Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Serhat Ünal, dünyadaki tüm ülkelerin koronavirüsün (Kovid-19) tedavisini bulmak için uğraştığını belirterek, "Ona rağmen vaka artışları var. Kesin bir çözüm lazım. Ya yüzde yüz tedavi eden bir ilaç bulunacak ya da aşı bulunacak. Türkiye de en az 13 değişik antijen geliştirilme çabasında. Dünya bu konuda bir yarış halinde. Dünyada Faz 3 aşamasına gelmiş birden fazla aşı var. Türkiye'de ise geliştirilmekte olan aşılar var. Bizim aşılarımız klinik faza yaklaşıyor" diye konuştu.
İnsanların aşı bulunana kadar vaka sayılarının artışlarını yavaşlatacak tedbirlere uymak zorunda olduğunu vurgulayan Ünal, "Tek Türkiye'de değil, tüm dünyada maalesef artıyor çünkü 4-5 aylık sıkı ve stresli bir dönemden çıkıldı. Bir de ortada yanlış bir anlaşılma çıktı, 'Havalar ısınınca bu virüs ortaya çıkmayacak' dendi, böyle bir şey yok. Havaların sıcak olduğu ülkelerde de bu hastalık devam ediyor. Rehavet artı, kısıtlamalar kalktı. Bu, yanlış anlayışa neden oldu, maske, mesafe ve el temizliği kurallarında geride kaldı. Partiler, asker uğurlamaları, taziyeler düzenlendi. Kalabalık yerlerde yürürken yanınızda biri varsa 'o insan mutlaka hastalığı taşıyor' diye düşünülecek. Böyledir zaten, o yüzden o kişinin ağzından çıkmasın diye maske takacak. Bizim ağzımıza ve burnumuza ulaşmaması için biz de maske takacağız. Araya bir de 1.5 ve 2 metre mesafe koyarsan yüzde 90'dan fazla koruyor." ifadesini kullandı.
Ünal, Kovid-19 salgınının güney yarım kürede bulunan ülkelerde kontrol altına alınamadığını, kuzey yarım kürede ise havaların soğumaya başlamasıyla birlikte solunum yolu enfeksiyonlarıyla sayının artacağını tahmin ettiğini belirtti.
"İKİNCİ DALGA HAVALARIN SOĞUMASIYLA BAŞLAR"
Türkiye'de uyarılara rağmen vaka sayısının biraz daha artmasını beklediğinin altını çizen Ünal, şöyle devam etti:
"Virüs insanların ağzını açık buldu mu bulaşıyor. Kapatacaksın ağzını, araya mesafe koyacaksın. Aşıda tek çözüm değil. Bugün elinizde aşı olsa yeteri kadar aşı bulunabilecek mi? O yeteri kadar aşıyı sistematik içerisinde risk gruplarına aşılamaya yapabilecek miyiz? Başka sorunlar da var. O nedenle işin özünü kaçırmayacağız. Tedbir, tedbir, tedbir. İkinci dalga muhtemelen ekim ve kasım ayı gibi havaların soğumasıyla olur. İşte oraya hazırlıklı olmamız lazım. Devlet yoğun bakım yatak sayısını arttırıyor. Ventilatör ihtiyacımızı karşılıyor, sağlık personeli eğitimleri devam ediyor. Koruyacağız, korunacağız. Bizim rakamlarımız dünya ve Avrupa ile karşılaştırılınca düşük gibi görünse de 1000 vaka bugünlerde çok. Bunu uğraşıp, didinip 500'lerin altına, sıfırlara doğru çekmeliyiz."
Geçirmiş olan kişiler bu hastalığı bir daha geçirseler bile şimdilik, hafif ya da hiç semptomsuz geçirecek gibi duruyor. Geçirmiş olan kişiler de ben geçirdim diye ortalıkta dolanmayacak. Geçirmemiş kişiler gibi tedbirler almaya devam edecek"