AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, partisinin MYK gündemine ilişkin açıklamalarda bulunuyor.
Çelik'in konuşmasından öne çıkan başlıklar;
"İçişleri Bakanlığımızın şimdiye kadar aldığı tedbirler, yayınladığı genelgeler, Vefa Sosyal Destek Grubu faaliyetlerinin nasıl gerçekleştiği, bundan sonra nasıl gerçekleşeceği, önümüzdeki günlerde karşı karşıya kalabileceğimiz konular değerlendirildi.
Normal bildiğimiz hayatta köklü değişiklikler oldu
Dünya açısından yaşanılan son derece karmaşık ve bütün dünyadaki kabulleri sarsabilecek bir gündemin içerisindeyiz. Normal bildiğimiz hayatta köklü değişiklikler oldu. En basitinden pozitif kavramı değişti. Eskiden pozitif dediğimizde olumlu manaya gelirken şimdi 'test pozitif çıktı' denince aynı anlama gelmiyor.
Ortaya çıkan bu sembolizm sosyal ve ekonomik hayata, virüs atlatıldıktan sonra geleceğin normali nedir tartışmalarına, iç politikaya, dış politikaya, ideolojik anlayışlara yansıyacak. Dünya, 2. Dünya Savaşı'ndan bugüne yaşanan en büyük krizle karşı karşıya. Bu bir küresel kriz. 2. Dünya Savaşı'ndan sonra kurulan düzenin yıprandığını görüyorduk. ABD'de yükselen küreselleşme karşıtı sözler, Çin'den yükselen küreselleşmeyi destekleyen sözler gibi yaklaşımlar bu düzenin yavaş yavaş dikişlerinin söküldüğünü gösteriyordu.
Bu virüs salgının ortaya çıkmasından evvel ortaya çıkan tartışmalara baktığımızda Trump'ın seçiminden, İran, İngiltere'ye kadar çeşitli tarihlendirmeler yapılıyor ve 2. Dünya Savaşı sonrası ortaya çıkan düzenin sona erdiğine dair yorumlar yapılıyordu. Korona günleri bundan böyle tarih olarak verilecektir. Korona günleri 2. Dünya Savaşı sonrası kurulan düzenin belki de sona erdiğinin bir işareti olarak ele alınacak.
Pandemi sonrasında da terörle mücadele gündemi korunacaktır. Ama halk sağlığının nasıl korunacağı, devletin politikaları, çok boyutlu tartışmalarının yapılacağı, ekonomiden tutun dış politika reflekslerine kadar bir tablo ortaya çıkacak.
AB içerisinde birbirlerinin sağlık malzemelerine el koyma, çalma, gasp etme olayları ortaya çıktı
Kurumların yıpranmasıyla ilgili süreç NATO ile başlamıştı. Koronavirüsle beraber BM'den tutun da AB'ye kadar, DSÖ'ye kadar bütün bu konuların tartışıldığını görüyoruz. AB içerisindeki tartışmalar çarpıcıdır. AB'deki İtalya ve İspanya, AB'nin kendilerine yardım etmediklerini söyleyerek itiraz süreci başlattı. En çarpıcı olanı da AB içerisinde birbirlerinin sağlık malzemelerine el koyma, çalma, gasp etme olayları ortaya çıktı.
NATO Genel Sekreteri'nin NATO dayanışması bağlamında gösterebildiği tek örnek Türkiye'nin ulaştırdığı yardımlardır. Türkiye'nin bütün bu tabloda ortaya koyduğu doğru tutum bundan sonra da konuşulacaktır. Küreselleşmeye karşıyım dendiğinde serbest ticarete karşıymış gibi bir yaklaşım ortaya koymuş oluyordu. Bugün artık küreselleşmeden bahsedildiğinde sağlık ve insan hayatındaki dayanışmadan bahsedilecektir. Eğer bir ülke tek başına bu virüsle mücadele etse bile dünyanın çok uzağındaki ülke bile yeterli kapasiteye sahip değilse, hiçbir ülke kendisini bu salgınlardan koruyamaz."