Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Genel Sekreteri Sanem Oktar, partisinden istifa ettiğini duyurdu.
Sosyal medya hesabından yaptığı açıklamayla istifasını duyuran Oktar, Aralık 2019’da Ali Babacan’nın daveti üzerine kurucularından biri olduğunu dile getirdi.
Siyasete girmek için üç öncelikli sebebini açıklayan Oktar, dört yılın sonunda tanık olduklarının kendisini hayal kırıklığına uğrattığını ve hayalindeki DEVA Partisi'nin bu olmadığını söyledi.
"Değişim için daha fazla heyecan duyan arkadaşlarımıza, gençlere alan açmanın kan değişiminin doğru olduğuna inandığım için benim için çok zor olan bu ayrılma kararını aldım" diyen Oktar, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımında şunları kaydetti:
"Aralık 2019’da Sayın Ali Babacan’nın daveti üzerine kurucularından biri olduğum Demokrasi ve Atılım Partisi’nden (DEVA) ayrıldığımı kamuoyuyla paylaşmak isterim. Bu dört yıllık zaman diliminde Cumhuriyetimizin demokrasiyle taçlandırılması hedefine katkı sağlayan Sayın Ali Babacan’a, tüm kuruculara ve üyelere, ekip arkadaşlarıma, şu an partide devam etsin ya da etmesin yolu DEVA Partisi’nden geçen herkese teşekkür ederim.
"Siyasete girmek için üç öncelikli sebebim vardı"
Ben iş dünyasından ve kadın hareketinden gelen birisiyim. Siyasete girmek için üç öncelikli sebebim vardı. Birincisi; Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi değişmeliydi. Doğru olan, Türkiye’nin parlamentodan yönetilmesiydi. İkincisi; Türkiye kendisine ait özgürlükçü, şeffaf ve katılımcı bir sistem kurabilmeliydi. Yürütme erkinin yargı ve yasama karşısında orantısız bir şekilde artan ağırlığı karşısında demokrasimizi ve Cumhuriyetimizi ancak siyaset yaparak savunabilirdik."
"Üçüncüsü ise kadınlarla ilgili. Biz toplumun yarısıyız ama fırsatlara eşit şekilde ulaşmıyoruz. Başta şiddet olmak üzere gündelik hayatta hâlâ çok sayıda problem yaşıyoruz. Kadınların siyasette ve iş hayatında, toplumun her alanında etkin bir şekilde temsil edilmesi ve yer almasıydı. Bu süreçte hem Deva Partisi’nin ülke sorunlarına yönelik politikalarının oluşturulmasında hem de 6’lı masanın bir araya gelmesi, birlikte çalışması, ülkenin yönetilmesi için politikaların oluşturulması ve anlatılması için canla başla ve büyük bir umutla tüm arkadaşlarımla birlikte çalıştım. Bana ne yapıyorsun diyenlere de 'yangını söndürmek için yola çıkmış bir karıncayım, bir damla su taşıyorum' dedim."
"Hayalimdeki DEVA Partisi bu değildi"
"Eğer 14 Mayıs seçimlerinde kazanan Millet ittifakı olsaydı, Türkiye’ye özgün bir model uygulanacak ve sorunlarımız azalacaktı, öyle ummuştuk. Ama olmadı. Siyasete girme sebeplerim hâlâ geçerliliğini koruyor ancak dört yılın sonunda tanık olduklarım beni hayal kırıklığına uğrattı. Hayalimdeki DEVA Partisi bu değildi. Bir yolda yürümek için önce yoldaş olmak gerektiğini gördüm. Düzeltmek için gösterdiğim çabaların da yetersiz kaldığını fark ettim.
Değişim için daha fazla heyecan duyan arkadaşlarımıza, gençlere alan açmanın kan değişiminin doğru olduğuna inandığım için benim için çok zor olan bu ayrılma kararını aldım. Cumhuriyetimizin demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti niteliğini tam anlamıyla kazanması için mücadele eden tüm muhalif dostlarıma, ifade ve basın hürriyetlerinin can çekiştiği bir ortamda çalışan cesur basın mensuplarına, değerli düşünce insanlarına ve tüm DEVA Partisi gönüldaşlarına kolaylıklar diliyorum. DEVA Partisi için en iyi dileklerimle…"