Davutoğlu'nun açıklamaları şöyle:
"Son dönemlerde toprak bütünlüğünü sağlama adına elde edilen başarı dolayısıyla da can Azerbaycan'a selamlarımızı, muhabbetlerimizi iletiyoruz. Türkiye her zaman Azerbaycan'ın yanındadır, yanında olmaya devam edecektir.
Bu Hazine ve Maliye Bakanı göreve geldiğinde Merkez Bankası'nda 102 milyar dolar brüt rezerv vardı. 70 milyar dolar da borç ve yükümlülükler vardı. Yine 32 milyar dolarlık bir net rezerv vardı. Bıraktığında eksi 48 milyar dolar ile bıraktı.
"NE KADAR BORÇ VAR HİÇ SÖYLEMİYOR"
Cumhurbaşkanı haklı, 95 milyar dolar brüt rezerv görünüyor. Peki borçlarınız ne? 140 milyar dolar! Yani öyle bir tüccar ki dışarıya diyor şu kadar ciro yaptım ben iyi tüccarım ama ne kadar borcu var hiç söylemiyor.
Peki 128 milyar dolar nereden çıkıyor: Kaçıp giden Hazine ve Maliye Bakanı iş başına geldiğinde 32 milyar dolar bizden kalan parayı buldu, hepsini harcadı. Yetmedi 63 milyar dolar ek borç yaptı. İhracatçılardan gelen dolarları da eritti.
"BUNLARI AÇIKLASIN SONRA DAMADINI SAVUNSUN"
Bu paralar arka kapı operasyonlarıyla şeffaf olmayan müdahalelerle buharlaştırıldı. Hepsi sorulmak zorundadır. Bütün bu işlemler bir şeffaflığı gerektiriyor, sayın Cumhurbaşkanı çıksın bunları açıklasın ondan sonra damadını savunsun.
Bir damadı bakan yapabilmek için bu millete bu bedeli niye ödettiniz sayın Erdoğan? Adı anılınca bile doları yükselten birisi başarılı mıdır?
"SİZ VE DAMADINIZ BUNUN SORUMLUSUDUR"
Dolar 7 buçuklara çıkmış, faiz oranları yüzde 17 buçuğa çıkmış, kimin eseri bu? Gayrisafi milli hasılayı 700 milyar dolara düşürdünüz, 176 milyar dolar bu millet fakirleşti sayın Erdoğan. Siz ve damadınız bunun sorumlususunuz.
Kişi başına düşen milli gelir 11 bin dolardan 8 bin dolara düştü, 3 bin dolar her bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı fakirleşti son 4 buçuk yıl içinde. Birisi bunun hesabını vermek zorunda.
Bizim dönemimizde hiçbir şekilde kendi evladıyla diğer vatan evlatlarını ayırt ederek kendi evladına ayrıcalık tanıyanlar bu ülkede bir daha hükümdar olamayacaklar.
"KANAL İSTANBUL'U TEKRAR GÜNDEME GETİRDİ"
Şimdi sayın Cumhurbaşkanı bütün kötü uygulamaları, yolsuzlukları, talanları bir kenara koyacak çok daha büyük bir rantın peşinde. Kanal İstanbul'u tekrar gündeme getirdi.
Erdoğan Kanal İstanbul'u "inadına yapacağız" dedi. Bakın bu inat sözü, bir devlet adamına cesaret yakışır, samimiyet yakışır, kararlılık da yakışır ama inat asla yakışmaz.
"KANAL İSTANBUL'UN ZARARLARINI ANLATMAYA DEVAM EDECEĞİZ"
İstanbul bize tarihin en büyük emanetidir. Gelecek nesillere aktaracağımız en büyük miras, gözümüzün nurudur. O "inadına yapacağım" derken, biz de Kanal İstanbul'un zararlarını anlatmaya devam edeceğiz.
Kanal İstanbul, İstanbul'u bir adaya dönüştürecek. Güvenlik uzmanları da bilir, en zor savunulan, lojistiği en zor sağlanan yerler adalardır.
"SALDIRI OLSA İSTANBUL'UN LOJİSTİĞİNİ NASIL SAĞLAYACAKSINIZ?"
Bir düşman güç füzelerle köprüleri tahrip ettiğinde, ya da bir terörist grup bu köprüleri sabote ettiğinde ya da kontrol altına aldığında ya da bir deprem köprüleri yıktığında İstanbulluya lojistiği nasıl sağlayacaksınız?
Kanal İstanbul'daki mesele oradaki arsaların rantı üzerinden yeni zenginler yaratmak ve var olan zenginliklerine zenginlik katmaktır.
"HODRİ MEYDAN REFERANDUM YAPILSIN"
Cumhurbaşkanı samimiyse buradan teklifte bulunuyorum kendisine, Kanal İstanbul projesi açıklandıktan bu yana hangi arsa el değişimleri oldu şeffaf şekilde paylaşın. Çok bunun faydalı olduğuna inanıyorsanız işte hodri meydan referandum yapılsın.
Hayır, İstanbul'u katletmenize izin vermeyiz!
"İSTANBUL'UN RANT ESİRİ HALİNE GETİRİLMESİNE İZİN VERMEYİZ"
Türkiye'ye yapılacak her yatırımı destekleriz ama bir inat uğruna İstanbul'un tarumar edilmesine ve İstanbul'un bir rant esiri haline getirilmesine ve kıyılmasına izin vermeyiz.
Hele öyle bir söylenti var ki, kanalın iki kanadında belli bir alanın belli bir süreliğine Çin'e verilerek finans kaynağı sağlanması gibi. Bu Türkiye'yi sömürgeleştirmektir. Asla İstanbul'da yabancı kaynaklı bir rant alanı oluşturulmasına izin vermeyiz.
"DOĞU TÜRKİSTAN KARARLARINDA TÜRKİYE'NİN İMZASI YOK"
Dün Hollanda ve Kanada parlamentosu Doğu Türkistan'da yaşananları soykırım olarak kabul etti. Japonya Çin şirketlerine müeyyide uygulamaya başladı. BM'de 38 ülkenin imza attığı kararlar çıktı. Bütün bu kararlarda bir ülkenin adı yok: Türkiye.
Çin'in bize sağladığı 1 milyar dolarlık SWAP işlemi için Doğu Türkistan'da yapılan zulme sessiz kalınıyor. Türkiye'nin izzeti de, onuru da, itibarı da 1 milyar dolardan daha yüksektir. Bu milletin onurunu çiğnetmeyin yeter artık!"