Gerçeklerden Haberdar Olun
İstanbul
Orta şiddetli yağmur
16°
Ara
Damga Gündem CHP'li Gökçen'den Erdoğan'ın Başdanışmanı Mehmet Uçum'a: 'Yargıya anayasaya aykırı işler için talimat veriyor'

CHP'li Gökçen'den Erdoğan'ın Başdanışmanı Mehmet Uçum'a: 'Yargıya anayasaya aykırı işler için talimat veriyor'

CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökçe Gökçen, 'anayasa değişikliği' tartışmalarına yönelik açıklamalarda bulunarak Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın danışmanı Mehmet Uçum'u sert sözlerle eleştirdi.

Okunma Süresi: 4 dk

Cumhuriyet Halk Partisi Adalet Bakanlığından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir milletvekili Gökçe Gökçen, anayasa değişikliği tartışmaları hakkında yazılı bir açıklama yaptı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Başdanışmanı ve Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu Başkanvekili Mehmet Uçum'un Anayasa Mahkemesi’nin sorunlar ürettiğini ve kararlarının bağlayıcı olmadığını iddia ettiğini belirten Gökçe, Uçum için "Anayasal düzene karşı darbe şakşakçılığı yapmaktadır" dedi. Gökçen devamında "Mehmet Uçum, hiçbir anayasal yetkisi olmadığı halde, Cumhurbaşkanlığı kurumunun gücünü kullanarak yargıya anayasaya aykırı işler yapılması için talimat vermektedir." ifadelerini kullandı.

Gökçen’in açıklaması şöyle:

“Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan’ın “AYM kararlarına uyulmamasının hiçbir yasal temeli yok” açıklaması üzerine Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu Başkanvekili Mehmet Uçum, Anayasa Mahkemesi hakkında tespitleriyle iktidarın hukuku ne kadar araçsallaştırdığını bir kez daha gözler önüne sermiştir.

"Mehmet Uçum yargıya anayasaya aykırı işler yapılması için talimat veriyor"

Anayasa Mahkemesi’nin sorunlar ürettiğini, kendini Yargıtay ve Danıştay’ın üstündeymiş gibi konumlandırdığını ve kararlarının bağlayıcı olmadığını iddia eden bu şahıs, anayasal düzene karşı darbe şakşakçılığı yapmaktadır. Mehmet Uçum, hiçbir anayasal yetkisi olmadığı halde, Cumhurbaşkanlığı kurumunun gücünü kullanarak yargıya anayasaya aykırı işler yapılması için talimat vermektedir.

Anayasa Mahkemesi kararında belirtildiği üzere İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi dosyayı yeniden görüşmesi gereken mahkemedir. Ancak incelemekten ve karar vermekten kaçınarak Yargıtay 3. Ceza Dairesine göndermiştir. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin Anayasa Mahkemesi’nin hiyerarşik olarak dengi ya da üstünde olduğunu kimse iddia bile edemeyecektir. Tam da bu sebeple, hukuk dışı bir işlemle; sonrasında hukuki bir tartışma varmış gibi gösterilmek üzere, dosya kasti bir şekilde Yargıtay 3. Ceza Dairesine gönderilmiştir.

"Son derece tehlikeli bir yorum"

Anayasa’nın 153. maddesi, AYM kararlarının yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzelkişileri bağladığını açıkça ifade etmektedir. Burada herhangi bir istisna öngörülmüş değildir. Norm denetimi kararları da bunun istisnası değildir, bireysel başvuru kararları da istisna değildir. Yargıtay 3. Ceza Dairesi de bunun istisnası değildir. Hatay halkının seçtiği milletvekili Can Atalay da bunun istisnası değildir. Bireysel başvuru kararlarının bağlayıcı olmadığını iddia edenler, anayasada hiç yazmayan, anayasada yazılı metne açıkça zıt ve geleceğe dair son derece tehlikeli bir yorum yapmaktadır.

Anayasa’da açıkça düzenlenen bir hususta, içtüzük ya da uygulama gerekçe gösterilerek metne zıt bir yorum yapılamaz. Hukuka giriş dersinden itibaren öğrencilerin de bildiği üzere anayasa, kanunların, içtüzüklerin ve yönetmeliklerin üzerindedir. Bu temel bilgiye zıt bir yorumla Yargıtay’ın, Danıştay’ın ya da herhangi bir mahkemenin kararlarının da uygulanmayabileceği sonucunu çıkarmak da mümkün olur. Anayasanın bir maddesini alıp tersi yönde yorumlamaya kalkarsanız, Cumhurbaşkanının ve Türkiye Büyük Millet Meclisinin anayasadan aldığı yetki de tartışmaya açılır. Bu darbenin ta kendisidir.

"Anayasa değişikliğini tartışmaya açmak bile anayasal düzene karşı darbenin ortağı olmaktır"

Anayasa değişikliği ancak ifade özgürlüğünün olduğu, farklı görüşlerin tartışılabildiği, toplumsal bir mutabakatın samimiyetle arandığı bir ortamda mümkün olabilir. İktidar tüm unsurlarıyla, toplumun bir kesimini düşman ilan ederek, depremin birinci yılında anma etkinliklerini bile yasaklayarak, mahkeme kararlarına uyulmaması için hukuku eğip bükerek, depremzede halkı seçimdeki tercihlerine göre tehdit ederek tercihini çok net ortaya koymaktadır. Anayasanın uygulanmadığı bir ortamda anayasa değişikliği yapılamaz. Anayasanın değiştirilemez maddelerine aykırı düzenlemeler hiçbir koşulda yapılamaz. Bu koşullarda anayasa değişikliğini tartışmaya açmak bile anayasal düzene karşı darbenin ortağı olmaktır.”

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *