CHP İstanbul Milletvekili Özgür Karabat, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, Kanal İstanbul'un maliyetinin arttığını açıklayan Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu'na tepki gösterdi. İktidarın döviz açığını kapatmak istediğini savunan Karabat, bu durumu Osmanlı’nın son döneminde kurulan Duyunu Umumiye’ye benzetti. Daha önce 15 milyar dolar olarak açıklanan Kanal maliyetinin yüzde 33’lük sapma ile 20 milyar dolara çıkmasını da eleştiren Karabat, “Böyle ciddiyetsizlik olmaz” dedi. Karabat, “Liralaşma stratejisi izlediğini söyleyen AKP, nedense bu projeyi sürekli dolarla hesaplıyor” eleştirisinde bulundu.
93 milyar TL fark
“Döviz açığını kapatamayan ve umduğu sıcak parayı ülkeye getiremeyen AKP, yeni bir yola giriyor. Kanal İstanbul’un işletmesini “bir ülkeye” devrederek önemli bir kaynak yaratmak istiyor” iddiasında bulunan Karabat, “Kanal İstanbul’un resmi sitesinde maliyetin 75 milyar TL olduğu yazılıyor. Sayın Bakanın 20 milyar dolar açıklaması ise 368 milyar TL’ye tekabül ediyor. 5 milyar dolarlık sapma da 93 milyar TL’ye denk geliyor. AKP, önce hesap yapmayı öğrensin, ondan sonra projeyi konuşmaya başlayalım. Böyle ciddiyetsizlik olmaz. Ama, liralaşma stratejisi izlediğini söyleyen AKP, nedense bu projeyi sürekli dolarla hesaplıyor. İşte kilit nokta da tam olarak burası.
Bayram değil, seyran değil, Karaismailoğlu bir anda ortaya çıktı ve “Kanal İstanbul’un maliyeti 20 milyar dolar” dedi. Üstelik hafriyatta kullanılacak akaryakıt haricinde tüm girdiler TL ile iken, neden dolarla bir değerleme yapılıyor?” diye sordu.
Esas rant şehirden
Kanal İstanbul’un ne kanal inşaatı ne de etrafındaki binalar ve yolların kamu kaynakları ile yapılamayacağını belirten Karabat, “AKP, 20 milyar dolar maliyet diyerek pazarlık kapısını açtı. Başta Körfez ülkeleri ve Rusya olmak üzere, burayı farklı bir modelle satmak istiyor. Yap-İşlet-Devret modeli gibi uzun vadeli bir proje söz konusu. Kanal İstanbul’un yapımı verilecek, kanalı kullanan gemilerin ücretini de bu “işletmeci ülke” alacak. Ama gemi geliri yetersiz kalacağı için esas rant yeni kurulacak şehirden verilecek. Projeyi üstlenecek ülke 30-40 yıl boyunca Kanal İstanbul’un ve oradaki şehrin tek söz sahibi olacak. Vereceği milyar dolarların karşılığını hem oradaki gemilerden, hem de milyonlarca vatandaştan alacak. Borcunu mahsup etmek için orayı yönetecek” dedi.