Dün partisinin grup toplantısında yaptığı açıklama ile bir anda gündemi alt üst eden MHP Lideri Prof. Dr. Devlet Bahçeli’nin erken seçim çağrısı ardından iyiden iyiye hareketlenen siyaset arena da gözler yine Başkan Erdoğan’a döndü.
Ve erken seçim çağrısı yapan Bahçeli ile görüşecek olan Başkan Erdoğan’ın bu yönde yapacağı açıklamalar başta ülkenin geleceği olmak üzere, ‘Daha seçime var, hele bakarız’ diyerek 5 yıldır yan gelip yatan Belediye Başkanları ile kaç dönemdir oturdukları koltukları bile bıktıranların siyasilerin olmak üzere birçoğumuzun kaderini belirleyecek gibi. Yani ülkenin olduğu gibi başta birilerine umut olan İyi Parti’yi kuran Meral Akşener’in dahil herkesin kaderi bir kez daha Başkanın iki dudağı arasında.. Gerçi erken ya da tarihinde olsa da ülkenin artık seçim atmosferine girdiği diğer bir gerçek olarak karşımızda değil, günlük hayatımız içinde yer aldı bile. Çünkü Bahçeli’den çok, mevcut Belediye Başkanlarının birçoğunun değişmesinden yana olduğunu gördüğümüz seçmeninde erken seçimi istediğini herkesin ağzında duymaktayız.
Şimdi ne olacak?
Erken seçim olacak mı?
Yoksa erkene alınmayıp, gününde mi yapılacak?
HDP, ‘Mevzu Erdoğan değil, ülkenin geleceği ve bekası kardeşim’ diyerek dün demediğini bırakmadığı ama bugün attığı adımlarla Erdoğan’a bile gündem değiştirten MHP gibi önemli adımlar atabilecek mi?
Yani, ‘Dün ne oldu oldu ama biz sol orijinliyiz, partimize ağır bedellerin ödetilmesine neden olan ‘Seni başkan yaptırmayacağız’ dediğimiz sağcı MHP ve Erdoğan’a da kesin karşıyız. Bunun için başta CHP olmak üzere tüm güçlerle bir araya geliyoruz’ diyebilecek mi? İyi Parti seçime girebilecek mi?,
Girmezse CHP’ye ve Erdoğan karşıtı herkese destek verip, mitinglerine devam edecek mi?
Bunları önümüzde ki günlerde hep birlikte göreceğiz. Ancak, bana sorarsanız Bahçeli dün yaptığı açıklama son 16 yıldır yaptığı gibi bir kez daha önemli bir manevra yaparak gündemi değiştirmeyi, dikkatleri üzerine çekmeyi başarmış ve ‘Bitti, tükendi’ denen MHP’nin siyasi arenada hala dim dik durduğunu ortaya koymuştur. Öyle ki ülkeyi tek başına idare ettiği ileri sürülen Başkan Erdoğan’a bile gündem belirler hale gelmiştir. Bu yazı yazılırken Bahçeli-Başkan Erdoğan görüşmesinin hala başlamadığı için Başkan Erdoğan’ın erken seçim konusunda ki düşüncelerini yorumlamayı yarınki yazıma bırakmak zorundayım..
Ama ben bugünkü yazımı Bahçeli’nin Türk siyasi hayatında ki önemli rolü ve attığı adımlara bakmak istiyorum. Öncelikle daha önceki bir yazımda da dikkat çekmek istediğim ve açık teşekkür ettiğim Bahçeli'nin başta bazı MHP'lilerce olmak üzere hatta HDP'lilerce görülmek istenmeyen önemli bir tarafından bahsetmek istiyorum. Yada ben öyle görüyorum. Bunu görmekten de mutluyum. Çünkü Bahçeli MHP'nin başına geçtikten sonra 'Sarkık bıyık, beyaz çorap' siyasetine karşı çıkan ve gençlerin alanlarda, meydanlarda, dağlarda, sokaklarda değil, ocaklarda, partide siyaset yapması gerekir' diyerek 'Ülkücülük' ayakları ile çek/senet mafyacılığına son vermiş yada en aza indirmeyi başaran bir isimdir. Ve en önemli diğer bir konuda bu süreçte ortaya koyduğu siyaset ve bakışla onca yaşanan gerginlikler ve yaşanması muhtemel 12 Eylül senaryolarını zora sokmuş, 15 Temmuz'da ki gibi ihtilal sevdalılarına açık yada gizli destek vermemiş, gençlerini, partilisini daha öncekiler gibi karanlık oyunlara alet ettirmemiştir. Bu durum Bahçeli ve MHP'ye ağır bedeller ödetsede doğrusunu yaptığı, dün Suriye'den önce Suriye olacak denen ülkeye baktığınızda ve yaşanan onca olaya karşın, 'Kardeş-Kardeşin Karşısına Geçmediği, Geçirilemediği' ni görünce Bahçeli'nn siyasi duruşu daha iyi anlaşılmakta..
'Haydi orada sende' diyenler çıkabilir, ama ben son 16 yıldır gördüğümü yazdım, gerisi 'Haydi oradan' diyenlere kalsın.
Gelelim diğer önemli adımlarına;
Bahçeli 3 Kasım 2002 tarihinde de erken seçim yapılmasını istedi.
Ve erken seçim oldu.
Türkiye, böylece 3 Kasım'da 16 yıldır iktidarda olan AKP iktidarıyla tanıştı. Dün yaptığı erken seçim çağrısı bu kez AK Parti’nin iktidarını bitirir mi onu da seçim sonuçları ardından hep birlikte göreceğiz..
Devlet Bahçeli, Erdoğan'ın karşısına aday çıkma olasılığı ve KHK'lare yönelik eleştirileri nedeniyle bugün sert sözlerle eleştirdiği 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e 2007'de Cumhurbaşkanlığı yolunu açan isim oldu.Erdoğan'ın cumhurbaşkanı seçilmesinden sonra gündeme getirdiği Başkanlık Sistemi'ne karşı olan Bahçeli, 15 Temmuz'dan sonra ise tutum değiştirdi. 11 Ekim 2016'da grup toplantısında yaptığı "sürpriz" açıklamayla, AKP'ye, dolayısıyla Erdoğan'a "başkanlık önerisini Meclis'e sunması" çağrısı yaptı.
15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi öncesi Erdoğan'a en sert eleştiriler yönelten, cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Erdoğan'a karşı, CHP ile birlikte çatı aday Ekmeleddin İhsanoğlu'nu destekleyen Bahçeli, darbe girişimi sonrasında başlayan başkanlık anayasası ortaklığını, yine kritik bir hamle ile "ittifaka" taşıdı.
Ve bunların en önemlisi de Barış Sürecinde neredeyse HDP ile koalisyon kuran AK Partinin HDP ile birlikte yeni Anayasayı yapmasına izin vermedi.
Bahçeli, "Birinci koalisyon modeli, baştan bu yana birliktelikleri devam eden AKP-HDP arasında olması lazımdır. 2. bir koalisyon modeli. AKP-CHP ve HDP" diyerek, bir kez daha hiçbir hükumet formülünde yer almayacağını ilan etti. Çünkü Bahçeli’nin bile görüp, kabul ettiği ve HDP’ye iktidarı teklif ettiği bir dönem de iktidar ortağı olmaya kadar bir oy alan ancak atılan yanlış adımlara ‘Durun’ deme cesaretini ortaya koyamadığı için bir anda başta Kürtlerin olmak üzere birçoğunun umutlarını yıkan HDP’nin yapamadığı yapan yine Bahçeli olmuştur.. Bahçeli, dün demediğini bırakmadığı AK Parti ve Başkan Erdoğan ile masada konuşulabileceğini, birlikte ülkeyi yönetebileceğini ortaya koyarken, ‘Bitti, tükendi’ denen MHP’yi Türkeş’in dönemine yani MHP asıl işi iktidar olma değil, hükumetlerin yanında yer alacak, işine bakacak’ siyasetine devam ettirmeyi başarmıştır. Kısacası son yıllarda ki gelişmelerde Bahçeli başkanlığında ki MHP bir hayli karlı çıkmıştır. Söz sırası şimdi Başkan Erdoğan’da ve 'Bizde CHP'nin yanında yer alacağız, almak zorundayız' demek zorunda gibi görünen HDP'de..
Okunma Süresi: 5 dk
Mauro Icardi ve Wanda Nara ayrılığına Okan Buruk'tan dikkat çeken yorum!
#Magazin / 22 Kasım 2024
Macaristan Milli Takımı Teknik Direktörü Kim? Kadro Değeri ve Başarıları Nelerdir?
#Kimdir? / 22 Kasım 2024
Yorumlar
Yorum yapmak için, isterseniz giriş yapabilir veya kayıt olabilirsiniz.
*
Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *