Gerçeklerden Haberdar Olun
İstanbul
Şiddetli yağmur
4°
Ara
Damga Gündem DEM Parti'den Demirtaş'a ziyaret

DEM Parti'den Demirtaş'a ziyaret

Halkların Eşitlik ve Demokratik Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanları Tülay Hatimoğulları ile Tuncay Bakırhan, Kobani davasında 42 yıl hapis cezası alan Selahattin Demirtaş'ı, tutuklu bulunduğu Edirne F Tipi Cezaevi'nde ziyaret etti.

KAYNAK: DHA
Okunma Süresi: 3 dk

DEM Parti eş genel başkanları Tülay Hatimoğulları ve Tuncay Bakırhan'ın da aralarında bulunduğu heyet, kamuoyunda "Kobani Davası" olarak bilinen, davada 42 yıl hapis cezasına çarptırılan eski HDP eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ı, tutuklu bulunduğu Edirne F Tipi Cezaevi'nde ziyaret etti. Heyet, ziyaretin ardından cezaevi önünde basın açıklaması yaptı.

'BU BİR KUMPAS DAVASI'

Tülay Hatimoğullar "Biz baştan beri söylemiştik; burada bir kez daha söylüyoruz; Kobani kumpas davası adı üstünde bir kumpas davası ve tamamen siyasi bir intikam davasıdır ve burada başta Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ eş başkanlarımız, geçmiş dönemde eş başkanlığımızı yapmış arkadaşlarımız çok yüksek cezalara çarptırıldı. Aynı zamanda Türkiye'de sol sosyalist devrimci Kürt halkıyla dayanışan, Kürt sorununun barışçıl ve demokratik yöntemlerle çözülmesi konusunda ısrarcı birleşik demokratik mücadeleyi savunan devrimcilere ağır cezalar verildi. Biz her iki eş başkanımızı ziyaretimizde onların moralinin çok yüksek olduğunu gördüğümüzü bir kez daha belirtmek isterim" dedi.

'DEMİRTAŞ HER ZAMANKİNDEN DAHA MORALLİ'

Demirtaş'ın moralinin yüksek olduğunu söyleyen Hatimoğulları, "Bugün sevgili Selahattin Demirtaş'la yaptığımız görüşmede her zamankinden daha moralli, her zamankinden daha bu süreci en geniş şekilde göğüsleyen vakur duruşuyla, bilinçli duruşuyla ve bu davayı çok geniş bir biçimde analiz eden bir duruşla karşıladığını bütün Türkiye kamuoyunun bilmesini isteriz. Sevgili Selahattin Demirtaş dün olduğu gibi parti genel başkanlığımızı eş başkanlığımızı yürüttüğü dönemdeki gibi aynı yerde durmaktadır. Aynı moral ve motivasyonla durmaktadır. Bu karar arkadaşlarımıza geçmiş dönem eş başkanlığımızı yapmış sevgili Figen'e sevgili Selahattin'e zerre geri adım attırmamış, mücadelelerini daha da bilemiştir. Onlar onurlu bir şekilde bütün ceza alan arkadaşlarımız ve savunma yapan bütün arkadaşlarımız onurlu bir şekilde, "Kobani bir kumpas davasıdır" dediler. Kobani'de bu kararı alanlar bilsinler ki IŞİD'in ve bu zihniyetin ekmeğine yağ sürmüşlerdir" diye konuştu.

'CEZAYI TANIMIYORUZ'

Tuncer Bakırhan da "Öncelikle biz bu cezayı tanımıyoruz. Kürtler, emekçiler, kadınlar, Türkiye'de halklar bu verilmiş cezayı tanımayacaklardır. Selahattin Demirtaş'lar, Figen Yüksekdağ'lar Türkiye halklarının gönlünde zaten özgürdürler, asla cezaevinde olarak görmüyoruz. Onlar cezaevinde mücadelelerine devam edecekler, bizler de bugün burada olduğumuz gibi halklarımızla birlikte, cezaevindeki siyasi tutsak yoldaşları özgürleştirinceye kadar, Türkiye'yi demokratikleştirinceye kadar mücadelemizi devam ettireceğiz. Selahattin Demirtaş başkan da aynısını söyledi; birlikte dayanışma içerisinde, daha güçlü bir şekilde onlar cezaevinde biz dışarıda emekçilerle, halklarla birlikte bu mücadeleyi yükselteceğiz. Bu haksız, hukuksuz davanın, önümüzdeki dönem aşamalarında bozulmasını, arkadaşlarımızın beraat etmesi için elimizden gelen bütün mücadeleyi ortaya kararlılıkla koyacağımızı belirtmek istiyorum" ifadelerini kullandı.

'GERÇEK BİR NORMALLEŞMEDEN YANAYIZ'

Türk siyasetindeki yumuşama dönemine dahil edilmediklerini ifade eden Bakırhan, "Tabii hükümet bir seçim kaybetti, büyük kaybetti. Şimdi bu seçim sonuçlarında ortaya çıkan durumu telafi etmek için bir normalleşme, yumuşama söyleminde bulundu. Doğrusunu söylemek gerekirse biz de anlamaya, izlemeye çalıştık. Ama Kobani kumpas davasına verilen cezalar görülünce 83 yaşındaki Makbule anne, Hatice Yıldız sedyeyle cezaevinde yatıyorken paşaların bırakılması aslında bu yumuşama ve normalleşme sürecine Kürtlerin, emekçilerin, devrimcilerin dahil olmadığını bir kez de ortaya koydu. Gerçek bir normalleşmeden yanayız. Gerçek bir normalleşme için hukukun eşit işlemesi gerekiyor. Kürt hariç devrimciler, direnenler hariç dememesi gerekiyor. Ama şu anda bizler açısından Türkiye'de yaşayan dostlar arasından arasında, bize yansıyan bir normalleşme sürecinin olmadığını da belirtmek istiyorum" diye konuştu.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *