Gerçeklerden Haberdar Olun
İstanbul
Parçalı bulutlu
10°
Ara
Damga Gazetesi Gündem Hürana Güngör: Deprem değil tedbirsizlik öldürür!

Hürana Güngör: Deprem değil tedbirsizlik öldürür!

İç Mimar Sürdürülebilir Mimari Uzmanı Hürana Güngör, Kahramanmaraş'ta meydana gelen depremlerin yıkıcı etkisine ilişkin açıklamalar yaptı. Damga'ya konuşan Güngör, “Deprem değil tedbirsizlik bizi öldürüyor. Bu konu da yöneticilerimizin çok büyük sorumsuzluğu var” dedi

Okunma Süresi: 4 dk

İç Mimar Sürdürülebilir Mimari Uzmanı Hürana Güngör, Kahramanmaraş'ta meydana gelen 7.7 ve 7.6 şiddetindeki depremlerin yıkıcı etkisine ilişkin konuştu. Depremdeki ağır can kaybı ve büyük yıkımın ardında tedbirsizlik olduğunun altını çizen Güngör, “Kayıtlara dünyanın en büyük depremi olarak geçen 9.5’lik Şili depreminde vefat eden kişi sayısı 1165’ti. Biz ise deprem kuşağında olmamıza rağmen hiçbir hazırlık yapılmayan ülkemizde daha ne kadar can yitip gidecek diye travma yaşıyoruz. Neden biliyor musunuz? Deprem değil tedbirsizlik bizi öldürüyor. nBu konu da yöneticilerimizin çok büyük sorumsuzluğu var” diye konuştu.

Zabıta denetim yapabilir mi?
Binaların denetimini zabıtaların yaptığını da belirten Güngör, “Anlatalım. Diyelim ki bir tadilat yaptırıyorsunuz ve şikâyet edildiniz sizi denetime gelen kişi kim biliyor musunuz… Belediyenin zabıta ekipleri! Peki, teknik bir konu olan ve proje okumayı dahi bilmeyen bu insanlar neye göre tutanak veyahut rapor bildiriyor! Onaylı projenin inşası halinde ne kadar sıklıkla denetime tabii tutuluyor, betonun demirinin uygunluğunu kim nasıl kayıt altında kontrol ediyor?” diye sordu.

Canımızın kıymeti yok
İnsan canına kıymet verilmediğini anlatan Güngör, “Coğrafyamızda insan canı kıymetli değil.
Her yanımız uzman olmadığı alanda konuşan okumuşlarla dolu. Kimsenin kimseye saygısı yok televizyonlarda alanı dışı teknik açıklama yapanlarla gırla! Şimdi soruyorum bu binalar yapılır iken zemin etüdü raporu alınmıyor mu? Evet, alınıyor. Bina projeleri imar işlerince onaylanmadan inşaata başlayabiliyor muyuz? Hayır. Peki bu binalar neden yıkılıyor?” sorusunu sordu.

İç mimar görmeli
Denetim şemasında iç mimarların da olması gerektiğini anlatan Güngör, “En başından izah etmek gerekirse bir bina yapılırken nasıl yol alınıyor? Sırasıyla şöyle; Belediyeden zemin etüdü raporu, proje onayı (mühendis ile ilgili kısımlar bina mukavemeti, mevcut yönetmeliğe uygunluğu) mimar bina estetiği ve bina içi bölümlerin ayrılması. İç Mimar sizin yaşam alanlarınızı kullanım amacına göre sağlıklı bir şekilde projelendiren, tüm teknik birimlerin binayı terk etikten sonra size hizmet sağlamaya devam eden ve en önemlisi hayt üçgenini projelendiren kişidir. Enkazdan kurtarılan vatandaşlarımızın yüzde 95’inin hayat üçgeni sayesinde yaşama tutunduklarını ve bize hayat üçgenin ne kadar önemli olduğunu maalesef bugün yine hatırlatmış olup; “Hazırlanan projelerin risk oluşturmayacak şekilde düzenlenip, sabitlenmesi ve de yaşam üçgeninin enkaz altında hayata tutunmak için tek yolumuzun olduğu net bir şekilde ortaya koymaktadır.” Deprem bölgelerimizde yıkılan binalarımızın çoğunluğunu mesleki ehliyete sahip olmayan kişilerce, binanın mevcut onaylı projelerine zarar vermek suretiyle tadilat yapmak adı altında “kolon kesilerek ve kirişin içinden sıhhi tesisat boruları geçirdikleri sabit olup … şeklinde” bilirkişiler tarafından tespit edilip daha önceki depremlerde dava dosyalarında rapor olarak sunulmuştur” ifadelerini kullandı.

Hayat bu kadar ucuz olmamalı
Güngör açıklamasının devamında; “Bugün ise deprem bölgemizde nerdeyse dava konusu olacak binamız kalmamış duruma gelmişiz! “Mevcut imar yönetmeliği ve deprem yönetmeliği göz önünde bulundurularak, iç mimari proje zorunluluğu getirilmesi, iç mimari proje kontrolörlüğünün İç Mimar tarafından yapılması, yapının onaylı projesinden sonraki süreçte yapının hali hazırdaki durumun tespitinin yapılması, iç mekanlar ile ilgi bölümlerin denetim mekanizmasına açılması hususunda yasal düzenlemeler çerçevesinde hayata geçirilmesini ivedilikle talep ediyor; “İnsan hayatının bu kadar ucuz olamadığı ve aynı acıları yaşamamak adına” siz yöneticilerimizden bu duruma ortak olmanızı ümit ediyorum. Tüm bunlar afet öncesi alınacak tedbirler kapsamında yapılacak tedbirlerdi. Birde geçen yıl benim de jüri üyesi olduğum İMMİB’in düzenlemiş olduğu “afet ve acil durum” temalı yarışmada tasarlanan ürünlerin bugün ki müdahale eksikliğine, geç kalınışa, can kaybına, yanlış müdahaleye bölgede ki haklı isyanı engelleyecek kapsamda ki ürünleri sizler ile paylaşıyorum ve artık ilime irfanla ilerleyerek daha fazla tedbirsizliğiniz yüzünden can kaybını yaşanmamasını temenni ediyorum” ifadelerini kullandı.

ANIL BODUÇ

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *