CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer TBMM’de gündem dışı söz alarak hayvancılıkta yaşanan sorunlar karşında iktidarın ithalata sarıldığını ancak çözümün yine de oluşmadığını ifade etti. Gürer “İktidar bu durumu düzenleyemeyince ne yaptı? İthalata sarıldı ve yurt dışından 2023 yılında 818 bin baş hayvan ithal etti, 1 milyar 163 milyon dolar yurt dışına paramız gitti. Yetmedi, aynı dönemde 34.417 ton da et ithalatı gerçekleştirdi. Yine, 2024 yılının ilk üç ayında 109 bin baş sığır ithal edildi, 18 bin ton et de ithal edilerek 113 milyon 392 bin lira da yurt dışına verildi.” diye konuştu.
MERA HAYVANCILIĞI BİTİYOR
CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Ülkede meralarımız 1940 yılında 44 milyon hektarken şu anda 13 milyon hektara düştü; mera hayvancılığı neredeyse sonlanmak üzere. Özellikle büyükbaş hayvanlarda ithal edilen hayvanların ağız yapıları ülkemizdeki meradaki ot varlığının boyunun kısalığı nedeniyle tüketimine uygun olmayınca on iki ay hayvanlar kapalı olarak besleniyor ve günde on kiloya yakın yem tüketiyor. Böylece yem giderleri yüzde 70'i oluşturup katlanıyor, hayvancılık yapan çiftçilik yapmıyorsa bu işten uzaklaşıyor. Ayrıca, ülkemizde önemli ölçüde yem ithal geliyor. Neredeyse Türkiye'deki tüketilen yemi yarı yarıya ithal etmek durumunda kalıyorsun. Ahır giderleri artıyor, veteriner masrafları artıyor, işçilik artıyor. Ayrıca, kırsal da boşaldığı için küçükbaş hayvanda çoban bulma sorunu var çünkü köyde yaşayanın yaş ortalaması 55.” dedi.
İTHAL ET BOZUK ÇIKTI
CHP’li vekil Ömer Fethi Gürer “Bu sorunların oluşumu, iktidarın yanlış hayvancılık politikalarıyla doğrudan ilgili ama daha vahim bir durum var, söylediğimiz zaman bunun tartışmaları da oluyor. Ne yediğimizi, ne içtiğimizi bilmiyoruz diyoruz. Yurt dışından getirilen etlerde 2016 yılında da bakteriler saptanmış ve bunların imhasına karar verilmişti. Yine, 5'inci ayda ithal edilen bir ette ortaya çıkan "salmonella" denilen, insanlarda şiddetli ishal ve ateşe sebebiyet veren, oldukça zararlı bir bakteri tespit edildi. Sorduğumuz zaman diyorlar ki: "Oraya, kesim merkezine veteriner görevlendiriyoruz. Orada helal kesim yaptırıyoruz, incelemede bulunuyoruz." Türkiye'ye giriyor, Türkiye'ye girdikten sonra laboratuvarda, burada bakteri saptanıyor insan sağlığına zararlı. Bu nasıl kontroldür? Kim yapıyor bu denetimi? Kim getiriyor bu eti? Bu etlerin insanlarca tüketimi örnekleme usulü yapıldığına göre acaba başka mercilerden yurt içinde piyasaya veriliyor mu, verilmiyor mu? Bir de utanmadan "Piyasa regülasyonunu etkisizleştirme ve dezenformasyon amaçlı şu haberlere aman itibar etmeyin." diye Et ve Süt Kurumu açıklama yapıyor. Arkadaş, bakterili ürünü getiren sensin, o geldiği yerde bunu inceleyen sensin "Türkiye'ye girdikten sonra laboratuvar denetimi yapıldı." diyen sensin ve bu et Türkiye'ye nasıl gidiyor, kimler bu işten vurgun vuruyor? Nasıl oluyor da insan sağlığına zararlı et getiriliyor? Bu etlerin Türkiye'ye gelmemesi lazım.”
BESİCİMİZİ DESTEKLİYELİM
Ömer Fethi Gürer yaptığı konuşmada Kendi besicimizi, kendi üreticimizi desteklememiz lazım” dedi Gürer “. 1984'te hayvan varlığı olarak kendi kendine yeten ülke bu duruma düşürüldü. O anlamda sorun da belli, yemde sübvanse edilse, destek verilse, üreticinin hayvanlarının kesime gitmesi önlense bunlar yaşanmayacaktı. Karnından canlı canlı yavru çıkan inekler kesilirken seyredildi, bugünkü süreç bilinçli olarak yaratıldı ve bunun vebali, bu ülkenin tümünün hakkını helal etmeyeceği boyuttadır.” Dedi
SUDAN’DAN BARDO SAKATATI İTHALATI MI YAPILACAK?
CHP milletvekili Ömer Fethi Gürer Sudan ile yapılan ticari anlaşmanın TBMM Dış işleri komisyon geçtiğini belirtti ve Sudan gıda ürünü ithalatını da sorguladı. Gürer “Sudan'da çiftlik kurulmaya gidilmişti, Sudan'da çiftlik kurulma olayında şirket kuruldu, Cumhurbaşkanı feshetti. Şimdi, Sudan'la yeni bir anlaşma yapılıyor; oradan et gelecekmiş, hayvan gelecekmiş, tarla ürünleri gelecekmiş, yumurta gelecekmiş. Ya, on dokuz günde oradan buraya konteyner geliyor. İlginçtir, bakın, bunu çoğunuz bilmiyorsunuz, bu da bardo, bardo sakatatı geliyor yani katırın kuzeninin sakatatı ülkeye ithal edilecekmiş, gümrüğü sıfır. "Bunu nerede kullanacaksınız, niye kullanacaksınız?" "E, mevzuat böyle." Ben bu mevzuatı, bardoyu yedi yıl önce yine göstermiştim, "Düzelteceğiz." dediler; şu anda baktım, Sudan'dan bardo da geliyor, gözünüz aydın! Yani bu kadar anlamsız, bu kadar manasız, Türkiye'nin tarımını bu kadar hiçe sayan bir anlayış bu ülkede görülmedi.” diye konuştu.