Davutoğlu'nun konuşmasından satır başları şöyle:
"Eğer bugün biz özgür bir vatanda yaşıyorsak bu bin yıllık tecrübenin bütün unsurları bu toprakların her yerine zihnen, fikren, ruhen nüfuz etmiştir. Biz, Muharrem'den bahsederken herhangi bir anmadan bahsetmiyoruz.
Hazreti Hüseyin'den bahsediyoruz. Çok az sayıda inanmış insanla birlikte muazzam bir orduya karşı verdiği mücadele aslında bir askeri mücadele değil. Orada Yezid'in ordusu kazandı görünür, Hazreti Hüseyin kaybetti görünür. Aslında bir siyaset felsefesi açısından hepimize büyük bir ders var burada.
Bugün Yezid ismi anılmayacak şekilde, adı çocuklara konulmayacak şekilde olumsuz görülürken, Hüseyni tavır; bütün bir tarihin adalet, özgürlük ve insan onuru tavrının adı oldu.
"RAKAMLAR İLE REALİTE ARASIN BÜYÜK UÇURUM VAR..."
Pandemi şartları bağlamında Türkiye bir şeffaflık sınavından geçiyor. Verilen rakamlarla yaşanan realite arasında büyük bir uçurum olduğu kanaati her yerde hakim. Son 48 saat içinde 5 uzman hekimimiz Kovid'den dolayı vefat etti. Ankara'da pandemi hastanesine dönüştürülen hastanelerde ne kadar yoğunluk olduğuyla ilgili gelen bilgiler var, farklı illerimizden gelen bilgiler var.
Sağlık Bakanlığı'nın açıklamalarında stabil gidiyormuş gibi bir intiba var. Buradan Sağlık Bakanı'na sesleniyorum: Siyasetin en önemli ilkesi şeffaflıktır. Bugün bilgiler üzerinde bir karartma olduğu kanaati hakim.
"BİZ BUNUN HESABINI SORARIZ"
Liyakatsiz bir yönetimin başında bulunan, liyakatsiz bir bakanı önce iktidar partisinin başına sonra Türkiye'nin başına getirmek için bir PR kampanyası yapılıyor. Buradan Cumhurbaşkanına sesleniyorum: İstediğiniz kişiyi kendi partinizin başına getirebilirsiniz, bu bizi ilgilendirmez ama milletin tek bir kuruşunu böyle bir PR kampanyasına harcama hakkınız yoktur. Biz bunun hesabını sorarız"