İstanbul, Türk milletinin en büyük şairlerinden biri olarak kabul edilen Mehmet Akif Ersoy, 1873 yılında İstanbul’un Fatih ilçesinde, Sarıgüzel semtinde dünyaya geldi. Babası Mehmet Tahir Efendi ve annesi Emine Şerife Hanım, Akif’in hem eğitimi hem de karakterinin şekillenmesinde önemli rol oynamış, ona derin bir kültürel ve dini altyapı kazandırmıştır.
Eğitim Hayatı
Mehmet Akif Ersoy, ilk eğitimine babasından aldığı Arapça dersleriyle başlamış, Emir Buhârî Mahalle Mektebi’ni 1878-1880 yıllarında tamamlamıştır. Ardından, Fatih Mekteb-i İbtidâîsi’ne kaydolmuş ve burada da başarısıyla dikkat çekmiştir. Lise eğitiminin ardından Mülkiye Mektebi’nde Baytar Mektebi’ne geçerek eğitimini sürdürmüş, burada da başarılı bir öğrenci olarak birincilikle mezun olmuştur.
Eğitim hayatı boyunca özellikle edebiyat ve şiirle ilgilenen Akif, Fuzûlî’nin “Leylâ ve Mecnûn”unu ilk okuduğu şiir kitabı olarak hatırlamaktadır. Ailesinin desteğiyle, kısa sürede Arapça, Fransızca, Acemce ve Türkçe dillerinde yetkinlik kazandı ve şiire olan ilgisi de giderek arttı.
Memuriyet Dönemi ve Edebiyat Hayatı
Mehmet Akif Ersoy, eğitimini tamamladıktan sonra memuriyet hayatına adım atarak Ziraat Nezareti’nde çalışmaya başlamıştır. Aynı dönemde, çeşitli edebiyat dergilerinde şiir ve yazılarını yayımlamaya başlamış, 1895’ten itibaren dergilerdeki imzasıyla tanınan bir edebiyatçı haline gelmiştir.
II. Meşrutiyet'in ilanı sonrasında, dönemin en önemli edebî yayını olan Sırât-ı Müstakîm dergisini çıkaran Akif, burada birçok makale ve şiir yayımlamıştır. Ayrıca İstanbul Darülfünunu'nda Osmanlı Edebiyatı müderrisliği yapmış ve çeşitli okullarda öğretmenlik yapmıştır. Akif’in edebiyat hayatındaki en önemli yapıtlarından biri, “Safahât” adlı şiir kitabıdır.
İstiklal Marşı
I. Dünya Savaşı’nın ardından, ülkesindeki işgal ve işsizlik gibi sorunlarla mücadele eden Mehmet Akif Ersoy, Milli Mücadele’ye katılmaya karar vermiştir. 1920’de Ankara’ya giderek Büyük Millet Meclisi'ne katılmış, Burdur’dan milletvekili seçilmiştir. Ayrıca, cephelerdeki askerleri ve halkı moral ve birlik çağrısıyla cesaretlendirmiştir.
Akif’in Milli Mücadele’ye olan katkılarından biri de, İstiklal Marşı’nı yazmasıdır. 1921’de yapılan milli marş güftesi yarışmasında, 700’ü aşkın şiir arasından Akif’in “Kahraman Ordumuza” ithaf ettiği şiiri birinci seçilerek İstiklal Marşı olarak kabul edilmiştir. Bu marş, Türk milletinin bağımsızlık mücadelesinin simgesi haline gelmiştir.
Son Yılları ve Mısır’da Geçirdiği Zor Dönem
Mehmet Akif Ersoy, 1923’te, dostu Abbas Halim Paşa’nın daveti üzerine Mısır’a gitmiş, son yıllarını burada geçirmeye başlamıştır. 1925’te, Türkiye’de Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından Kur’an meali yapması teklif edilmiş ancak bazı çekinceleri nedeniyle bu teklif reddedilmiştir. Mısır’daki yıllarında, Türk edebiyatı dersleri vermiş ve Safahât’ın son kitabı olan “Gölgeler”i yayımlamıştır.
Akif’in Mısır yılları, sağlığının bozulmaya başladığı, sıkıntılarla geçtiği yıllar olmuştur. 1935’te rahatsızlanarak Lübnan ve Antakya’ya gitse de sağlık durumu daha da kötüleşmiştir. Sonunda, 1936 yılı Haziran ayında, İstanbul’a dönmeye karar vermiştir.
Vefatı
Mehmet Akif Ersoy, 27 Aralık 1936’da, İstanbul Beyoğlu’ndaki Mısır Apartmanı’nda vefat etmiştir. Son zamanlarında dostlarıyla vedalaşarak son nefesini çok sevdiği İstanbul’da, Fuad Şemsi Bey’in kucağında vermiştir. Cenazesi, üniversite gençliğinin ve halkın büyük ilgisiyle Beyazıt Camii’nden kaldırılmış ve Edirnekapı Mezarlığı’na defnedilmiştir.