Sinema tarihine damgasını vuran “Romeo ve Juliet”in unutulmaz Juliet’i Olivia Hussey, 73 yaşında hayata veda etti. İşte Olivia Hussey’nin hayatı, rol aldığı filmler ve ölümüne dair detaylar.
Olivia Hussey Kimdir?
Olivia Hussey, 17 Nisan 1951’de Arjantin’in başkenti Buenos Aires’te doğdu. Tam adı Olivia Osuna olan aktris, Arjantinli bir baba ve İngiliz bir annenin kızıydı. Henüz küçük yaşta İngiltere’ye taşınan Hussey, burada oyunculuk eğitimi alarak kariyerine adım attı. Londra’daki Italia Conti Academy of Theatre Arts’ta drama eğitimi alan Hussey, genç yaşlarından itibaren oyunculuk dünyasında varlık göstermeye başladı.
Hussey, 1968 yılında çekilen Franco Zeffirelli’nin yönettiği “Romeo ve Juliet” filmiyle dünya çapında bir şöhrete kavuştu. Bu film, onun kariyerinin dönüm noktası oldu ve adını unutulmazlar arasına yazdırdı.
Olivia Hussey Neden Öldü?
Ünlü oyuncu Olivia Hussey, 27 Aralık 2024 tarihinde, 73 yaşında hayata veda etti. Ölüm nedeni resmi olarak açıklanmamış olsa da yakın çevresi, kanserle verdiği uzun mücadelenin ölümüne neden olduğunu belirtti. Hussey, 2008 yılında meme kanseriyle mücadele etmiş, bu savaşı kazanmıştı. Ancak 2017 yılında hastalığı yeniden nüksetmişti.
Son nefesini verdiğinde ailesinin yanında olduğu açıklanan Hussey, sıcaklığı ve zarafetiyle tanınan bir kişilik olarak hayranlarının hafızasında yer etti.
Olivia Hussey’nin Rol Aldığı Filmler
Olivia Hussey, oyunculuk kariyerine genç yaşta başladı ve birçok önemli yapımda yer aldı. İşte onun filmografisindeki unutulmaz yapımlardan bazıları:
Romeo ve Juliet (1968)
Franco Zeffirelli’nin yönettiği bu kült film, Shakespeare’in aynı adlı eserinin bir uyarlamasıydı. Filmde Juliet rolünü canlandıran Olivia Hussey, bu performansıyla Altın Küre Ödülü kazandı. O dönemde henüz 15 yaşında olan Hussey, oyunculuğuyla büyük beğeni topladı.
Black Christmas (1974)
Korku sinemasının erken dönem örneklerinden olan bu film, Hussey’e “çığlık kraliçesi” unvanını kazandırdı. Filmdeki Jess Bradford rolü, onun korku sinemasındaki yerini sağlamlaştırdı.
Jesus of Nazareth (1977)
Franco Zeffirelli ile ikinci kez çalışan Olivia Hussey, bu mini dizide Meryem Ana rolüyle izleyicilerin karşısına çıktı. Bu yapım, Hussey’nin kariyerindeki önemli dönüm noktalarından biri oldu.
Nil’de Ölüm (1978)
Agatha Christie’nin ünlü romanından uyarlanan bu filmde Hussey, Rosalie Otterbourne karakterini canlandırdı. Film, döneminin en çok ses getiren yapımlarından biri oldu.
Psycho IV: The Beginning (1990)
Alfred Hitchcock’un efsanevi filmi “Psycho”nun prequel niteliğindeki bu yapımda Hussey, Norman Bates’in annesi Norma Bates’i canlandırdı. Bu rol, onun korku sinemasındaki başarısını bir kez daha gözler önüne serdi.
Olivia Hussey’nin Özel Hayatı
Olivia Hussey, kariyeri kadar özel hayatıyla da dikkat çekti. Hayatında üç evlilik yapan ünlü oyuncunun üç çocuğu bulunuyor.
- İlk evliliği 1971 yılında Dean Martin’in oğlu Dean Paul Martin ile oldu. Bu evlilikten Alexander Gunther Martin adında bir oğlu dünyaya geldi.
- İkinci evliliği, Japon şarkıcı Akira Fuse ile gerçekleşti. Bu evlilikten Maximillian adında bir oğlu daha oldu.
- Üçüncü ve son evliliği ise Amerikalı müzisyen David Glen Eisley ile oldu. Bu evlilikten dünyaya gelen kızı India Eisley, oyunculuk kariyerine devam ediyor.
Hussey, çocuklarıyla güçlü bir bağa sahipti ve annelik rolünü her zaman ön planda tuttu.
Romeo ve Juliet Filmi ile Gelen Şöhret
“Romeo ve Juliet” filmi, Olivia Hussey’nin dünya çapında tanınmasını sağladı. Ancak bu şöhret, yıllar sonra tartışmalarla gölgelendi. Hussey ve filmdeki rol arkadaşı Leonard Whiting, 2022 yılında Paramount Pictures’a dava açtı. İkili, film çekimleri sırasında çıplak sahnelerin bilgileri dışında çekildiğini iddia etti ve 500 milyon dolar tazminat talep etti.
Davada, sahnelerin çocuk istismarı içerdiği ileri sürüldü. Ancak yargıç, sahnelerin sanatsal bir bağlamda çekildiğine ve istismar unsurları taşımadığına karar vererek davayı reddetti. Bu gelişme, filmin yıllar sonra yeniden tartışılmasına neden oldu.
Olivia Hussey’nin Seslendirme Çalışmaları
Hussey, sadece oyunculuğuyla değil, seslendirme sanatçılığıyla da tanındı. Özellikle “Star Wars” serisinin video oyunlarında seslendirme yaptı. Star Wars: Rogue Squadron ve Star Wars: The Old Republic oyunlarındaki performansı, hayranları tarafından büyük beğeni topladı.
Kariyerindeki Diğer Başarılar
Hussey, sinema dışında televizyon projelerinde ve uluslararası yapımlarda da yer aldı. Japon yapımı “Virus” (1980) ve Avustralya distopik aksiyon filmi “Turkey Shoot” (1982), onun uluslararası alandaki popülaritesini artırdı.
2003 yılında “Kalküta’nın Azizesi Rahibe Teresa”yı canlandırdığı biyografik film, Hussey’nin manevi yönünü ortaya koydu. Bu rol, onun insani değerlere olan bağlılığını bir kez daha kanıtladı.
Hayranlar Tarafından Hatırlanışı
Olivia Hussey’nin ölümü, hayranları ve sinema dünyası için büyük bir kayıp oldu. Sosyal medyada yapılan paylaşımlar, onun hem oyunculuğunu hem de insanlığını yüceltti.
“Romeo ve Juliet’i izlerken onun o masum ve etkileyici yüzünü asla unutamam.”
“Olivia Hussey, sadece bir oyuncu değil, bir dönemin simgesiydi.”
“O, sinema tarihine damgasını vuran nadir yeteneklerden biriydi.”