İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Antalya'da YİKOB Kapasite Güçlendirme Projesi Toplantısı'na katıldı. İzmir, Trabzon ile Van'ın pilot il seçildiği ve 39 ay uygulama süresine sahip YİKOB Kapasite Güçlendirme Projesi, Türkiye Cumhuriyeti ve Avrupa Birliği (AB) tarafından ortak finanse ediliyor. Kamu alanında faaliyet gösteren kurumların yatırımlar noktasında iş birliği ve koordinasyon içinde hareket etmesi hedefleniyor.
İçişleri Bakanı Soylu, 2014 yılına göre Doğu ve Güneydoğu illerindeki organize sanayi bölgelerine kayıtlı işletme sayısının yüzde 61, ticaret siciline kayıtlı faal üye sayısının yüzde 92, üniversite öğrenci sayısının yüzde 104, tıp fakültesi kazanan öğrenci sayısının yüzde 98, 100 bin kişiye düşen doktor sayısının yüzde 42, 100 bin öğrenciye düşen öğretmen sayısının yüzde 32, lisanslı sporcu sayısının yüzde 140 arttığını söyledi. Bakan Soylu, bugün Kars, Tunceli, Hakkari, Yüksekova'nın kış turizmi ve kayak merkezleriyle Munzur'un da gondol sefaları, rafting şampiyonaları ve yayla şenlikleriyle gündem olduğunu kaydetti.
'GÜYA GÜÇLENDİRİLMİŞ SİSTEM'
Yıllardır her yatırım ve her atılımda, 'Siz yapamazsınız, siz edemezsiniz, bizim gücümüz yetmez, ne işimiz var, ne gerek var' diyen anlayışla karşılaşıldığını anlatan Soylu, "Bugün tüm hedeflerine ulaşan, dediğini yapan, milletine dünya standartlarında otoyolları, kamu hizmetlerini sunan bir ülke var. Recep Tayyip Erdoğan, bu ülkeye sadece kuru kuru öz güven yüklemedi. Gücünü kullanabilecek bir sistem tesis etti ve özellikle, ayağımıza pranga vuran bir vesayet sistemini de ortadan kaldırdı. Varsın birileri eski vesayeti allayıp pullayıp tekrar canlandırmaya, güya 'güçlendirilmiş sistem' diye tekrar başımıza bekçi dikmeye kalksın. Devletimiz bugün güçlüdür, devletimiz bugün hızlıdır, devletimiz bugün etkili ve acziyete düşmeyen bir devlettir. Millet bu treni geri döndürecek değildir" diye konuştu.
YİKOB'ların, Türkiye nüfusunun yüzde 75'inin yaşadığı illere hizmet veren birim olduğunu kaydeden Bakan Soylu, "Sadece yatırım anlamında değil, özellikle son yıllarda yükselen afetlerde de YİKOB'larımız ciddi görevler üstlendi. Sadece bu yılki orman yangınları ve sel afetleri için 68,5 milyon TL, YİKOB'larımız tarafından gönderildi. Kurulduğu günden beri büyükşehirlerin kırsal kesiminde yollardan su altyapısına kadar pek çok hizmet, YİKOB'lar eliyle buradaki arkadaşlarımızın alın teri ve becerisiyle götürüldü. Kısa mazisi olmasına rağmen gururla ifade etmeliyim ki bugün Türkiye'de kamu yatırımlarının yüzde 5 ile yüzde 10'u YİKOB'larımız tarafından gerçekleştirilmiştir. İnşallah bunu artırmanın gayret içindeyiz" dedi.
'ARTIK SAVAŞ DİYEBİLİRİZ'
Bakan Süleyman Soylu, toplantıda Ukrayna-Rusya arasındaki savaşa ilişkin konuştu. Altyapıyı güçlendirmenin ne kadar önemli olduğunun, Ukrayna-Rusya arasındaki savaşta görülebildiğini belirten Bakan Soylu, "Artık savaş diyebiliriz. Bize, 'Ne gerek var, boşuna yatırım yapıyorsunuz, buna ne ihtiyacımız var, boşuna paraları gömüyorsunuz, devletin cebinden sürekli birtakım harcamalar yapıyor ve bizi sıkıntıya sokuyorsunuz' diyenler, beni bağışlayın kafasını kuma gömdüler pandemi zamanında. Böbürlenen Amerika ve Avrupa, bağışlayınız ki hastanelerde insanlarını ölüme terk ederken, yaşlılara 'Artık sizin ömrünüz sona erdi' derken, onları ölüme terk ederken, iyi hazırlık yaptığımız, öngördüğümüz, vizyon ve strateji ortaya koyduğumuz için altını çizerek söylüyorum, milletimize mahcup olmadık. Şehir hastanelerimiz, sağlık çalışanlarımız, devletimizin bütün birimleri topyekün büyük bir mücadele ortaya koydu" dedi.
'BİZ DOĞU AKDENİZ'E KAYIKLA GİTMEDİK'
Dün açıklanan G20'de büyümede yüzde 11 ile Türkiye'nin 1'inci olduğunu belirten Bakan Soylu, OECD ülkeleri içinde 3'üncü olduğunu kaydetti. Altyapı olmadan bunun gerçekleşmesinin mümkün olmayacağını ifade eden Soylu, "Biz Doğu Akdeniz'e kayıkla gitmedik. Birileri kayıkla falan gittiğimizi sanıyor. ATAK helikopterlerimiz, İHA'larımız, milli ve yerli gemilerimizle ve Sayın Cumhurbaşkanı'mızın ilk andan itibaren üzerine titrediği profesyonel güvenlik yapımızla birlikte gittik. Öyle kolay değil bu işler. Büyükelçilerin verdiği mamalarla beslenmeye benzemez bu işler. Risk alacaksanız, kaynak yöneteceksiniz, ülkenizin olduğu pozisyonu bileceksiniz" diye konuştu.
'İFTİRAYA UĞRAMIŞ BİR MEDENİYET'
Savunma sanayisinde yüzde 20'lerden yüzde 75'leri aşıp yüzde 80'lere kadar ulaşan milli ve yerli kullanımın birilerini rahatsız edeceğini belirten Soylu, şunları söyledi:
"Bize maval okuyanlara, hakaret edenlere, bütçeleri eline alıp, 'Bunlar savunma bütçeleridir, bunların hesabını size soracağız' diyenlere ben şimdi söylüyorum. Lazımmış, Türkiye, kendi güvenliğini kendi sağlamalıymış, kendi göbeğini kendi kesmeliymiş, kendi hazırlığını kendisi yapmalıymış, kendi İHA'larını, ATAK helikopterlerini ortaya koyabilmeliymiş, kendi sağlık sistemini en güçlü şekilde ayağa kaldırabilmeliymiş, güvenlik koridorunu, üs bölgelerini yapmalıymış, terör örgütlerini inlerinden çıkamayacak hale getirmeliymiş. Hatırlayın, Gazi Meclis'ten birileri kalktı gitti, İHA'ları Doğu ve Güneydoğu'da protesto ettiler. Bunların sahibi kim biliyor musunuz? Cemil Meriç'in güzel bir sözü var, dönem dönem hatırlatırım, 'Bizim medeniyetimiz, iftiraya uğramış bir medeniyettir.' Maalesef öyle. Hainlik ve uşaklık etmeyi kendilerine marifet bilenler her zaman bu coğrafyada olmuşlardır. Hiçbir zaman vazgeçmemişlerdir."
'LAF EBELİĞİNDEN BAŞKA HİÇBİR ŞEY ORTAYA KOYMUYORLAR'
Rusya-Ukrayna savaşıyla ilgili Batı ve Avrupa'yı eleştiren Bakan Soylu, "Batı'yı, Amerika'yı, Avrupa'yı gördük, laf ebeliğinden başka hiçbir şey ortaya koymuyorlar. İnsanlar ölüyor, önemli değil canım, nasıl olsa yaşlıları öldürdüler, sesleri çıkmadı. Ne olacak biraz da çocuklar, insanlar, gençler hayatını kaybediversin, öyle bakıyorlar. Suriye'de öyle bakmadılar mı? Balkanlar'da öyle bakmadılar mı? Toplu iğne kadar yapabileceğimiz bir takatımız varsa, bu ülke için yapmalıyız. Toplu iğne kadar gücümüz varsa, elinizde kamunun ve devletin imkanları var. Sizin toplu iğneden daha fazlasını yapabileceğiniz işler var. Şu karşı karşıya kaldığımız son 2 yıldaki cendereye bu ülkenin düşmesini istemiyorsak yükselişe aynı ölçekte devam etmeliyiz, kendi göbeğimizi kendimiz kesebileceğimiz hale hep birlikte gelmeliyiz. Her anlamıyla bağımsız bir Türkiye. Yok Amerika şunu yaptı, yok Rusya şöyle yaptı, yok Avrupa böyle yaptı, yok o öyle yaptı diye kafayı sağa sola döndürebilecek değiliz. 'Acaba ne yapacaklar?' diye sürekli takip edecek bir ülke değiliz. Herkesin bizi takip ettiği, bunlar ne yapıyorlar, ne ediyorlar diye, gelişmelerimizi adım adım takip ettikleri ve gelecek nesillerin çok daha iyi bir noktaya getirebilecekleri bir Türkiye'yi hep beraber Cumhuriyet'in 2'nci asrına el birliğiyle taşımalıyız."