Bekir Bozdağ'ın açıklamaları şöyle:
-CHP'nin Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, çamur siyaseti dediğimiz bir siyaset tarzını Türk siyasi hayatına maalesef istikrarlı bir şekilde yerleştirmeye çalışıyor. Daha önce de defalarca benzer iftiralarda bulundu. Pek çok şey atıyor, soru soruyor, 'Siz şöyle yaptınız mı, yapmadınız mı? Yoksa belgeleri açıklayacağım.' diyor. Açıkladığı bir belge yok.
-Her müddei iddiasını ispatla mükelleftir. Çıkıp belgelerini dağıtması gerekmez mi? Gazetecilere vermesi gerekmez mi? Eline bomba patladı da ondan dağıtamadı. Elinde gösterdiği kağıt parçalarının kendilerini iftiracı konumuna getirdiğini fark ettiği için dağıtamadı.
-Çuvalladı ve bomba elinde patladı. Sahtekarlığı, müftericiliği, yalancılığı, ahlaksızlığı deşifre olduğu için kağıt parçalarını medyaya dağıtmaktan çekiniyor
ZARRAB BASKIYLA İFTİRACI HALE GELDİ
-ABD’de Zarrab ile ilgili dava başlıyor. Zarrab baskıyla iftiracı haline geldi.
-Onunla eş zamanlı olarak anamuhalef lideri Türkiye’nin cumhurbaşkanını ve ailesini karalayan bir iftira kampanyası başlattı. New York’takini ABD ve oradaki FETÖ’cüler sürdürüyor. Türkiye ayağını da eş zamanlı olarak ana muhalef lideri sürdürüyor. Bunları ayrı düşünmemek lazım. İkisinin de hedefinde Türkiye var. Kılıçdaroğlu gibi kukla bir lider isteniyor. Bu iftira kampanyalarını beraber yürütüyorlar. Kim ki Sayın Cumhurbaşkanımıza, Türkiye’ye saldırırsa onlarla görüşmek için Sayın Kılıçdaroğlu gönüllü destekçi oluyor.
'KILIÇDAROĞLU ULUSAL GÜVENLİK SORUNU HALİNE GELDİ'
-Ben diyorum ki Sayın Kılıçdaroğlu'na, 'Siz Türkiye'den, Türkiye'nin hükümetinden, Türkiye'nin Cumhurbaşkanından ne istiyorsunuz da siz Türkiye'nin bütün düşmanlarıyla Türkiye'ye, Türk milletine, Türkiye'nin hükümeti ve Cumhurbaşkanına karşı ittifak ve işbirliği yapmaktan çekinmiyorsunuz.' Böyle bir şey olabilir mi? Kılıçdaroğlu, bugün Türkiye'nin ulusal güvenlik sorunu haline gelmiştir, milli bir sorunu haline gelmiştir. Yaptıkları yenilir yutulur şeyler değildir"
-İddia yurt dışına para aktarıldığı. Bu Man Adası para kaçıranlar için bir cennet. Cumhurbaşkanımız çok net söyledi. İspat edersen cumhurbaşkanlığından istifa ederim dedi. Çok net bir duruştur. Bazı kağıt parçaları gösterdi. Açıklama yapıldı o kağıt parçaları sahtedir ve açıklama da yalandır. Şimdi iftira etmediğini düşünen birinin yapması gereken o kağıt parçalarını gazetecilere, milletvekillerine vermesidir. İstanbul’da halka dağıtsın. Kapı kapı dağıtsın. Savcıya ver. Niye vermiyorsun? Efendim bu suç değilmiş. Sen nereden biliyorsun suç olmadığını, ver bakalım. Para kaçırma diyorsun. İnsanların namusunu şerefini lekeleyemezsin.
-Niye veremiyor? Bu kağıt parçaları Kılıçdaroğlu’nun yalancılığını ispat eden evrak niteliğinde olduğu için veremiyor. Veremez de. Kendisi diyor ki para gönderdi. O elindeki kağıt parçalarında gönderilen bir kuruş para yoktur. Elindeki evraklar gösterse o sahtedir. Hemen ortaya çıkacak incelendiği zaman. Şimdi gelmişler Meclis araştırsın. Ya sen araştırmadın mı bunu? Belli ki kağıdın sağına soluna, geldisine gittisine bakmamışlar. Vermişler kağıdı kullanmışlar. Türkiye’de kullanışı en kolay malzeme Kılıçdaroğlu’dur.
İSTİHBARAT ÖRGÜTLERİ Mİ VERDİ?
Fısıltı gazeteleri dolaşıyor, 'şunlar verdi, bunlar verdi'. Ben de merak ediyorum, herhangi bir istihbarat örgütü mü verdi? Verdiyse sen veren ülkenin çıkarlarına mı çalışıyorsun? O istihbarat örgütlerinin angaje ajanı mısın? Nesin sen, kendi ülken aleyhine çalışıyorsun? Yok bir terör örgütü verdiyse o zaman sen bu örgütünün destekçisi misin? Bu terör örgütüyle arandaki ilişki nedir, onu açıkla. Türkiye düşmanları verdiyse senin bu Türkiye düşmanlarıyla olan muhabbetinin sebebi nedir, bunu açıklaması lazım."
ATATÜRK'ÜN PARTİSİNİ BU DURUMA DÜŞÜRMEYE HAKKIN YOK
Kağıtları görmeyen bir çok insan, sosyal medyada, televizyonlarda kendilerine hukukçu diyenler de var aralarında, ‘kağıtları gösterdi’ diyor. Ya ne gösterdi. Neyi gördün. Cumhurbaşkanımıza kim saldırırsa saldırsın bazı çevreler kim olduğuna bakmadan peşine düşüyor. Orada da cumhurbaşkanımıza saldırdı diye, cumhurbaşkanımıza ve çevresine nefret içinde olan bazı çevreler buna sarılıyorlar. FETÖ’nün, istihbarat örgütlerinin, Türkiye düşmanlarının taşeronluğunu yaparak senin Atatürk’ün partisini bu durumlara düşürmeye hakkın yok. Bu açılan tazminat davalarında tazminattan kurtulmak için iftiracı olmadıklarını ispat etmek ve mahkeme huzurunda bunların doğruluğunu kanıtlamak zorunda. Ayrıca hakaretten yürüyecek ceza soruşturmaları ve kovuşturmaları olacaktır. Hukuk bunun karşılığını verecektir ama bunun bir karşılığını da halk sandıkta verecektir.
Kılıçdaroğlu’na bir kez daha söylüyorum. Kılavuzu karga olan kendisini pislikten kurtaramaz. Kendisini de kokutur, memleketi de pis kokutur. O pis kokuyu da Türkiye’de kokutmaya çalışıyor. Çünkü Türkiye pislikte gezen insanları temiz insanlardan ayırmayı bilen bir halka mensuptur ve onlara gereken dersi verecektir.
Bir muhalefet partisi kendi ülkesi sıkıntıya girsin diye uğraşır mı? Bütün bunlar için çalışan bir ana muhalafet partisi var.