Konca Kuriş’in trajik hikayesi, 1990’lı yılların Türkiye’sinde radikal bir terör örgütü olan Hizbullah tarafından kaçırılması, işkence edilmesi ve öldürülmesiyle tarihe kazındı. Türkiye’nin ilk İslamcı feministlerinden biri olan ve eleştirileriyle dikkat çeken Kuriş’in yaşamı, düşünceleri ve ölümünün ardından ortaya çıkan detaylar, hala kamuoyunda geniş yankı bulmaya devam ediyor. Peki, Konca Kuriş neden öldürüldü, kim öldürdü ve olayın detayları neler? İşte bu karanlık olayın tüm ayrıntıları...
Konca Kuriş Kimdir?
Konca Kuriş, 1961 yılında Mersin’de doğdu. Çocukluğunu ve gençlik yıllarını Mersin’de geçiren Kuriş, dindar bir ailede büyüdü. Ancak ilerleyen yıllarda İslam dini hakkında yaptığı eleştirilerle ve yorumlarla dikkat çekti. İslamcı bir feminist olarak tanınan Kuriş, özellikle kadın hakları ve İslam’daki kadın rolü üzerine yaptığı cesur açıklamalarla biliniyordu. Kuriş, başörtüsü zorunluluğu, kadınların sosyal hayattaki yeri ve erkek egemen yapıya karşı açık bir şekilde eleştiriler getirdi.
Feminist bakış açısıyla dinin yorumlanmasına odaklanan Konca Kuriş, Hizbullah gibi radikal örgütlerin şeriat rejimi kurma taleplerine karşı çıkmış, kadınların özgürleşmesi gerektiğini savunmuştu. Bu düşünceleri, Kuriş’i hedef haline getiren en önemli sebeplerden biri oldu.
Konca Kuriş Neden Öldürüldü?
Konca Kuriş, Hizbullah terör örgütü tarafından hedef alındı çünkü görüşleri, örgütün ideolojisine tamamen aykırıydı. Kuriş, radikal grupları açık bir şekilde eleştiriyor ve kadınların İslam’da ikinci plana atılmaması gerektiğini savunuyordu. Bu durum, Hizbullah’ın onu “tehlikeli” olarak görmesine ve susturma girişimlerine neden oldu.
1998 yılında Kuriş, Konya’da Hizbullah terör örgütü üyeleri tarafından kaçırıldı. Kaçırılmasının ardından bir mezar evde tam 38 gün boyunca işkence gördü. Örgüt, Kuriş’in görüşlerinden vazgeçmesini ve örgüte bağlılık göstermesini istedi. Ancak Kuriş, tüm baskılara rağmen direnmeye çalıştı.
Konca Kuriş’in Son Görüntüleri
Konca Kuriş’in kaçırıldıktan sonra çekilen son görüntüleri, 1998 yılında Hizbullah üyeleri tarafından kaydedildi. Bu görüntülerde Kuriş’in zorla konuşturulduğu ve baskı altında konuşmalar yaptığı açıkça görülüyordu. Kuriş’in zorla söyledikleri arasında şu ifadeler yer aldı:
"Hizbullah beni kaçırdı. İyi ki kaçırdı. Ben 35 gündür Hizbullah'ın elindeyim. Okudum, düşündüm. Ne kadar yanlış yaptığımı gördüm. Eğer Hizbullah’ın eline geçmeseydim şeytan beni ele geçirmişti. Yaşasın Hizbullah, kahrolsun Kemalistler, laik diktatörler."
Bu ifadeler, Kuriş’in ne kadar büyük bir baskı altında olduğunu ve örgütün şiddet dolu yöntemlerini açıkça ortaya koyuyordu. Görüntüler, yıllar sonra yayınlandığında büyük yankı uyandırdı.
Hizbullah Konca Kuriş’i Nasıl Öldürdü?
Kuriş, 38 gün süren işkencelerin ardından domuz bağı yöntemiyle katledildi. Domuz bağı, Hizbullah’ın infazlarında sıkça kullandığı bir yöntemdi ve örgütün vahşetini gözler önüne seriyordu. Kuriş’in cansız bedeni, bir yıl sonra Konya’da bir mezar evde bulundu.
1999 yılında polis, bir operasyon sırasında Hizbullah’a ait mezar evlerden birinde Kuriş’in cansız bedenine ulaştı. Cesedin üzerinde yapılan incelemeler, Kuriş’in günlerce işkence gördüğünü ve vahşi bir şekilde öldürüldüğünü ortaya koydu. Bu durum, Türkiye’de büyük bir infial yarattı.
Konca Kuriş’i Kim Öldürdü?
Konca Kuriş’in katledilmesinden sorumlu olan terör örgütü Hizbullah, Türkiye’de şeriat devleti kurmayı hedefleyen radikal bir örgüttü. Kuriş’in cesur görüşleri ve Hizbullah’a olan eleştirileri, örgütün onu susturma kararı almasına neden oldu.
Hizbullah üyeleri, Kuriş’i kaçırıp öldürdükten sonra olayın üzerini örtmeye çalıştı. Ancak 2000 yılında yapılan operasyonlarla örgütün birçok lideri yakalandı ve mezar evlerdeki dehşet ortaya çıkarıldı.
Konca Kuriş’in Katledilmesinin Ardından Türkiye’deki Tepkiler
Konca Kuriş’in öldürülmesi, Türkiye’de derin bir üzüntü ve öfkeye neden oldu. Özellikle kadın hakları savunucuları ve insan hakları aktivistleri, Kuriş’in cesur duruşunu ve fikirlerini anarak bu vahşeti kınadı.
Hizbullah’ın mezar evleri, Türkiye’de radikal terör örgütlerinin ne kadar büyük bir tehdit oluşturduğunu gözler önüne serdi. Kuriş’in öldürülmesi, radikalizme karşı mücadelede önemli bir dönüm noktası oldu.
Konca Kuriş, ölümünün ardından Türkiye’nin ilk İslamcı feministlerinden biri olarak anılmaya devam etti. Kadınların özgürlüğü, dinin bireysel yorumlanması ve toplumsal eşitlik konularındaki mücadelesi, birçok kişi için ilham kaynağı oldu.
Kuriş’in fikirleri, yalnızca Türkiye’de değil, dünya genelinde de yankı buldu. Radikalizme karşı verilen mücadelede onun duruşu, kadınların sesi olmayı sürdürdü.