MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "'Yerelde iktidar olduk" diyenler hayal alemindedir. Türkiye'de iktidar tektir ve o da Cumhurbaşkanlığı Kabinesidir. Fazladan 3-5 belediye başkanlığı kazanmakla yerel iktidar tantanası koparanların siyasetin nesnel gerçeklerine, milletin irade künhüne vakıf olmadıkları ayan beyan ortadadır" dedi.
MHP Genel Başkanı Bahçeli, partisinin TBMM grup toplantısında konuştu. Bahçeli, sosyal ve ekonomik ihtiyaçlara köklü cevaplar hazırlayarak, kalıcı ve güçlü reformların peş peşe hayata geçirilmesi gerektiğini belirterek, "Üreterek, yabancı sermayeyi özendirerek, tasarrufu artırarak, fiyat ve finansal istikrarı kurumsallaştırarak, ihracat ve yatırım seferberliğini teşvik ederek, bilhassa adil ve insani paylaşımı canlandırarak yeni yüzyılda Türkiye ekonomisini zincirlerinden kurtarmalıyız. Milletler mücadelesinin acımasız rekabetinde Türk milleti ortak paydasında buluşmalı, hiç kimseyi ötekileştirmeden, hiç kimseyi yabana atmadan geçmişin muzaffer hatıralarını geleceğin ufkuyla eklemleştirmeliyiz. Bunu yapacak irade, inanç ve itibar MHP ve Cumhur İttifakı'nda mevcuttur. Katılaşmış ön yargıları, zembereğinden boşalmış kısır çekişmeleri bir kenara bırakmalıyız. Vatan ve millet sevdasıyla hareket edebilme ferasetini derhal gösterebilmeliyiz. Türkiye hepimizindir, hepimizin ortak vatanıdır" diye konuştu.
'ZAFER NUTUKLARI ATMALARI MİZAHİ YANILGIDIR'
Bahçeli, 31 Mart Mahalli İdareler Genel Seçimlerine değinerek, "Milletimizin hür iradesiyle verdiği demokratik karara saygılıyız, seçim sonuçlarının ülkemize, milletimize ve siyasi partilere hayırlı olması da temennimizdir. Yerel seçimlerin doğasıyla genel seçimlerin doğası elbet farklıdır. İkisini birbirine karıştırmak fahiş bir yanlıştır. Yerel seçimlerde özne ve öncelik adaylar olduğu halde, genel seçimlerde partilerdir, bununla mündemiç ülkenin ve uluslararası ilişkilerin bütününü kapsayacak program ve projeleridir. 31 Mart yerel seçimlerinden sonra el değiştiren, birisinin çıkıp diğerinin indiği bir iktidar yapısı yoktur. 31 Mart yerel seçimlerinden sonra rota değiştiren, hedeflerinden sapan, iddialarından cayan, yerinde sayan bir Türkiye yoktur, olması da mevzu konusu değildir. "Yerelde iktidar olduk" diyenler hayal alemindedir. Türkiye'de iktidar tektir ve o da Cumhurbaşkanlığı Kabinesidir. Fazladan 3-5 belediye başkanlığı kazanmakla yerel iktidar tantanası koparanların siyasetin nesnel gerçeklerine, milletin irade künhüne vakıf olmadıkları ayan beyan ortadadır. Kendi partilerinde disiplini tesis edemeyenlerin, birlik ve beraberlik vasatını kaybedenlerin, üstelik hiçbir projeleri olmayanların, hasbelkader, konjoktürel sebeplerle ulaştıkları sonuçlara güvenip zafer nutukları atmaları sadece mizahi bir yanılgıdır. Şımarıklığın alemi hiç yoktur. Çünkü bugün şımaranların yarın milletten şamarı yemeleri mukadderdir" dedi.
'TAVANI ÇATLAK OLANIN TEMELİ ÇÜRÜKTÜR'
Bahçeli, 31 Mart seçimlerine katılım oranının diğer seçimlerle mukayese edildiğinde çarpıcı şekilde düşük olduğuna işaret ederek, "Nitekim 31 Mart 2019 seçimlerinde yüzde 84,1 olan katılım oranı, 31 Mart 2024'de yüzde 78,11'e inmiştir. 31 Mart'ta yaklaşık 13 milyon 300 bin vatandaşımızın sandığa gitmediği anlaşılmaktadır. Bundan dolayı milli irade tam ve eksiksiz olarak sandığa yansımamıştır. CHP Genel Başkanının "yüzde 25'lik cam tavanı çatlatma" masalını anlatmasının dayanağı da budur. Tavanı çatlamış bir partinin ayağı yere basmayacaktır. Kaldı ki, tavanı çatlak olanın temeli çürüktür, ayakta kalması mucizelere bağlıdır. "Sokağın sesini duyduk, değişim sandığa yansıdı, sandık ittifakı işliyor, rehavet yok, şimdi icraat vakti" diyerek böbürlenen, kendilerini dev aynasında gören DEM'lenmiş siyasi garabetlerin; ne bir dünya görüşü, ne de mütekamil bir fikir ve siyaset çizgisi vardır" diye konuştu.
'NETANYAHU İSTİFA ETMELİDİR'
Bahçeli, İsrail'in Gazze ve Filistin'e yönelik saldırılarına ilişkin de "İsrail'in Gazze'deki soykırım suçuna tahammül etmek, sabır göstermek, alttan almak hiçbir vicdan sahibinin yapacağı bir şey de değildir. Netanyahu canidir, istifa etmelidir, hesap vermelidir, barış yanlısı bir hükumet kurulmalıdır. Sayın Cumhurbaşkanımızın ve kabinesinin Filistin ve Gazze gerçeğini dünyaya anlatan insani, vicdani, ahlaki tutarlılığı olan politikaları kesintisiz devam etmelidir. İsrail ile Filistin arasındaki barış arayışlarına sonuna kadar destek verilmelidir. Bunun yanı sıra iki devletli çözüm ortamı derhal teessüs etmelidir. Başkenti Doğu Kudüs olan, 1967 sınırlarına haiz, egemen, bağımsız, siyasi ve toprak bütünlüğünü sağlamış bir Filistin devleti kurulmadan ne Orta Doğu'da ne de dünya çapında sular durulmayacak, barış ve çözüm iklimi yeşermeyecektir. Türkiye'miz; Balkanlar, Kafkaslar ve Orta Doğu'yu kapsayan stratejik ve zorlu coğrafi bir üçgenin ağırlık merkezindedir. Bir başka deyişle, Anadolu coğrafyası Avrasya jeo-politiğinin kalbidir. Düşmanımızın, dostumuzdan fazla olmasının nedenlerini bu jeopolitik mirasta aramak lazımdır" ifadelerini kullandı.
'İTTİFAK SİSTEMİNDE ÇARPIKLIKLAR GİDERİLMELİ'
Bahçeli, başta TBMM İçtüzüğü olmak üzere, yürürlükteki hukuk mevzuatının Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'yle uyumlaştırılması ve bu alanda reformist adımların atılması gerektiğini ifade ederek, "Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin aksayan yönleri tamir edilerek bütün kurum ve kurallarıyla kalıcı hale getirilmesi, yönetim hayatımızdaki istikrarın elbirliğiyle kökleştirilmesi önceliğimizdir. Tavsayan ve kasten uzatılan HDP'nin kapatma davası sonuçlanmalı, arkasından sıra DEM'e gelmeli, nitekim bölücü partilerin kapısı kilitlenmeli, başka isimlerle açılmaları anayasal çerçevede engellenmelidir. İttifak sistemi gözden geçirilerek siyasi ve demokratik istikrarı zaafa uğratan ve uygulamada şahit olunan bazı çarpıklıklar ilerleyen süreçte giderilmelidir. Önümüzdeki sıcak gündemlerden birisi de sivil, demokratik ve kapsayıcı yeni anayasa hazırlığı olmalıdır. Milliyetçi Hareket Partisi, 100 maddelik anayasa teklifiyle mezkur hazırlığa katkı vermek için samimi çağrısını yineleyerek herkesi sorumluluk bilinciyle hareket etmeye davet etmektedir. Biz hazırız, darbe anayasasını rafa kaldırmanın sadece zaman, emek, sabır, sağduyu ve ahlaki uzlaşma gerektirdiğine inanıyoruz. Türkiye'nin tarihsel varlığı, Türk milletinin istikbal umudu sekteye uğratılmayacaktır" dedi.