Aliekber METE/ANKARA, (DHA)-GELECEK Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, "Şimdi Kızılcahamam'da, "Ne hale düştük" diye samimi bir şekilde soran AK Parti'lilere cevap veremeyenlere sesleniyorum. Ne kadar kamp yaparsanız yapın, isterseniz 365 gün kapanın kamp yapın, siyasi ahlak yasasını çıkarmadıkça düzelemezsiniz" dedi.
Ahmet Davutoğlu, TBMM'de Saadet-Gelecek partileri ortak grup toplantısında konuştu. Davutoğlu, Türkiye'de siyasi ahlak eksikliğinin bulunduğunu kaydederek, "Açık ve net söylüyorum, 2016'da kendilerinin içinden çıktığı, "Hocam" dedikleri bir Başbakan'a kumpas kuran ve şimdi Kızılcahamam'da, "Ne hale düştük" diye samimi bir şekilde soran AK Parti'lilere cevap veremeyenlere sesleniyorum. Ne kadar kamp yaparsanız yapın, isterseniz 365 gün kapanın kamp yapın, siyasi ahlak yasasını çıkarmadıkça düzelemezsiniz, düzelemezsiniz, düzelemezsiniz. Hakkın ve halkın rızasını almayanlar, abat olmaz. Sadece şunu söylemiştim, siyasete başlayıp da bitirdiği anda bakarım, izah edemeyeceği hiçbir serveti olmayacak. Allah aşkına kimin izah edebileceği bir kuruşu var şimdi. Onun için bu iktidardan hesap sormak hem bizim üzerimize dinen vacip hem de hukuken bir zaruret değil midir, soracağız" diye konuştu.
'GEREKLİ ADIMLARI ATIN'
Geçen haftaki grup toplantısında Gazze ile ilgili atılması gereken adımları sıraladığını söyleyen Davutoğlu, "Sayın Cumhurbaşkanı, tekrar "Ey Batı, ey Amerika" diye seslendi. Ben de buradan sesleniyorum; ey Ankara, ey Başkent, ey Erdoğan, gerekli adımları atın. Size söyledik, bu adımları aynı gün atabilirsiniz. Bütün bunları yapmazlar, yapamazlar. Çünkü "Borç alan emir alır" diye söylerdi ya Sayın Erdoğan, bir yerlerden borç istemeye başladığınızda boynunuz kırık olur. Bunları yapamayanların sözü kime geçiyor? Filistin için bin genç gösteri yapıyor, demokratik bir hak. Gençleri tutukluyorlar" dedi.
'BUZDOLABI VAR; İÇİNDE MEYVE, SEBZE YOK'
Saadet Partisi Genel Başkan Vekili Sabri Tekir ise iktidarın hatalı ve yanlış politikaları olduğunu, bunun maliyetini halka ödettiğini söyleyerek, "Kişi başına tüketilen meyve ve sebze miktarına baktığımız zaman, eğer bunlarda da bir düşme meydana geliyorsa bir sebep vardır. Burada bir yanlış politika vardır. Bir dönem ifade edildi; "Bizden önce buzdolabı yoktu." Diyelim ki öyle, öyle değil; ama öyle olsun. İyi de bugün siz varsınız, buzdolabı da var ancak içinde yeteri kadar meyve, sebze yok. Bazı buzdolaplarında ürünlerin çoğu yok, et yok, süt yok, süt ürünleri yok. Bir başka ifadeyle temel gıda olarak nitelendireceğimiz, çocuklarımızın beslenmemizi sağlayacak olan gıda ürünleri yeteri kadar değil" diye konuştu.