MHP lideri Bahçeli, yaptığı yazılı açıklamada, son dönemlerde Türkiye'ye direkt tesir eden iç ve dış sorun alanlarının ivme kazandığını, bununla birlikte içerik ve istikametinde tehlikeli değişimler yaşandığının gözlendiğini bildirdi. Küresel ve bölgesel tansiyondaki artışın kaygı verici seviyede olduğunu kaydeden Bahçeli, "Doğu Akdeniz'de yükselen gerilimlerin ülkemiz ve uluslararası siyaset gündeminin baş köşesine yerleştiği bir dönemde Beyrut patlaması oldukça düşündürücü ve dikkat çekicidir. Türkiye'yi Libya'dan, Suriye'den hatta Doğu Akdeniz'den tecrit etmek için kuyruğa giren müstevli şarlatanlığın Beyrut-Ankara bağlantısını koparmak, ülkemizi içine hapsetmek amacıyla şiddet dolu bir eylem içinde olduğu vehim değil, vaki bir gerçektir. Bu bayatlamış kanlı oyunu merkezinde bozmak hedefiyle Lübnan'a giden Cumhurbaşkanı Yardımcımız ile Dışişleri Bakanımız zamanlama itibariyle çok doğru bir hamle yapmışlardır" dedi.
'TÜRK MİLLETİNİN ŞAKASI YOKTUR'
Bahçeli, Yunanistan'ın arasında deniz sınırı olmayan Mısır'la geçersiz ve yok hükmünde bir anlaşma imzalamasının ahlaksız bir tertip olduğunu belirterek, "Yunanistan düşmanca tutum sergilemektedir. Ancak Türk milletinin düşmana ne yaptığı da bilinmektedir. Yüzyıl önce Sevr'e boyun eğip kabullenmemiz için Haziran 1920'de Anadolu'yu istila emri alan kokuşmuş Yunan anlayışının, bugün tekrar küresel emperyalizmin tetikçiliğine heves etmesi Ege ve Akdeniz'i her türlü ihtimale müsait ve müzahir hale getirmiştir. Türk milletinin şakası yoktur. Ayağımızın altında dolaşanın akıbeti ezilmektir. Denizde provokasyon yapanları bekleyen makus son, çırpına çırpına boğulmaktır. Kara sularımızdaki pervasızlıkların nihai sonucu batıştır, balıkların karnıdır, denizin dibidir. Türkiye'yi Akdeniz'den çıkarmaya, Anadolu coğrafyasına kıstırmaya ve sıkıştırmaya hiçbir ülkenin gücü yetmeyecektir" diye konuştu.
'YUNANİSTAN KAĞITTAN KAPLANLIK YAPMAMALI'
Yunanistan'ın Lozan Antlaşması'nı çiğnediğini, Doğu Ege Adaları'nın silahsızlandırılmış statüsüne aykırı hareket ettiğini belirten Bahçeli, şunları kaydetti:
"Yunan yönetimi Meis Adası'ndan dolayı haksız ve hayasız şekilde 40 bin kilometre karelik deniz yetki alanı talep ederken, Türkiye'yi Akdeniz'de durdurmaya, Akdeniz'i Türkiye'ye kapatmaya kalkışmaktadır. Meis Adası'nın Türkiye'ye uzaklığı 2 kilometredir. Bu adanın Yunanistan ana karasına mesafesi ise 580 kilometredir. Yunanistan'ın Ege'de alçakça işgal ettiği adalardan, adacıklardan ve kayalıklardan derhal çekilmesi, adaları silah ve askerden arındırması, Akdeniz'deki tahriklerine son vermesi çok tehlikeli kapışma ve kutuplaşmaların önlenmesi açısından mecburiyettir. Türkiye ile Yunanistan arasında uzun yıllardır devam edegelen deniz sınırı sorunu, hava sahası ve kıta sahanlığı anlaşmazlıklarıyla coğrafi formasyonlardaki ihtilaflar siyaset ve diplomasinin imkanlarıyla masaya yatırılmalıdır. Yunanistan hiç kimseye güvenip de kağıttan kaplanlık yapmamalıdır. Türk milleti korsan ve düşman niyetleri yeri gelirse nefesiyle yeri gelirse kanıyla canıyla bertaraf edecektir. Uluslararası hukuka uygun, komşuluk ahlakına bihakkın riayet eden anlaşma, görüşme ve mutabakatlarla kronik sorunların çözümü mümkün ve muhtemeldir. Yunanistan derinleşen krizlerin yatışmasına, sertleşen ilişkilerin yumuşamasına hizmet yerine destek olursa bizatihi kendisi zarar görecektir. Türkiye'nin kıta sahanlığına sırt dönmesi, mavi vatanından ödün vermesi, tehditlere tamam demesi akla ziyan bir beklentidir."
'CHP-HDP ŞUUR KAYBI YAŞAMAKTA'
"Dış politikada bunlar oluyorken Türkiye'yi Lübnan'a dönüştürme gayreti, Suriye'ye çevirme gayesi, milli birlik ve kardeşlik hukukumuzu zedeleyecek teşebbüslerde bulunma gafleti hain bir niyet olarak karşımızdadır" diyen Bahçeli, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
"Marksist literatürü ortaokulda öğrenmiş kerameti kendinden menkul Serok Ahmet'in Diyarbakır'da PKK üslubuyla konuşması, sözde Kürt sorununu yeniden diline dolayıp ana dilde eğitimden bahsetmesi emperyalist tutsaklığın ulaştığı hazin düzeyi göstermesi bakımından skandal bir örnektir. Bunun yanında Ali Babacan'ın ekonomide felaket tellallığı yapması küresel tefecilerin, IMF'ci bir kafanın, teslimiyetçi bir zihniyetin sipariş eleştirileridir. Bunlara inanacak, itibar edecek hiç kimse yoktur. CHP'nin çatısı altında kendilerine ikbal arayanların zillete düşmeleri acziyettir, teslimiyettir, melanettir. Serok'un sözde Kürt sorununa vurgu yapması, CHP'nin bölücü bir kisveye bürünüp sözde Kürt sorunuyla ilgili rapor hazırlığı içinde olması içimizdeki devşirilmiş siyaset artıklarını teşhir etmiştir. Terörle mücadeleye destek vermekten köşe bucak kaçınıp, şehidi şühedayı ağızlarına almaktan imtina edip Türkiye'nin büyüme, yükselme ve prangalarını kırma dirayetine kara çalanlar tek kelimeyle işbirlikçidir. Terör örgütlerine darbe vuruldukça CHP-HDP ve marjinal partiler şoka girip şuur kaybı yaşamaktadır. Pençe operasyonları terör örgütünün korkulu rüyasıyken bunların da kabusudur."
ERKEN SEÇİM TARTIŞMALARI
Bahçeli, ekonomik gelişmelere için ise, "Siyaseti karıştırmak isteyen çürüklerin ekonomik saldırılardan medet umması, Merkez Bankası'nın döviz rezervinin eridiği yalanına bel bağlaması utanç vesikasıdır. Döviz kurunun yükselişinden sevinenler bir defa zalimlerin oyuncağıdır" değerlendirmesinde bulundu.
Geleceğin temelinin Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'yle atıldığını vurgulayan Bahçeli, "Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem özlemleri boşuna bir taleptir. Cumhuriyet'in yüzüncü yılına temel sorunlarını kökten bitirmiş bir ülke olarak ulaşmak öncelikli ve önemli hedefimizdir. Bu çerçevede erken seçim tartışmaları mahsurludur, sinsi ve sivri bir amaca matuftur. Bilinmelidir ki, 28'inci Dönem Milletvekili Genel Seçimleri 2023 yılının Haziran ayında yapılacaktır." ifadesini kullandı.
DHA