Bir kenti yok imkânlarla tanıtmak nasıl olur?

Temmuz ayındayız, 15 Haziran-15 Temmuz günleri bu ülkenin kurucusu Atatürk’ün siluetinin Karadağlarına yansıdığı ve Alevi kültürü ile yoğrulmuş olan ülkenin en yoksul ilçesi konumunda ki şehrin giyim kültürünü yansıtan bebeğe sahip Damal’ı içinde barındıran bir kent var orada o kent hangisi?
Yaylaları her sabah sis eşliğinde bulutlarla merhabalaşan, bin bir çiçeğe sahip olan, btc’nin içinde dönüşüm santralı kurmasına karşın hala tezekle ısınan Hanak hangi kentin coğrafi olarak en büyük ilçesine sahip bir kent var orada, o     kent neresi?
Yeşilçamların sardığı, Kura nehrinin doğduğu, Damal ve Hanak gibi kültürleri içinden barındırmayı başaran, elinde bulundurduğu ekonomik güç ile bağlı olduğu kentle yarışan ama sonuçta ilçe olduğunu unutan bir kent var orada o kent hangisi?
Geleceğin Davosu olarak adlandırılan, Ahıskalıyım deyip, çokta o kültürü yaşamayan hatta her geçen gün boşalan Badele gümrük kapısına olduğu gibi onca meyvesi olan ama kendisinin de doğru dürüst tadamadığı sınır ilçesi olan bir kent var orada neresi?
Yazın mas mavi sulara sahip, kışın yüzeyi donan, kardeş gölü Gürcistan’la ortak olan Terekemelerin yani Karapapakların Kafkasya da ki temsilcisi, başkenti olan şehri eski vilayete kaptırmama mücadelesi veren 75 plakalı o kent hangisi?
Ve 1992 yılında 170’nin üzerinde bir nüfusla yeniden İL olan ama bugün bu nüfusun 98 binlere inen yani göçün devam ettiği iki gümrük kapısına sahip, balı, eti, kaşarı, kazı, kışı meşhur Türk, Kürt, Alevi, Terekemelerin kardeşçe yaşadığı, ülkenin Kafkaslara, Doğu Anadolu’nun Karadeniz’e açılan kapısı konumunda ki o kent sizce neresi?
Evet, hangisi 25 yıla yakındır İl Turizm ve Kültür Müdür olmayan, Kalesi, Kulesi başta olmak üzere doğası istenen şekilde anlatılamayan ama buna karşın ARDAFED denen federasyonu başta olmak üzere batı kentlerine göç edenlerin kendi imkanları ile tanıtmaya çalıştığı o kent hangisi?
Ve hala başka bir kentin kasabası sanılan, vilayet olduğundan bu yana beklediği yatırımları alamamanın sıkıntısını yaşayan ve bu nedenle hala göç veren o kent benim, senin kentin adı Meşe Ardahan..
Ve o kent bugünden pazara kadar bu ülkenin en büyük metropolünde bir kez daha hem de yok imkanlarla tanıtılamaya çalışılan Ardahan..
Hala tanımadınız mı o kenti?
O zaman haydi o zaman bugün İstanbul Bakırköy Botanikpark’ta 2. Gerçekleşecek olan Ardahan’ı Tanıtma Günleri Bal Festivaline..
***
**Çare bulmadığınızı asın..
Bu ülkede yine gündemde olan idamın her yaşanan olayda yüksek sesle seslendirilmesinin altında yatanın aslında ‘Nasıl olur bu ülkeyi karıştırırız?’ diye hesap edenlerin gizli oyunlarından biri desem bana kızar mısınız?
Çünkü 90 Milyonluk bir ülkede yaşanan en küçük bir olayın alakasız yerlere çekilmesinin altında yaşananlar bana bunu hatırlatıyor gibi..Yani ‘Nasıl olur toplumsal bir olay yaratırız?’ hesabı yapanların aslında genel bir affa ihtiyaç duyulan bu ülkede huzursuzluk yaratmak için en küçük fırsatı yakalama hesapları yaptıklarını düşünüyorum, çağ dışı olan bir uygulamayı istemekle..
Kısacası ve uzatmadan derim ki;
He konuda çare bulamadığınız hemen asmakla bu ülkeye huzur getirmez tam aksine bu ülkeyi hem her gün 10 insan asıp, düzelmeyen İran gibi yaparsınız, hemde karıştırırsınız..