Gerçeklerden Haberdar Olun
İstanbul
Orta şiddetli yağmur
16°
Ara
Damga Gündem Ak Parti'den Erdoğan-Bahçeli zirvesi öncesinde açıklama

Ak Parti'den Erdoğan-Bahçeli zirvesi öncesinde açıklama

AK Parti Sözcüsü Mahir Ünal, erken seçim konusunda Cumhurbaşkanı Erdoğan ile MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin kritik görüşmesi öncesi açıklamalarda bulundu. Ünal, "Her iki lider partilerinin yetkili organlarında bunu değerlendireceklerdir. Bizim yarın cumhurbaşkanımız ile iki toplantımız var" dedi

Okunma Süresi: 7 dk

AK Parti Sözcüsü Mahir Ünal'ın Habertürk televizyonunda yaptığı açıklamalar şöyle: "Erken seçim konusunda bugün de sayın Cumhurbaşkanımız ile görüşülecek. Bahçeli'nin yaptığı açıklama MHP'nin teklifi olarak görülmelidir. Bir 'danışıklı dövüş, o ona açıklattı, o dedi ki böyle, bu dedi ki böyle' Hayır ne bizim siyasetimizde ne MHP'nin siyaseti karşılıklı olarak bu şekilde danışıklı dövüşü ya da danışıklı eylem biçimini gerekli kılan bir siyaset değil.

Biz bugüne kadar yapmak istediğimiz her şeyi toplumla paylaştık. Dün grup toplantısında sayın Devlet Bahçeli, 26 Ağustos derken, grup toplantısında sayın genel başkanımız da Kasım 2019 vurgusu yaptı. Burada her siyasi parti kendi görüşlerini paylaşır. Dün de MHP'nin bir erken seçim teklifi mahiyetinde bir açıklaması olmuştur, bu da bizim ilgili kurullarımızca değerlendirilir. Bu bir gereklilik olarak görülür ya da görülmez, ama bizim 15-16 yıldan beri AK Parti olarak her zaman ısrarla uyguladığımız şey seçimlerin tarihinde yapılması konusunda çok dikkatli davrandık ve bunu da uyguladık.

Çünkü biz 16 yıldan beri siyasi istikrar, ekonomik istikrar oluştuysa bizim bu konudaki hassasiyetimiz. Dolayısıyla bugün sayın Cumhurbaşkanımız ile sayın Bahçeli arasında yapılacak görüşmenin sonucunu görmemiz gerekir. Bizim değerlendirme yapmamız doğru olmaz. Her iki lider görüşmelerini yaptıktan sonra partilerinin yetkili organlarında bunu değerlendireceklerdir. Bizim yarın cumhurbaşkanımız ile iki toplantımız var. Milletvekillerimizle 50'şer kişilik gruplar halinde bir araya geliyoruz. Şu ana kadar 6 toplantı yaptık, yarın 7'incisini ve sonuncusunu gerçekleştireceğiz. Bir de yarın cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi üst komisyon toplantısı var. Gündem ile ilgili Cumhurbaşkanımızın değerlendirmeleri de tabi ki olacaktır. Biz cumhurbaşkanımızla bir araya geldiğinde neyi konuşacaklar? Kaçınılmaz olarak 'siz bu konuda ne düşünüyorsunuz. Bahçeli'nin açıklaması oldu' diye milletvekillerimiz yarınki toplantıda bu soruyu soracaklardır.

PARTİLERİN ERKEN SEÇİM TUTUMU... CHP’NİN ‘İYİ PARTİ SEÇİME GİRMESİN DİYE KARAR ALINDI’ İDDİASI...

Ortada alınan bir karar yok. MHP genel başkanı sayın Devlet Bahçeli'nin teklif mahiyetinde bir açıklaması var. Biz her şeyden önce iktidar partisiyiz. İktidar sorumluluğunu aziz milletimiz bize vermiş biz de yerine getirmeye çalışıyoruz. Burada ne bizim ana muhalefet ne diğer siyasi partiler gibi böyle düşünmeden, değerlendirmeden bir karar almamız... Dediniz ya işte Saadet Partisi İyi Parti CHP 'hazırız seçime gidelim' diyorlar. Biz iktidar partisi olarak ince eleyip sık dokumak durumundayız. Biz Türkiye'nin menfaatlerini düşünmek durumundayız. Siyasetin öncekileri mi devletin öncelikleri mi diye sorarsanız şu an devletin öncelikleridir.

Bir taraftan sınır güvenliği konusunda hassas bir durumdayız. Türkiye dört tane terör örgütüyle mücadele diyor. AB'nin raporu yayınlandı, rapora baktığınızda öyle ifadeler kullanılmış ki eleştiri anlamında, diyorsunuz ki bu eleştirileri sen Fransa'ya İngiltere’ye yapmıyorsun ama bütün sorumluluklarını yerine getiren 15 Temmuz'u atlatmış, 1350 km sınırında Irak ve Suriye sınırında bir iç savaş yaşanan, diğer taraftan bir çok terör örgütünün tehdidi altındaki bir ülkeyle ilgili ülke raporu hazırlarken en ufak bir empati göstermiyorsun. bu ülkenin gerçekliğiyle ilgili herhangi bir şekilde, aynı zamanda bu ülke bir NATO ülkesi ve bu ülke NATO'ya karşı da bütün sorumluluklarını yerine getiren bir ülke. Biz bütün bunları, dış ve iç politikayı, iç güvenliği sınır güvenliği, Türkiye'nin böyle bir seçime gitmesinin ne getirip ne götüreceğini, uluslararası dengelerde seçim kararının nasıl bir hava oluşturacağını, biz iktidar partisi olduğumuz için bunları değerlendirmek zorundayız. Muhalefetin yaptığı gibi sabah ayrı telde, akşam ayrı bir telde çalamayız biz.

BAHÇELİ’NİN TEKLİFİ REDDEDİLİRSE İTTİFAK ÇATIRDAR MI?

Bunu benim burada değerlendirmem doğru olmaz. İhtimaller üzerinden parti sözcüsünün düşüncesini paylaşması bundan sonraki müzakerelere dönük bir ön kabul olur ki benim bu konuda bir değerlendirme yapmam doğru olmaz.

KILIÇDAROĞLU'NUN SÖZLERİ... FETÖ TEMİZLİĞİ YAPTINIZ, KAÇI HAKKINDA İŞLEM YAPTINIZ? SİZİN KONUŞMANIZI KULLANARAK AK PARTİ'NİN VE SİZLERİN GEREKEN ÖZENİ GÖSTERMEDİĞİ YÖNÜNDE İDDİALARI VARDI... NEDEN SİZİ ELEŞTİRİYOR CHP?

Bir şeyin altını kalın hatlarla çizelim. Bunu tekrar tekrar ısrarla söylüyorum. Her şey biz yaşarken oldu. Biz geçmiş bir tarihi yaşamıyoruz. Biz 7 Şubat 2012'de, yani MİT Müsteşarı üzerinden Başbakana yürünmek istendiğinde, daha sonra 17-25 Aralık yargı darbe girişimiyle birlikte, biz özellikle başbakanımız REcep Tayyip Erdoğan 'bunlar paralel devlet yapılanmasıdır' dedi. Ve biz o güne kadar aramızda, siz de hatırlayın. Bunlar gazeteci olarak aramızda mıydı? Bunlar toplum içerisinde emniyet,  yargı mensubu kisvesi altında, bunların medya kurumları, finans kurumları var mıydı? Vardı. Biz, bunlara dönük; çünkü CHP bize 17-25 Aralık'tan sonra harekete geçtiğinde CHP 'elinizde delil mi var bunlara karşı' diyordu ya... Devlet harekete geçtiğinde CHP'liler ne diyordu? Elinizde delil mi var diyordu. Ortada bir delil yoktu 17-25 Aralık öncesi, bunlar toplum  içinde dolaşıyorlardı. Ama 17-25 Aralık'tan sonra, genel başkanımızın Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın iradesi ile MGK'da alınan kararlar, devletin harekete geçmesi, cumhurbaşkanımızın 'bunlar paralel' demesiyle birlikte biz bunlarla mücadeleye başladık.

Ama CHP milletvekilleri, Kemal Kılıçdaroğlu da dahil olmak üzere bunları korumaya başladılar. 'Siz bunlarla böyle yapmıştınız, şöyle yapmıştınız' Bunlar STK görünümünde, ciddi meşruiyet alanı oluşturmuşlar. Devletin hukuki bir eylemde bulunabilmesi için ortada bir delilin olması gerekiyordu. 17-25 Aralık yargı darbesiyle bunların ne yapmak istediği ortaya çıktı. Bunların örgütlendiği ve bunların idari olarak bağlı bulundukları, savcı ve adalet bakanına bilgi vermeden, emir almadan dışardaki abilerden imamlardan Pensilvanya'dan emir aldıkları ortaya çıkınca biz savaşmaya başladık. CHP 'delil var mı' diyerek bunları korumaya başladı.

15 Temmuz’a kontrollü darbe diyen sensin. 20 Temmuz OHAL kararına darbe diyen kim? Sensin. Bu devletin mahkemesini itibarsızlaştıran kim? Sensin.

Siyasi konularda ittifak oluşturursunuz, muhalif bir pozisyon alırsınız. Ama milli meselelerde mutabakat vardır, mutabakat vardır, mutabakat vardır. Sınır güvenliği, ülkenin menfaatleri, terör; bu konularda mutabakat vardır, siyaset olmaz. Diyoruz ki sen muhalefetini yap ama milli meselelerde mutabakat içinde oldu. ‘Türkiye’de can güvenliği yoktur, mal güvenliği yoktur’ Şu Türkiye ile uğraşma. Erdoğan düşmanlığıyla Türkiye düşmanlığını birbirine karıştırır hale gelmişsin, bunu yapma.

2014’de bir TV programında, ben diyorum ki hatırlayalım diyorum. Bundan 20 yıl önce ceberuta devlet dini gruplara baskı yaptığı için üzülmez miydik? Bunlar da dini grup görüntüsündeydi. Ceberut devlet aklı yüzünden bunlar palazlandılar ve büyüdüler. Buradan yola çıkarak diyor ki, bu diyor FETÖ’yü destekliyor. Beni bilen bilir. Hayatım boyunca FETÖ ile nasıl mücadele ettiğimi, 2011-2012’de benimle ilgili haber yapmışlardı. Bunların bürokrat yapısına dönük AK Parti hükümeti mücadele ederken bunlar kıyamet koparıyorlardı. Dolayısıyla mugalata ile siyaset olmaz. Einstein diyor ya ‘Aynı şeyleri yaparak farklı sonuçlar bekleyemezsiniz’ Akşam yatıyorsun hakaret, sabah kalkıyorsun hakaret. Hakaretlere bir sessiz kalıyoruz, iki sessiz kalıyoruz. Bunun siyasetinin Türkiye’nin gündemini rehin almasına izin vermeyelim diyoruz ama o parmağını sallayarak öyle hakaretler ediyor ki, bana AK Parti’ye Cumhurbaşkanımıza parmak sallama hakkını kim veriyor ya? Hakaret etme hakkını sana kim veriyor? Siyaset bize böyle bir hak verebilir mi? İnsanların onuru, özel hayatıyla ilgili bir sürü yalanı söylüyorsun, parmağını sallıyorsun. Orada da militan dediğin öfkeli azınlık var onlar da seni alkışlıyorlar sen de gaza geliyorsun. Bunun sonuçlarını seçimlerde görecek ve siyasi tarihin çöplüğünde yerini alacak."

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *