AA - Uzun, yaz aylarının gelmesiyle boğulma vakalarının arttığını, Karadeniz sahillerindeki çeken akıntıya karşı bilinçli ve dikkatli olunması gerektiğini söyledi.
Çeken akıntının kumsaldaki güçlü akıntı olduğunun altını çizen Uzun, "Rip akıntıların gerçekleşebilmesi için birtakım özel şartlar gerekmektedir. Bütün kumsallarda rip akıntısı olur diyemeyiz. Kumsallarda dalga düzenini bozacak, özellikle ön kıyı dediğimiz deniz tarafında su altında kum setleri olur. Onların yer yer kıyı akıntılarla yarılmış kısımları bulunuyor. Bu yarıkların bulunduğu yerlerde rip akıntısının olma ihtimali daha yüksektir." ifadelerini kullandı.
Denize doğru çıkıntı yapan kayalıkların, mendireklerin bulunduğu alanlarda ve dalga düzeni bozulduğu için kıyıdaki sularda çeken akıntı ihtimalinin yükseldiğini vurgulayan Uzun, "Rip akıntısı çok güçlü bir akıntıdır ama sanıldığı gibi yüzen insanı derine çekmez, yüzeyde kalır insan. Rip akıntıyı herkes tanımayabilir ama dikkatli gözle baktığınızda dalga yüksekliğinin 1-2 metreyi bulduğu dönemlerde rip akıntısı ihtimali artıyor. Açığa doğru devam eden bulanık su hareketi görülürse, yosunlar kumla karışmış olursa orada rip akıntısı olduğu yorumu yapabiliriz." diye konuştu.
Denize girilmemesi uyarısı yapılıyorsa dikkate alınması gerekir
Uzun, çeken akıntının çok hızlı bir akıntı olduğunu belirterek şöyle devam etti:
"Olimpik yüzücülerin bile karaya doğru geçmesi zordur. Bu nedenle rip akıntısı ile karşılaştığımızda sakin olmamız gerekiyor, su üstünde kalmaya çalışmak lazım. Eğer yüzebiliyorsak kıyı çizgisine paralel yanlara doğru yüzmemiz gerekiyor. Rip akıntıları 20-30 metreye kadar çıkabiliyor. Akıntının ortasında yakalansak bile bir tarafa yüzdüğümüzde birkaç kulaç sonra sakin sulara ulaşmamız mümkün. Bunu da yapamazsak su üstünde kalmaya çalışalım, sakin olalım ve karadakilerden yardım isteyelim. Kuvvetli bir akıntı olduğu için bunlara yardım edenlerin de tehlikede olduğunu belirtmek gerekir. Bu nedenle cankurtaran veya acil sağlık ekibine haber vermek daha doğru olacaktır."
Çeken akıntının bütün kıyılarda görülebileceğini, bu nedenle hazırlıklı olmanın önem taşıdığını dile getiren Uzun, "Rip akıntısını bilirsek buna kapılsak bile kurtulmamız mümkün olacaktır. Türkiye'de boğulma vakaları yıllık 300'ü geçmektedir. Bunların bazıları iç göllerde olmaktadır. Dünyada ise bu rakam 300 bini buluyor. İnsanlar boğulmaya karşı acil yardım konusunda bilgilendirilmeli ve boğulmaya karşı önceden tedbir alınmalıdır." dedi.
Özellikle iç bölgelerden gelenlerin deniz dalgalı olsa bile "Buraya kadar gelmişken girelim" diye düşündüklerine dikkati çeken Uzun, şunları kaydetti:
"Dolayısıyla bu tehlike oranını artırıyor. Bu riskleri almamak gerekiyor. İç bölgelerdeki insanlarımızın bir kısmı yüzme bilmiyor. Yüzme bilenlerle geliyorlar ama o daha büyük tehlike. Yüzme bilen kişi, boğulma tehlikesi yaşayan kişiyi kurtarmaya çalışırken hayatından olabiliyor. Bu sebeple mutlaka cankurtaran olan plajlarda denize girmelerini öneriyoruz. Denize girilmemesi uyarısı yapılıyorsa girmemelerini şiddetle öneriyoruz."
Cankurtaranlar Samsun'da bir ayda 28 vakaya müdahale etti
Öte yandan, Samsun sahillerinde görev yapan cankurtaranlar, son bir ayda 28 boğulma vakasına müdahale etti. Sudan çıkartılanlardan 5'i ise yaşamını yitirdi.
Havanın rüzgarlı ve denize girmenin tehlikeli olduğu günlerde belediye ve polis ekiplerince sahildeki vatandaşlara uyarılarda bulunuluyor.