Gamze Gülser'in haberine göre; Derya Grup markası hakkında gazetemize bilgi veren Çukurova SİFED Yönetim Kurulu Başkanı ve Derya Grup Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Kış, Derya Grup olarak 1979 yılından itibaren; İnşaat, otomotiv, sigorta, elektronik, tekstil, güvenlik sistemleri, gıda sektöründe Mersin merkezli, Adana, Malatya, Tarsus, Anamur ve İstanbul’da hizmetlerini yürütmekte olduklarını söyledi.
“HEDEFİMİZ, HER ALANDA DAİMA EN İYİSİ OLMAK”
“Derya Grup olarak Üretimde ve hizmet verdiğimiz her alanda daima en iyisi olmak “ Sürekli kalite hedefimiz müşteri geleceğimiz’’ prensibimiz bize başarı ve sürekliliği getirdi” diyen Kış, “Derya Otomotiv olarak dünyadaki bulunurluk sıkıntısı elbette ki bizler de olumsuz etkileniyoruz. Halkımızın alım gücünün düşmesi, bankaların kredi faizlerini yükseltmesi ve kredi vermeyi zorlaştırması satışları olumsuz yönde etkiliyor. Yılsonu hedeflerimize ulaşmak için yoğun bir çaba sarf ediyoruz. Ancak biliyorsunuz ki; sıfır araç temininde dünya genelinde yaşanan sorun hedeflerimizde sapmalara neden oluyor. Derya Grup olarak hiçbir olumsuzluğa meydan vermeden samimiyetle çalışmalarımızı sürdürüyoruz” şeklinde konuştu.
“MERSİN VE ADANA İŞ DÜNYASIYLA SIKI BİR DİYALOG HALİNDEYİZ”
Dünya genelindeki daralmaya paralel olarak bölgemizde de yaşanan sorunların kısa süre aşılacağına olan inançlarını diri tutuklarını söyleyen Kış,“ Sektörümüzün derin bir rahatlama dönemine girmesini canı gönülden arzuluyoruz. Bunun gerçekleşmesi için bizler de çalışmalarımızı aralıksız sürdürüyoruz. Gerek bölgemizin, gerek kentimizin ve elbette ülkemiz ekonomisinin büyümesi, gelişmesi, sektörümüzün de bu büyümede itici güç olması için çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Otomotiv dünyasının sorunlarını analiz ederek, üyelerimizi bilgilendirerek, çözüm yollarını hep birlikte arıyoruz. Son yıllarda çip ve tedarik noktasında sıkıntı çeken otomotiv sektörü bir çıkmaza sürüklendi. Otomobil satışlarında düşüş yaşanırken yeni araçların banttan inmemesi nedeniyle otomobil satıcılarımızda bir tedirginlik yaşandı. Henüz çip sorununu atlatamamışken bu kez enerji alanındaki daralmanın yakıcılığı nedeniyle Almanya’da sektörün en önemli sivil kuruluşlarından VDA’nın başkanının, firmaların likidite sıkıntısı çektiğini söylemesi ayrı bir endişe kaynağını oluşturuyor. Tüm olumsuzluklara rağmen umudumuzu kaybetmeden çalışmaya devam ediyoruz. Çukurova Bölgesi’ni oluşturan Mersin ve Adana iş dünyasıyla sıkı bir diyalog halindeyiz. Sorunları tespit edip çözüm yolu üretmeye çalışıyoruz” dedi.
Kış, “ Tüm olumsuzluklara rağmen umudumuzu kaybetmeden çalışmaya devam ediyoruz. Çukurova Bölgesi’ni oluşturan Mersin ve Adana iş dünyasıyla sıkı bir diyalog halindeyiz. Sorunları tespit edip çözüm yolu üretmeye çalışıyoruz” dedi.
“SON GELEN ZAMLARLA VATANDAŞLARIN ALIM GÜCÜ DÜŞTÜ”
Kış, “Pandeminin ardından gelişen yüksek enflasyon iş dünyasını ister istemez umutsuzluğa sevk etti. Halkın alım gücünün düşmesi direkt olarak iş dünyasına olumsuz yansıdı. Finansmana erişimde güçlük çeken iş dünyası temsilcileri bankalardan duyarlılık beklemekle birlikte, belirlenen faiz oranının üzerinde oluşan faizlerin kabul edilebilir seviyeye çekilmesini istiyor. Mersin için, ülkesi için yoğun bir emek harcayan, çaba gösteren iş dünyasının rahat bir nefes alabilmesi için merkezi idarenin yeni ekonomi paketleri açıklamasının gerekli olduğunu düşünüyoruz. Artan hayat pahalılığı, enflasyon ve vergi artışları vatandaşın araçlara olan yönelimini düşürdü. Bu sürece sıfır araç piyasasındaki sorun da eklenince istenmeyen bir daralma yaşandı. Önümüzdeki dönemlerde merkezi idarenin ekonomide sürdürülebilir bir anlayışla hareket edeceğine inanıyoruz. Vatandaşımızın ekonomik yönden rahatlaması, iş dünyasının önünün açılması en büyük temennimizdir” diye konuştu.
“ KATMA DEĞERİ YÜKSEK ÜRÜNLERE AĞIRLIK VERİYORUZ”
Büyüme stratejileri hakkında da bilgi veren Kış, “Her zaman sürekli kalite hedefimiz, müşteri geleceğimizdir ilkesiyle hareket ettik. Milletimizin tercihleri ve ihtiyaçları doğrultusunda yatırımlarımızı sürdürüyoruz. Katma değeri yüksek ürünlere ağırlık veriyoruz. Hem Mersin hem de ülkemiz ekonomisine katkı sunma gayretiyle hareket ediyoruz. Bu yörüngeden ayrılmadan, hedeflerimizi daha yukarı çıkartarak yolumuza devam edecek ve odaklandığımız sektörlerde en sağlam, güvenilir, dinamik ve kârlı olma kararlılığımızı devam ettireceğiz. Şirketimizin gelişiminde, Mersin’imizin ve ülkemizin büyümesi ve refahı her zaman ön planda olmuştur. Bu kararlılığımızı inançlı bir şekilde devam ettireceğiz” şeklinde konuştu.
DERYA GRUBUN TÜRKİYE’DEKİ PERFORMANSI, GLOBAL OLARAK DA DİKKAT ÇEKİYOR”
Kış, “Pandemi ile birlikte iş dünyasının hayatına yeni terimler, yeni kavramlar ve yeni uygulamalarla birlikte dijitalleşme de hızlıca girmiş oldu. Pandemi başlangıcında şaşkınlık yaşayan iş dünyası elbette ki büyük zararlarla karşılaştı ancak sonrasında e-ticaret, dijital pazar, yeni keşifler, yeni üretim modelleri işletmelerin önünü açtı. İş dünyasında bu yöntemlere başvurmayan işyeri sahipleri ne yazık ki ya battı, ya iflas etti ya da iş terkinde bulundu. Tüm bu gerçeklerden hareketle dünya piyasalarını takip eden, okuyan, buna göre pozisyon alan bir yönetim anlayışıyla hareket ediyoruz. Yeni yatırımlarımızı bu prensiplerimiz doğrultusunda planlıyoruz. Sürdürülebilir büyüme stratejilerimiz çerçevesinde ülkemize yatırım yapmaya devam edeceğiz. Bilgi ve tecrübe el ele verince üstesinden gelinmeyecek iş yoktur. Gençlerimizin yaratıcı dinamizmleri ve tecrübeli mentorlarının yol göstericiliği ile emin adımlarla rotamızda ilerleyeceğiz. Her zaman söylediğim gibi sürekli kalite hedefimiz, müşteri geleceğimizdir” dedi.
DERYA GRUBUN, TÜRKİYE EKONOMİSİNE İLİŞKİN BEKLENTİLERİ
2023 yılının kalan bölümü için dünya ve Türkiye ekonomisine ilişkin beklentilerini ile ilgili açıklama yapan Kış, “ Türkiye’de ikinci çeyrekte mevcut ekonomik gidişat bir önceki çeyreğe göre azaldı. Yurtiçine olan satışlar da önceki çeyreğe göre azaldı. İhracat önceki çeyreğe göre aynı kaldı. Mevcut stoklar ise aynı kaldı. Türkiye’deki mevcut ekonomik durumda ikinci çeyrekte üretimi etkileyen sorunların başında döviz kurları ve faizlerdeki dalgalanmalar geliyor. İkinci sırada talep yetersizliği ve üçüncü sırada ise mali imkansızlıkların üretimi olumsuz etkilediği görülüyor. Kalifiye iş gücü yetersizliği, enerji fiyatlarının yüksekliği, sınırlarda yaşanan çatışmalar gibi jeopolitik sorunlar ile hukuki belirsizlikler (mevzuat sorunları) de üretimi olumsuz etkileyen faktörler arasında yer alıyor.
Eylül ayının sonlarına doğru önceki çeyreğe (Nisan-Mayıs-Haziran) göre ihracat ve yurtiçi talebin artmasını ümit ediyoruz. Üçüncü çeyrekte önceki çeyreğe göre satış fiyatlarının artması bekleniyor. Hukukun üstün kılındığı, kadın-erkek eşitliğinin içselleştirildiği ve demokrasinin tüm kavramlarıyla işlediği bir Türkiye hayal ediyoruz. Ülkemizde yaşayan tüm insanların bir arada, dostça ve kardeşçe yaşamaları, düşüş eğilimindeki ekonomimizi de olumlu yönde etkileyecektir. Bizler bu bilinçle hareket ediyoruz. Üreticinin ve tüketicinin desteklenmesine yönelik programların artırılması, arz ve talebi şekillendiren toplumun bilinçlendirilmesi için çalışmalar yapılması büyük önem taşıyor. Ayrıca işletmelerin önünde büyük sorun olarak karşımıza çıkan kredi engeli kaldırılmalı, devletimiz markalaşma çalışmalarına ayrı ve özel bir teşvik politikası izlemelidir. Bu süreçte doğru mücadele araçlarını doğru zamanlama ile kullanırsak bu durumdan en az hasarla çıkmamız mümkün olacak” dedi.