Kemal Kılıçdaroğlu, CHP Genel Merkezi'ndeki Parti Meclisi toplantısı öncesinde açıklamalarda bulundu. Sivas Kongresi'nin yüzüncü yılını Sivas'ta kutladıklarını belirten Kılıçdaroğlu, "Bu süreç içerisinde hep beraber görüyoruz ki iyi yönetilmeyen savrulan Türkiye gerçeği var. Hepimize sorumluluklar düşüyor. 82 milyon kişiye, komşularımıza, dünyaya karşı sorumluluklarımız var. Bunun bilincinde hareket etmeliyiz. Güzel haberler de geliyor. Sevinçlerimizi de üzüntülerimizi paylaşacağız. Şehitler arasında bir ayrım yaparsanız bu yanlıştır dedik. 15 Temmuz'da tırnağı bile sökülse gazi ilan edeceksiniz, vücudunda terör kurşunu taşıyanı gazi ilan etmeyeceksiniz. Biz buna karşıyız" dedi.
Yetkili değiliz elimizde güç yok
12 Eylül değerlendirmesi de yapan Kılıçdaroğlu, "Acılar dedik. Birisi de 12 Eylül. Öncesinde ve sonrasında çok kişi hayatını kaybetti. Fidan gibi gençlerimiz birbirlerini öldürdüler. Sonra bunlar hapishanede buluştular. İki taraf da yaapılan yanlışları gördü. Toplumun gündeminde anneler var. Anne için evladın ne kadar değerli olduğunu ancak anneler bilir. Çocuk hastalandığında anne de hastadır. Hayatı bir anlamda çocuğuna bağlıdır. Kendisinden daha iyi bir yaşam standardı sağlamasını ister. Her çocuk annesinin turnasıdır. Anneler arasında da bir ayrım yapılıyor. Cumartesi Anneleri, Diyarbakır Anneleri. Nasıl bir ayrım? İkisi de çocuklarını istiyor. Bir anne Diyarbakır'da diyor ki: Benim evladım geri gelmeyecek, sizin ki inşallah gelir. Bu tabloya baktığımızda annelerin hukukunu savunmak gerekmiyor mu? Cumartesi Anneleri 755 haftadır evlatlarının fotoğrafını taşıyarak kimseye bir söz söylemeden oturuyor. Evlatlarının mezarını istiyor.
Diyarbakır Anneleri. Onların da evlatları var? Bu annenin acısı yok mu? Oda ister evladının gelmesini, üretmesini, alın terini dökmesini, evlat sahibi olmasını. Oğlunu askere vatan savunması için göndermiş. Ama terör örgütü kaçırmış. Bakanlarla görüştüler. Ben aktardım yetkililere. Bu çocukların kurtarılması lazım diye. Yetkili değiliz elimizde güç yok. Yetki sahibi olanlar güç sahibi olanlar gitmiş annelerle oturuyor" ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin geldiği nokta budur
Konuşmasını, "Eğer bir ülkede, vatandaşın seçtiği 600 milletvekilinin iradesi değil de, bir kişinin iradesi parlamentoya egemense, o ülkede adalet de yoktur demokrasi de yoktur. Türkiye'nin geldiği nokta budur" şeklinde sürdüren Kılıçdaroğlu, "Bizim ödediğimiz vergilerle başka ülkenin çiftçisi destekleniyorsa, öncelikle AK Partiye oy veren kardeşlerim diyecekler ki "Sana oy verdim, beni perişan etmek için değil. Dünyanın hangi hastanesinde, bir hastaneye 'hasta garantisi' verilir? Uçmadığı havaalanının, geçmediği otoyolun, köprünün vergisini de vatandaş ödeyecek. "Vatandaşın cebinden 5 kuruş para çıkmayacak" diyor. Sen onu külahıma anlat" eleştirisinde bulundu.
Bahçeli'ye sesleniyorum
Konuşmasının sonunda MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye çağrıda bulunan Kemal Kılıçdaroğlu, "Tank Palet fabrikasını sattılar. Bana dünyadan bir örnek gösterin. Hangi ülke fabrikasını başka bir ülkenin fabrikasına satar. Resmi Gazete'yi gösterdik. Ses çıkmadı. Cumhurbaşkanlığı'nın ikinci bir kararı var 1105 sayılı karar var. Resmi Gazete'de yayınlanmıyor.
Bahçeli'ye sesleniyorum 1105 sayılı kararı Erdoğan'dan al ve açıkla. Tarihi görevin. Ya da açıklayacaksın ya da Katar ordusuna fabrikayı peşkeş çeken iktidarı desteklemeyi keseceksin" tepkisini gösterdi.
Erdem inandığı
yoldan vazgeçmez
Cezaevinde bulunan CHP eski Milletvekili Eren Erdem'e de sahip çıkan Kılıçdaroğlu, "Eren Erdem'i idam da etseniz, Eren Erdem inandığı yoldan vazgeçmez. O bir yurtsever. Haksızlığa karşı isyan ediyor. Siz FETÖ'yle kucak kucağa gezerken o FETÖ'yü eleştiriyordu. Kitap yazıyordu, yazı yazıyordu. Şimdi hapiste. Hala Pensilvanya'dan emir alanlar devlet bünyesinde yer alıyor" diye konuştu. Cumhuriyet davasına da değinen Kılıçdaroğlu, "Cumhuriyet gazetesi çalışanlarının haksız, hukuk yere yattıklarını herkes biliyor. İçeriden çıkamıyorlardı. En sonunda çıktılar. Haksız bir şekilde içeride yatmalarının hesabını kim verecek" açıklamasını yaptı.