Gerçeklerden Haberdar Olun
İstanbul
Orta şiddetli yağmur
16°
Ara
Damga Gündem Bakan Tunç, AİHM'in Yalçınkaya kararını 'kabul edilemez' buldu: Yetkisini aştı

Bakan Tunç, AİHM'in Yalçınkaya kararını 'kabul edilemez' buldu: Yetkisini aştı

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, AİHM'in Yüksel Yalçınkaya kararına sert tepki gösterdi.

Okunma Süresi: 3 dk

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) ByLock kullanmak, Bank Asya’da hesabı olmak ve gizli bir tanığın ifadesiyle mahkum olan öğretmen Yüksel Yalçınkaya'nın açtığı davada Türkiye’nin insan hakları ihlalinde bulunduğuna hükmetti.

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) "FETÖ" davasından tutuklu Yüksel Yalçınkaya hakkındaki kararına tepki gösterdi.

Sosyal medya hesabından açıklamada bulunan Tunç, 'AİHM'in yetkisini aşarak delil incelemesi yapmak suretiyle ihlal kararı vermesini kabul edilemez' olarak gördü.

"AİHM tarafsız bir yargılama yapmayacağını en baştan belli ederek hukuka ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne aykırı bir karar vermiş" olduğu dile getiren Tunç, ülkenin terörle mücadelesinde kararlılığını sürdüreceğinin altını çizdi.

Tunç, şu açıklamayı yaptı:

İlk derece mahkemesinden, istinafa, Yargıtay’dan Anayasa Mahkemesi’ne her derecedeki yargılama makamlarımızın delilleri yeterli gördüğü bir dava hakkında, AİHM’in yetkisini aşarak delil incelemesi yapmak suretiyle ihlal kararı vermesi kabul edilemez. AİHM, Moreira Ferreira v. Portekiz (No. 2) kararında da belirttiği üzere bir temyiz mahkemesi değildir.

AİHM aslında, Dulaurans/Fransa, Bochan/Ukrayna (2) kararlarında Sözleşme’nin delillerin kabul edilebilirliği ya da delillerin nasıl değerlendirileceğinin ulusal hukukun ve ulusal mahkemelerin yetkisinde olduğunu belirtmişti. Bu nedenle, ulusal mahkemelerce yapılan hukuk kurallarının uygulanması, yorumlanması ve delil değerlendirmesinin kendi incelemesinin konusu olamayacağını vurgulamıştı.

Ancak AİHM, bugün açıkladığı Yalçınkaya kararında bu yerleşik içtihadından ayrılmıştır. AİHM açıkça delil değerlendirmesi yapmak suretiyle yetkisini aşmış ve ulusal mahkemelerin hukuk kurallarının uygulanması ve delil değerlendirme yetkisini inceleme konusu yapmıştır. AİHM kendi içtihatlarında defalarca delilleri değerlendirme yetkisi olmadığını belirttiği halde, konu FETÖ yargılamaları olunca delil değerlendirme yoluna gitmiştir.

Hükümetimizce ayrıntılı bir şekilde bilgilendirildiği ve itiraz edildiği halde, hakkında Türk Yargısınca FETÖ üyeliği suçlamasından iki ayrı yakalama kararı bulunan bir kişiyi Büyük Daire duruşmasında başvuranın temsilcisi olarak kabul eden AİHM, tarafsız bir yargılama yapmayacağını en baştan belli ederek hukuka ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne aykırı bir karar vermiştir.

Ülkemiz, ulusal mevzuata ve uluslararası yükümlülüklere uygun olarak yaptığı terörle mücadelesinde kararlılığını sürdürecektir.

NE OLMUŞTU?

Öğretmen Yüksel Yalçınkaya, 6 Ocak 2017'de Kayseri Cumhuriyet Savcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, "TCK 314/2 temelinde FETÖ/PDY silahlı terör örgütü üyesi olmakla" suçlanmıştı. Suçlamaya gerekçe olarak, "ByLock uygulaması kullanmak, Bank Asya'da hesap sahibi olma, FETÖ-PDY bağlantılı dernek ve sendikalara üye olmak, OHAL döneminde yayınlanan Kamu Personeline İlişkin Önlemlerle İlgili 672 nolu KHK kapsamında işten çıkarılmak ve gizli tanık ifadeleri gösterilmişti.

Yalçınkaya, 21 Mart 2017'de Kayseri Ceza Mahkemesi tarafından 6 yıl 3 ay hapis cezasına mahkum edildi. İstinaf Mahkemesi ve Yargıtay'a yaptığı temyiz başvuruları reddedildi. AYM'ye yaptığı bireysel başvuru da kabul edilemez ilan edildi. Yalçınkaya, bunun üzerine 17 Mart 2020 tarihinde hak ihlali iddiasıyla AİHM'ye başvurdu.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *