Gazeteci Ali Tarakcı, koronavirüs (Covid-19) salgınında gündeme gelmeye başlayan normalleşme süreci ve okulların açılmasına ilişkin çarpıcı değerlendirmelerde bulundu.
Tarakcı, gençler ve çocuklar arasında vaka sayısı 56 bin olduğunu vurgulayarak, Sağlık Bakanlığı'nın yayımladığı raporu paylaştı.
Yayımlanan Covid-19 raporunda, 30 Ağustos tarihine kadar ölen 6 bin 326 insan içerisinde ölenlerin yüzde 62'sinin erkek, yüzde 38'inin kadın olduğuna dikkat çeken Tarakcı, aynı raporda, 269 bin 500 vakanın; yüzde 6,9'u (18 bin 563) 15 yaş ve altı çocuk, yüzde 13,9’u (37 bin 456) 15-24 yaş arasında, yüzde 49,9’u (133 bin 78) 25-49 yaş grubunda, yüzde 18,7’si (50 bin 303) ise 50-64 yaş arasında, yüzde 8,7’si (23 bin 358) 65-79 yaş grubunda, yüzde 2,5’i (6791) ise 80 yaş ve üzerinde olduğunu yazdı.
Kovid-19 salgınının Türkiye'de son bir ay içinde tekrar yükselişe geçtiği belirten Toplum Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan da bugün yaptığı açıklamada, her 6 kişiden brinin 24 yal altında olduğunu belirtmiş, "gördük ki virüse en çok sahip olanlar 25-49 yaş arasındakiler. Tanı alan 1700 kişiye bakıldığında 64'ünün 14 yaş altında ve 226 kişinin de 15-24 yaş arasında olduğunu biliyoruz. Neredeyse tanı alan her 6 kişiden biri 24 yaş altında gençler ve çocuklar. Bu kişiler de virüsü bulaştırıyorlar, çevreye taşıyorlar." demişti.
Ali Tarakcı' nın "Okulları ocak ayına kadar kapatın!" başlıklı yazısı şöyle:
"Okulları bir açacağız bir açmayacağız. Bilim kurulunun tavsiyesine uyacağız, yok veliler isterlerse çocuklarını gönderirler, baskı yapamayız..." filan diyerek topu taca atıp durmayın. Özel okullar devlet okullarından daha hazır, yüz yüze eğitim için. Ancak çocukların birbirleri ile iletişimini hiçbir şekilde engelleyemezsiniz. Devlet okullarında seyrekleştirilmiş eğitim de dahil hangi yöntemi uygularsanız uygulayın salgının bulaşmasını hiç engelleyemezsiniz. Kapıda ateş bile ölçemezsiniz. Bırakın hamaset yapmayı. Okulları ocak ayına kadar kapatın. Hiçbirşey kaybetmezsiniz. 30 Ağustos tarihine kadar 0-24 yaş arasında 56 bin 19 çocuğumuza salgın bulaşmış. Çocuklarımız ve gençlerimiz ölmüş. Okulları açarak salgını daha da vahim bir duruma getirmeyin, salgını büyütmeyin.
Okullar açılacak mı?
Açılacak...
Kim söyledi?
Bakan söyledi... Hangi Bakan? Milli Eğitim Bakanı...
Açılmayacak...
Kim söyledi?
Kim söyleyecek, Bakan söyledi. Hangi Bakan tabi ki, Milli Eğitim Bakanı.
***
Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, 12 Ağustos tarihinde yaptığı açıklamada, 31 Ağustos’ta uzaktan eğitimin başlayacağını ve 1 Eylül'de Bilim Kurulu tarafından tavsiye edilen sınıflarda, aşamalı ve seyreltilmiş şekilde yüz yüze eğitime başlanacağını duyurmuştu.
Bilim Kurulu ne demişti? Yüz yüze eğitim bir ay ertelenmeli.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bakanlar Kurulu toplantısının hemen ardından yaptığı açıklamada ne demişti?
"Eğitim öğretime, yüz yüze ve uzaktan eğitimi birlikte gerçekleştireceğimiz sistemle devam edeceğiz. Ailelerin tercihine göre okul öncesi ve ilkokul 1. sınıftan başlayarak okullarımızı eğitim öğretime açıyoruz."
Daha önce yine Milli Eğitim Bakanı ne demişti?
"Bu sadece eğitsel bir problem değil, sosyolojik bir problem aynı zamanda. Bu yüzden de biz velileri zorlayarak 'Herkesin bir mecburiyeti olacaktır' cümlesini kurmayız. Bunun hukuksal alt yapısını oluşturuyoruz. Bu sıradan bir durum değil, genel bir afet durumu. Salgın döneminde velilerimizin, diyelim ki ailesinde kronik rahatsızlığı olan birisi veya başka bir sorun var. Velinin inisiyatifinin dikkate alınması söz konusu."
Siz ne anladınız söylenenlerden... Anlayan varsa parmak kaldırsın...