Gerçeklerden Haberdar Olun
İstanbul
Şiddetli yağmur
4°
Ara
Damga Gündem Cumhurbaşkanı Erdoğan: Türkiye, yeni anayasaya hazırdır

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Türkiye, yeni anayasaya hazırdır

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yargıtay Başkanlığında 2024-2025 Adli Yıl Açılış Töreni'nde konuştu.

KAYNAK: DHA
Okunma Süresi: 4 dk

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sorunların kavga edilerek değil ancak konuşularak çözüleceğine işaret ederek, "Siyaset kurumunun görevi statüko bekçiliği yapmak değil ülkenin ve milletin önünü açacak işlere liderlik etmektir. Bölgemizi çepeçevre saran istikrarsızlık ve çatışma iklimi ortadadır. Gerilimi körükleyen, kutuplaştırmayı derinleştiren, 85 milyonun fertleri arasına nifak duvarları ören her türlü yaklaşımı reddediyoruz. Son günlerde altı harlanan nefret ve kavga siyasetinin ne demokrasimize ne de milletimize hiçbir fayda sağlamadığını artık herkesin görmesi, kabullenmesi ve buna göre siyaset üretmesi gerekiyor. Millete karşı sorumluluklarını yerine getirmekten kaçanları millet affetmez. Millete hakaret edenleri kahramanlaştıranları millet asla affetmez. Türkiye'yle ilgili karanlık senaryolara bilerek veya bilmeyerek figüranlık yapanları bu necip millet hiçbir zaman affetmez. Siyaset başta olmak üzere her alanda nezakete, iş birliğine, diyaloğa çok fazla ihtiyaç duyduğumuz günlerden geçiyoruz. İnşallah biz bu konuda üzerimize düşeni yapmaya devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.

'ADALETE KARŞI DUYULAN HUSUMET KABUL EDİLEMEZ BİR TUTUMDUR'

Yargı mensuplarının bağımsızlığı ve tarafsızlığını korumak, kararlarını sadece hukukun ve vicdanlarının sesine dayanarak almalarını sağlamak için gerekli tüm desteği verdiklerini belirten Erdoğan, "Yargının gücünü bağımsızlık ve tarafsızlığından aldığının farkındayız. Mahkeme kararları elbette herkes için bağlayıcıdır. Hukukun üstünlüğü ve hukuk devleti olmak bunu gerektirir. Fakat bir kararın bağlayıcı olması onu eleştiriden azade kılmaz. Demokrasilerde hukukun çizdiği çerçeve içinde yargı kararları hakkında farklı düşünce ve görüşler söylenebilir. Kararlar eleştirilebilir ve tartışılabilir. Bakınız geçtiğimiz yıl mahkemelerde 12 milyon dosyayla ilgili karar verildi. Bunların içerisinde zaman zaman "bu nasıl karar" diyebileceğimiz kararlar oldu, olabiliyor. Hiç arzu etmesek gelecekte de olabilir. İnsanın olduğu her yerde hata olur, yanlış olur, eksik, kusur, hatta istismar olur. Önemli olan telafisi imkansız hasarlar oluşmadan bunların giderilmesidir. Ancak adalete karşı duyulan husumet kabul edilemez bir tutumdur" dedi.

dha-102534-9.jpg

'HAKSIZ ELEŞTİRİLER, TOPLUMDAKİ ADALET ALGISINA ZARAR VERİYOR'

Kamuoyuna da yansıyan bazı kararlar bahane edilerek tüm yargının, hakimlerin, savcıların hedef tahtasına konulduğunu söyleyen Erdoğan, "Çoğu zaman hukuk bilgisi ya hiç olmayan ya da sınırlı kişiler tarafından koskoca bir camia örseleniyor. Bilhassa, sosyal medya mecraları organize kötülüğün vasatı haline getirildi. Hemen her gün bir kişi ya linç ediliyor ya da itibar suikastına uğruyor. Karşılıklı siper almış infaz mangalarının kurbanı kimi zaman ekonomimiz, vergi rekortmeni iş adamlarımız oluyor, kimi zaman siyasetçiler ve siyaset kurumu oluyor, kimi zaman güvenlik kuvvetlerimiz, kimi zaman hakim ve savcılarımız oluyor. Oysa yanlış olduğu düşünülen bir karar varsa, hukuk sistemimizde buna karşı pek çok imkan da var. İtiraz, istinaf, temyiz gibi kanun yolları var, bölge adliye ve idare mahkemeleri var, Yargıtay, Danıştay var. Tüm bunlara ilaveten hukuk sistemine bizim kazandırdığımız Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuru hakkı var. Hukuki yollar tüketilmeden, henüz karar kesinleşmeden yapılan haksız eleştiriler toplumdaki adalet algısına da zarar vermektedir. Bir kısmı iyi niyetli olsa da bunu yanlış bulduğumuzu ifade etmek isterim" diye konuştu.

'NEFRET SİYASETİNİN KİMSEYE BİR FAYDASI YOK'

Erdoğan, toplumda adalete, yargıya ve mahkemelere duyulan güveni sarsmanın, ülkeye yapılabilecek en büyük kötülük olduğuna dikkat çekerek, şöyle dedi:

"Nefret siyasetinin kimseye bir faydası yoktur. Eksiklerimizi tabii ki söyleyeceğiz, sıkıntılarımızı tabii ki dile getireceğiz, sorun alanlarını tabii ki konuşacağız ama bunları yaparken adaletin tecellisi için gayret gösteren yargı erkini yıpratmamaya gayret göstereceğiz. Türk yargısı bağımsızlık ve tarafsızlık vasfını koruyarak yargı yetkisini anayasamızın amir hükümlerine göre Türk milleti adına kullanmaktadır. İnşallah bundan sonra da görevini bu yüksek şuurla sürdüreceğinden hiçbir şüphemiz yoktur. Elbette burada tüm yargı mensuplarımıza da önemli sorumluluklar düşüyor. Milletimizin mahkemelerden beklentisi ihtilafları büyütmek değil, adil bir yargılamayla anlaşmazlıkları gidermektir. Yargımızın verdiği kararlarla yeni tartışmaları alevlendirmek yerine, bunları söndürmesi gerektiğine inanıyoruz. Ülkemizin daha yakın tarihinde, vicdanlarını kiraya verenlerin milletimize nasıl büyük acılar yaşattığını gayet iyi hatırlıyoruz. Aklı ve muhakemeyi değersizleştirip yerine ideolojiyi koyanların işlediği hukuk cinayetlerine 27 Mayıs'ta, 12 Eylül'de, 28 Şubat'ta şahit olduk. Partimize karşı açılan kapatma davasında aynı şekilde hukuksuzluğun ne demek olduğunu bizzat tecrübe ettik. Yargıyı tahakküm aracı olarak kullananların gerçek yüzünü önce 17-25 Aralık'ta, ardından 15 Temmuz'da hep birlikte gördük. Tüm bu acı tecrübelerden gerekli dersleri çıkardık. Türkiye'yi bir daha asla bu tür sınamalarla karşı karşıya bırakmamakta kararlıyız."

dha-102534-6.jpg

dha-102534-4.jpg

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *