Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi’nin (DEM Parti) her fırsatta kapatılması yönünde çağrılarda bulunan ve Meclis'in bölücülerin meydan okuma yeri olmadığını yaptığı konuşmalarda dillendiren Bahçeli, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 'iç cepheyi güçlendirme' çağrısı sonrası 180 derece dönmüştü.
Devlet Bahçeli ilk adımı Meclis'in yeni yasama yılının açılışında yapmıştı. Herkesi şaşırtan tutuma imza atan Bahçeli, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) milletvekilleriyle tokalaşmıştı.
Bahçeli geçtiğimiz hafta da İmralı Cezaevi'nde bulunan PKK lideri Abdullah Öcalan'a çağrıda bulunarak "Terörün bittiğini, örgütünün tasfiye edileceğini tek taraflı ilan etsin" çağrısında bulunmuştu.
Geçtiğimiz günlerde gerçekleştirdiği grup toplantısında ikinci kez bir çağrı yapan Bahçeli, "Şayet terörist başının tecridi kaldırılırsa gelsin, TBMM'de DEM Grup Toplantısı'nda konuşsun. Terörün tamamen bittiğini ve örgütün lağvedildiğini haykırsın" ifadelerini kullandı. Bahçeli'nin beklenmedik 'Öcalan' çıkışı siyaset gündemini karıştırmaya yetti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'a CHP ve DEM'den Bahçeli'ye destek gelirken İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu ve Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ Bahçeli'nin çağrısına karşı en çok ses yükselten isimlerden olmuştu.
BAHÇELİ'Yİ ELEŞTİRDİ, GÖREVİNDEN ALINDI
Son olarak Milliyetçi Hareket Partisi'nde (MHP) TBMM Grup Danışmanı olarak görev yapan Oğuzhan Güngör, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımla görevine son verildiğini duyurdu.
Oğuzhan Güngör, PKK lideri Abdullah Öcalan'ın Meclis'e çıkarılmasına göz yummayacağını söyleyerek Bahçeli'nin çağrısını eleştirmişti.
Güngör “Bebekleri katleden yenidoğan çetesine nazire yaparcasına en büyük bebek katilinin Gazi Meclisimizde muhatap alınmasını izleyecek kadar çaresiz de cesaretsiz de değiliz! Biz bu davanın sahipleri buna izin vermeyiz" demişti.
Babasına uygulanan yöntemin kendisine uygulandığını ifade eden Güngör, şunları söyledi:
Az önce Milliyetçi Hareket Partisi’ndeki görevime son verildiği tarafıma tebliğ edilmiştir. Bundan 24 sene önce Türk Milleti’nin sesi olan rahmetli babama uygulanan yöntem, tarafım için de söz konusu olmuştur.
Bebek katiline umut hakkı vermeyi taahhüt edip, Yüce Meclisimizde konuşmasını teklif edebilenler, bunu alkışlayabilenler, bir Türk Milliyetçisi’nin söylenmesi gerekeni söylemesinden rahatsız olmuşlardır.
“Tek kişi kalıncaya kadar müdafaa etmeye devam edeceğiz”
Bebek katilinin Gazi Meclisimizi kirletemeyeceğini söylemenin bedelini, Ali Güngör’ün oğlu olmanın verdiği gurur ve aziz Türk Milleti'nin bir evladı olarak şerefle kabul ediyorum.
Makam ve şahsi ikbal için herşeyini vermeye hazır olanlara inat, dün olduğu gibi bundan sonra da eğilmeden, şahsi ikbal gütmeden yoluma devam edeceğim. Zira bana ve milyonlarca vatan ve devlet aşığı Türk Milliyetçisi’ne ilham veren fikriyatın temeli budur.
Türk Milliyetçiliği, Türk Milleti'nin sinesinden çıkmış olup, yalnız ve yalnız ona aittir. Ülkücülük ise Başbuğ’dan ve nice şehitten bize mirastır. Milletimizi ve Ülkümüzü, geçmişimiz ve geleceğimiz için tek kişi kalıncaya kadar müdafaa etmeye devam edeceğiz.