmak yerine, bir şafak operasyonuyla göz altına alınması uygunsuzdur. Biz bu şafak operasyonlarının ilhamını hangi mirasınızdan aldığınızı iyi biliyoruz.
Siyasi rakiplerin önünü kesmeye yönelik bu tür uygulama ve davalar hukuk ve adalete değil, yalnızca iktidarın amaçlarınahizmet etmektedir.
Kamuoyuna mal olmuş şahsiyetlerle ilgili bu tür uygulamaların tarafsızlık ilkesine uygun, titizlikle yürütülmesi gerekir.
Bugünkü şafak operasyonu ardından kamuoyuna yapılan açıklamada, Sayın Özer’in 10 yıl boyunca 694 terör örgütü mensubuyla görüştüğü iddia edilmektedir. Şayet buiddia doğruysa kendisinin, ayda 5-6 terör örgütü mensubuyla görüştüğü anlamı çıkmaktadır. O halde neden bugüne kadar beklediniz? TUSAŞ’a saldıran teröristleri izlemek yerine devlete yıllarca hizmet etmiş akademisyenleri mi izliyorsunuz?
Sayın Özer, belediye başkan adayı olduğunda adli sicilini soruşturdunuz, arşiv kaydını soruşturdunuz. Aynı adliyeden temiz kağıdı verdiniz. Altı ayda ne değişti?
Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından ön yargısız bir kucaklaşmanın talep edildiği, Abdullah Öcalan’ın terörü sonlandırmak üzere Meclis’te konuşmasına zemin hazırlandığı bir dönemde CHP’li bilim insanı bir belediye başkanının terör iddiasıyla göz altına alınmasını milletimizin vicdanına havale ediyorum.
Bu çaba ana muhalefete ve İstanbul’a itibar suikasti değilse nedir? Daha açık sorayım sizin İstanbullularla derdiniz nedir?
Sizin Türkiye hayaliniz, Türkiye Yüzyılı’nız bu mudur? Kucaklaşma dediğiniz bu mudur?
Ne yaparsanız yapın, hangi karanlık planı düşünürseniz düşünün bu siyasi ve kurumsal çürümeyi bitireceğiz. Türkiye Cumhuriyeti devletini kişilere değil, kurallar ve kurumlara bağlı, herkes için eşit ve adil hizmet üreten bir yapıya kavuşturacağız.”