Bakan Varank, '14 Ekim Dünya Standartlar Günü' kapsamında internet üzerinden 'standardizasyon' konulu seminere katıldı. Dünya Standartlar Günü tarihinin 52 yıl öncesine dayandığını belirten Bakan Varank, "Dönemin Türk Standardları Enstitüsü (TSE) ve aynı zamanda Uluslararası Standardizasyon Teşkilatı’nın Başkanı Merhum Faruk Sunter’in teklifiyle bugün kutlamaya başlanıyor. Ben merhum Sunter’i rahmetle anıyorum. 14 Ekim vesilesiyle bir taraftan paydaşlarımıza standard oluşturma çalışmalarına katılımın önemini hatırlatıyor, diğer taraftan da küresel mecradaki güncel gelişmeleri değerlendirme fırsatına sahip oluyoruz. Ümit ediyorum bugünkü toplantımız da tüm katılımcılar açısından faydalı sonuçlar doğuracak" dedi.
'TSE KANALIYLA ÖNEMLİ ADIMLAR ATTIK'
Bakan Varank, salgın sürecinin üstesinden gelebilmek için, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde, kararlı ve sonuç odaklı bir mücadele gösterdiklerini belirterek, "Değişen şartlara hızlı ve esnek biçimde uyum sağlayabilmek adına, proaktif tedbirleri hayata geçiriyoruz. Elbette bu süreçte, TSE kanalıyla önemli adımlar attık. Ben kısaca bunlara değinmek istiyorum. Yıkanabilir bez maskelere ilişkin tasarım, üretim ve kullanım sonrası imhaya kadar tüm aşamaları kapsayan kriterleri belirleyerek, yayınladık. Bez maskelerde piyasa denetimi ve tüketici farkındalığını daha da artırmak için Ticaret Bakanlığı'mızın öncülüğünde ilgili bakanlıklarımızla çalışıyoruz. Bu çalışmanın çıktıları, inşallah kısa bir süre içinde kamuoyu ile paylaşılacak. TSE ile hazırladığımız kılavuzlar ve standardlarla üretimin, hizmetlerin ve eğitimin, hijyenik ve güvenli olarak sürdürülmesine katkı sağlıyoruz" diye konuştu.
'KÜRESEL REKABET GÜCÜ KAZANMANIN SIRRI İŞTE TAM DA BURADA YATIYOR'
Bugünkü toplantının en kritik çıktısının, farkındalığı daha fazla artırmak olması gerektiğini belirten Varank, şöyle konuştu:
"Yeni teknolojileri geliştiren firmalar, kendi alanlarındaki standartlarda kuralları koymak için yoğun çaba sarf etmeli. Ortaya koyduğunuz ürün ya da hizmette, küresel rekabet gücü kazanmanın sırrı işte tam da burada yatıyor. Yeri gelmişken; sanayi ve ticaret alanındaki en büyük çatı örgüt olan Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği'ne de bir çağrıda bulunmak istiyorum; 2017’de imzaladığımız protokolle, sanayicilerimizin uluslararası standardizasyona katılımını teşvik edip, farkındalıklarını artırmayı hedefledik. Biz bu işbirliğinden hareketle, sektör meclisleriyle bir araya geliyoruz, bilgilendirmeler yapıyoruz. Üreticilerimiz hangi konulara ilişkin standartlarda acil çözüm bekliyorsa, bir öncelik listemiz olmalı. Münferit çabalarla ilerlemek yerine, gelin sonuç odaklı bir yaklaşım izleyelim, hem zaman hem de kaynak tasarrufu sağlayalım. Sadece son 3 senede, 3 binin üzerinde Avrupa standardı ülkemizde ulusal standart olarak yayınlandı. Sanayicilerimizin bunlara dahli maalesef sınırlı kaldı. Neredeyse her sektörde üretim yapabilen bir ülke, bu işin mutfağında mutlaka bulunmalı."
'SON DÖNEMİN EN KRİTİK YAPISAL REFORMU HAYATA GEÇTİ'
Bakan Varank, bugün Türk sanayi ve teknoloji ekosisteminin gücüne güç katacak tarihi bir adım atıldığını, son dönemin en kritik yapısal reformunun hayata geçtiğini söyledi. Varank, şunları kaydetti:
"Sayın Cumhurbaşkanımızın başkanlığında Sanayileşme İcra Komitesi’ni kuruyoruz. Yani sanayi ve teknoloji politikalarının bugünü ve geleceği, devletimizin en üst makamı tarafından sahipleniliyor. Bakınız, ekonomi tarihimizde böyle bir vizyon ilk defa hayata geçmiş oluyor. Bu işin sekretaryasını bakanlığımız üstlenecek. Bu komitede, sanayimize seviye atlatacak ve ülkemizi geleceğe hazırlayacak kararlar ilgili bakanlıklarla birlikte alınacak. Örneğin burada alınacak kararlarla; Kamu alımlarının, yerli üretim öncelikleri doğrultusunda gerçekleşmesini daha sıkı denetleyebileceğiz. Uzun vadeli kamu alımlarını destekleyebileceğiz, böylece sanayide ölçek oluşumunu teşvik edeceğiz. Finansman, gümrük, çevre, altyapı, lojistik ve enerji gibi alanlarda kurumlar arası koordinasyonu hızlandırıp; yatırımcının önünü çok net görmesini sağlayacağız. Tedarik zincirlerindeki kritik ürünlerin yerlileşmesini teşvik edip, yurt içi üretim çeşitliliğini zenginleştireceğiz. İmalat sanayi firmalarının sermaye yapılarını güçlendirecek adımlar atacağız. Şunu çok net görmek gerekiyor. Türkiye ekonomisinin itici gücü sanayidir, üretimdir. İhracatta kırdığımız rekorların temelinde, sanayideki ürün çeşitliliği ve değişen koşullara hızla adapte olma yeteneği var. İşte Sanayileşme İcra Komitesi'yle, mevcut kabiliyetlerimizi daha üst basamaklara taşıyacak; küresel rekabetin vazgeçilmez bir oyuncusu olacağız. Böylece; finansal piyasalardaki dalgalanmalara karşı da güçlü bir bağışıklık sistemi geliştireceğiz. Ben Sanayileşme İcra Komitesi’nin şimdiden ülkemize ve sanayimize hayırlı uğurlu olmasını diliyorum. Komitenin kurulmasında göstermiş oldukları vizyoner yaklaşım için Sayın Cumhurbaşkanımıza şükranlarımı arz ediyorum."
