Gerçeklerden Haberdar Olun
İstanbul
Orta şiddetli yağmur
16°
Ara
Damga Gündem Akşener'den Bahçeli'ye: Gazze’yi bir vatan toprağı olarak görüyorlarsa buyursunlar gitsinler

Akşener'den Bahçeli'ye: Gazze’yi bir vatan toprağı olarak görüyorlarsa buyursunlar gitsinler

Meral Akşener "Gazze’yi de, bir vatan toprağı olarak görüyorlarsa ve vermiş oldukları 24 saatlik mühlet ile Netanyahu’yu durduramadıklarına göre o zaman buyursunlar görevlerinden istifa edip, Gazze’ye gitsinler." ifadelerini kullandı.

KAYNAK: DHA
Okunma Süresi: 6 dk

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, "29 Ekim'de geçtim mitingi, fener alayına bile mesafeli dururken 28 Ekim'de Filistin mitingi yapanlar var. Yani hiç utanmadan Cumhuriyet'in karşısına Filistin'deki mezalimi dikmeye kalkanlar var. Gazze değil, Kudüs mitingi yapıp, fırsat bu fırsat herkesin karşısında birleştiği Netanyahu terörünü, siyasetinize kaldıraç etmeye kalkıyorsunuz. Hadi onu anladık. Peki başka gün mü bulamadınız? Bu miting bir hafta önce yapılamıyor muydu?" dedi.

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) grup toplantısında konuştu. Akşener, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın İsveç'in NATO'ya katılım protokolünü imzalayarak TBMM'ye göndermesine ilişkin, "Önce esip gürlediler, sonra hiçbir şey almadan "şak" diye protokole imzayı çaktılar. Bu yaklaşım size de tandık geldi mi? Biz Rahip Brunson olayında ve Kaşıkçı davasında da bunu yaşamamış mıydık? Kararı elbette yüce Meclis'imiz verecek; ancak iktidar da bu konudaki sorumluluğunu bilmek zorunda. Bununla birlikte, F-16'lar konusunun Türkiye açısından fevkalade önemli olduğunun da altını çizmek istiyorum. Vaziyetin vahameti ortadayken siyasetin İsveç sosuna batırılması çok açık söylüyorum; Türk milletine yapılan büyük bir ayıptır. Biz İYİ Parti olarak sorumlu muhalefet anlayışımız çerçevesinde buradan bir çağrıda bulunuyoruz. Biz NATO'nun genişlemesine karşı değiliz. Ancak söylenen bunca sözden, olan biten onca hadiseden sonra bu millete ve onun seçilmiş temsilcilerine bilgi vermek ve onları ikna etmek zorundasınız. Bunun için derhal Gazi Meclis'imizde bir genel görüşme açılmasını teklif ediyorum" diye konuştu.

"İstifa edip, Gazze’ye gitsinler"

Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nden şimdiye kadar, titizlikle sürdürmeyi başardığı, bu tavrın dışında farklı ve maceracı bir tutum bekleyenlere, iç politikada, rüzgâr yakalamak için dış politikada, savrulma yaşanmasını umanlara ve yangına körükle gidip, iki eksenli bir terör sarmalında taraf olmamızı önerenlere de bazı söyleyeceklerim var. Devlet insanı, kendi kafasına göre racon kesmez. Her daim, aklı selimi öne koyarak devletinin temel ilkeleri çerçevesinde ülkesinin ve milletinin menfaatlerini korur. ‘Mehmetçik Gazze’ye!’ diye slogan atan, şuursuz bir zihniyetin, dolduruşuna gelenler var. Milliyetçilik bu değildir. Milliyetçilik önce, kendi vatanına, kendi milletine kendi evladına sahip çıkmaktır. Başka anaların doğurduğu çocukların sırtından çağrılar yapıp, kabadayı pozları vererek, milliyetçi olunmaz.

Gelin size, yaşanmış bir olayı anlatayım. 1937 yılında, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ümüz, öz yurdumuzun bir parçası olan, Hatay’ı anavatan topraklarına katma kararlılığını şu sözlerle ifade etmiştir: ‘Hatay benim, şahsi meselemdir. Durumu büyükelçiye, daha başlangıçta, açıkça ifade ettim. Dünyanın bu durumunda, böyle bir meselenin Türkiye ile Fransa arasında, silahlı bir çatışmaya sürüklenmesi kesinlikle mümkün değildir. Fakat ben, bunu da hesaba kattım. Kararımı vermiş bulunuyorum. Şayet ufukta, bu yolda, binde bir bile, bir ihtimal belirirse, Türkiye Cumhurreisliği’nden ve hattâ Büyük Millet Meclisi üyeliğinden çekileceğim. Bir fert olarak, bana katılacak birkaç arkadaşla beraber Hatay’a gireceğim. Oradakilerle el ele verip, mücadeleye devam edeceğim.’ İşte gerçek devlet insanlığı budur! Şayet bu arkadaşlar Gazze’yi de, bir vatan toprağı olarak görüyorlarsa ve vermiş oldukları 24 saatlik mühlet ile Netanyahu’yu durduramadıklarına göre o zaman buyursunlar görevlerinden istifa edip, Gazze’ye gitsinler. Sosyal medyada sergiledikleri bu vatanperverliklerini sahada da gösterip, Gazze’ye gitsinler.

'BİZ DE TÜRK MİLLİYETÇİSİYİZ, BİZ DE SUÇLUYUZ'

Yabancı karşıtı sosyal medya paylaşımları nedeniyle "halkı kin ve düşmanlığa tahrik" ve "halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma" suçlarından tutuklanan gazeteciler hakkında konuşan Akşener, "Milyonlarca kaçağın bulunduğu bir ülkede bunların oluşturduğu sorunları geleceğe dönük tehditleri dile getirmenin suç sayıldığı, bunu yaparken de Türk milliyetçiliğinin hedef alındığı bir rezalete karşı, İYİ Parti olarak elbette sessiz kalamayız ve sessiz kalmayacağız. İşte bu yüzden buradan bir kez daha iktidara sesleniyorum. Türk milliyetçiliği binlerce yıllık şanlı mazimizin, Türk'ün tarih boyunca verdiği kutlu mücadelenin, nice büyük badirelerin, nice büyük zaferlerin günümüzde yankılanan nihai sonucudur. Eğer ki bugün, Türk milliyetçiliği bir suçsa bütün bu kıymetlerimizi de suçlu mu ilan ediyorsunuz? Türk'ün devletinde Türkiye Cumhuriyeti'nde, Türklüğe karşı cephe mi alıyorsunuz? Kendinize gelin. Böylesi bir rezaletin karşısında İYİ Parti olarak Türk milliyetçiliğini ırkçılıkla, yabancı düşmanlığıyla birlikte anmaya cüret eden her türlü gaflete, her türlü hain girişime, her tülü kirli emele karşı sonuna kadar mücadele edeceğiz. Eğer ki Türk milliyetçiliği, bir suç sayılacaksa o zaman alenen, açıkça, gönül rahatlığıyla, söylemek isterim ki biz de Türk milliyetçisiyiz, biz de suçluyuz" ifadelerini kullandı.

'NETENYAHU BİR BEBEK KATİLİDİR'

Akşener, İsrail'in Filistin'e karşı saldırıları sırasında 1700 çocuğun hayatını kaybettiğini kaydederek şöyle konuştu:

"O bombalar, masum insanları öldürdü. O bombalar, hastanede yeni doğmuş bebekleri öldürdü. Bir çatışma, ancak bu kadar onursuz olabilir. Bir devlet insanı, ancak bu kadar vicdansız olabilir. Ama dünya yaşananlara bu kadar kayıtsız kalamaz, kalmamalıdır. İnsanlık suçu işleyenlere karşı ısrarla sergilenen diplomatik nezaket, derhal rafa kaldırılmalı ve gerçekler tüm çıplaklığıyla konuşulmalıdır. O gerçek de şudur; Netanyahu bir savaş suçlusudur. Netanyahu bir bebek katilidir. Sivilleri, çocukları öldüren Netanyahu terörüyle, müzik festivalinde gençleri tarayan Hamas terörü aynı şeydir. Savaş ahlakını ve hukukunu tamamen çiğneyen Netanyahu'nun, başta Cenevre Sözleşmesi olmak üzere tüm uluslararası sözleşmelere aykırı olduğu gün gibi ortada olan bu tavrı, daha fazla cezasız kalamaz. İşte bu yüzden başta Batılı ülkeler olmak üzere tüm uluslararası topluma bir çağrıda bulunmak istiyorum. Geçmişte Auschwitz'te, Srebrenitsa'da yaşandığı gibi zalimin içinizden geliyor olması zulmün varlığını değiştirmez. Dolayısıyla hedefine evleri, okulları, hastaneleri, ibadethaneleri alan bir katliama meşruiyet kazandırma çabanızdan artık vazgeçin."

'BİZ ONLARA UYMAYACAĞIZ'

28 Ekim'de İstanbul'da gerçekleştirilecek Büyük Filistin Mitingi'nin zamanlamasına tepki gösteren Akşener, "100 yıl sonra bile hala Cumhuriyetimizle problemi olanlar var. "Ne yapsak da Cumhuriyet'in 100'üncü yılını güme getirsek acaba" diyenler var. Dün, her 29 Ekim'de yatak döşek olanlar vardı. Bu günlerdeyse, Atatürk'süz 29 Ekim kutlayanlar var. Duydukları fevkalade büyük üzüntü nedeniyle, Cumhuriyet'in 100'üncü yılının kutlanmasını yanlış bulup engellemeye çalışanlar var. 29 Ekim'de geçtim mitingi, fener alayına bile mesafeli dururken 28 Ekim'de Filistin mitingi yapanlar var. Yani hiç utanmadan Cumhuriyetin karşısına Filistin'deki mezalimi dikmeye kalkanlar var. Ezcümle, her zamanki gibi milleti suni tercihlere zorlayıp artık kabak tadı veren alışıldık iki kutup üzerinden siyasi rant kovalayanlar var. Gazze değil, Kudüs mitingi yapıp, fırsat bu fırsat herkesin karşısında birleştiği Netanyahu terörünü siyasetinize kaldıraç etmeye kalkıyorsunuz. Hadi onu anladık. Peki başka gün mü bulamadınız? Bu miting bir hafta önce yapılamıyor muydu? Mezalim bir hafta önce de yok muydu? Ya da bu mitingi bir hafta sonra yapsanız incileriniz mi dökülürdü? Milletçe birlik olup bir büyük mücadelenin, bir büyük zaferin 100'üncü yılını hep birlikte kutlamak varken abuk sabuk işlerinizle neden bu milletin diş sinirlerine basıyorsunuz? 29 Ekim'i cümle aleme karşı tek vücut olmak için bir fırsata çevirmek yerine neden bir gün öncesinde paralel hat çekip insanlarımızı birbirinin karşısına dikiyorsunuz? Ayıptır, günahtır, yazıklar olsun. Onlar istediği kadar alternatif evrenler kursunlar. Onlar istediği kadar en büyük sevincimizin karşısına bir büyük acıyı dikmeye kalksınlar. Onlar istediği kadar bizi karşı karşıya getirsinler. Biz onlara uymayacağız" dedi.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *