Son günlerde Türkiye’nin gündemini sarsan olaylardan biri, Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’in "PKK/KCK silahlı terör örgütü üyesi olmak" suçlamasıyla tutuklanması oldu. Savcılık tarafından yürütülen kapsamlı soruşturmanın ardından, Özer’in sulh ceza hakimliğindeki ifadesi basına yansıdı. Tutuklanmasıyla birlikte siyasi ve sosyal çevrelerde geniş yankı uyandıran olay, suçlamaların dayanağı ve Özer’in savunmasıyla dikkat çekiyor.
Özer’in Tutuklanma Süreci Nasıl Başladı?
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu tarafından yürütülen soruşturma, PKK/KCK’nın şehir yapılanmasına yönelik bir dizi delil elde edilmesinin ardından başlatıldı. Soruşturmada Özer'in örgütle organik bir bağ kurduğu ve faaliyetlerine katıldığı iddia edildi. İddialara göre Özer’in iletişim dökümleri, banka hesap hareketleri ve fiziki takip raporları, suçlamalara dayanak oluşturdu.
Ahmet Özer, sabah saat 05.30’da polis ekipleri tarafından evinde gözaltına alındı. Gözaltına alınmasının ardından Özer, savcılığa sevk edildi ve sorgusu yapıldı. İstanbul 7. Sulh Ceza Hakimliği, savcılığın talebi doğrultusunda Özer’in tutuklanmasına karar verdi.
Ahmet Özer’in İfadesinde Yer Alan Önemli Başlıklar
Tutuklanmasının ardından sulh ceza hakimliğinde ifade veren Ahmet Özer, suçlamaların hiçbir belgeye dayanmadığını ve tamamen siyasi amaçlarla yapıldığını öne sürdü. Özer, ifadesinde 40’tan fazla kitabının bulunduğunu, yazdığı eserlerin bir kısmının Kürt meselesine dair olduğunu belirterek, bu konuları işlemesinin suç teşkil etmediğini vurguladı. Özer, "Hiçbir örgütle ilgim yoktur, bunu tamamen reddediyorum. Bu soruşturma halkın iradesini gasp etmeye yöneliktir," ifadelerini kullandı.
Savcılığın Suçlamaları ve Öne Sürülen Deliller
Savcılık tarafından ortaya konan suçlamalar, Ahmet Özer'in PKK/KCK ile doğrudan bağlantı içinde olduğu ve örgüt adına faaliyet yürüttüğüne dair iddialara dayanıyor. Soruşturma kapsamında Özer’in iletişim kayıtlarının analiz edildiği, banka hareketlerinin incelendiği ve fiziki takip yapıldığı belirtiliyor. Savcılık, Özer’in örgüt yöneticileriyle bağlantı içinde olduğunu ve bu bağlantının devamlılık gösterdiğini öne sürüyor. Ayrıca, Özer’in geçmişte örgütün önemli isimlerinden bazılarıyla görüştüğü iddia ediliyor.
Ahmet Özer'in Savunması: "Siyasi Bir Karalama Kampanyası"
Ahmet Özer, ifadesinde suçlamaların hiçbir somut dayanağı olmadığını ve tamamen siyasi bir karalama kampanyasının sonucu olduğunu savundu. Özer, "2002 yılında Abdullah Öcalan ile yapılan görüşmede ismimin geçtiği iddia ediliyor. Bu, benim bilgim dışında olan bir durumdur. Hiçbir örgütle ilgim yoktur ve bu suçlamaları reddediyorum" dedi. Ayrıca, üniversitelerde dekanlık yapmış ve Milli Eğitim Bakanlığı gibi çeşitli devlet kurumlarında çalışmış bir profesör olarak, geçmişte hiçbir soruşturma veya kovuşturma yaşamadığını da belirtti.
Esenyurt Belediyesi ve Festivaller Hakkındaki İddialar
Ahmet Özer, Esenyurt Belediye Başkanı olarak düzenlediği etkinliklerde terör örgütü propagandasının yapıldığı iddialarına da açıklık getirdi. Özer, Esenyurt Kaymakamlığı ile birlikte düzenledikleri bir festivalde, Öcalan lehine slogan atıldığı yönündeki suçlamaların gerçeği yansıtmadığını belirtti. "O gün festivale 450 bin kişi katıldı. Küçük bir grubun attığı sloganlardan sorumlu tutulamam. Eğer böyle bir şey duysaydım müdahale ederdim," dedi. Özer, sahneye çıkan sanatçıların belediye tarafından değil, organizasyon ekiplerince seçildiğini de sözlerine ekledi.
İş ve Sosyal İlişkilerinin Suç Delili Olarak Gösterilmesine Tepki
Özer, ifadesinde, siyasi bir kişilik olarak kendisini çok sayıda kişinin aradığını ve bunların kimliklerini araştırmasının mümkün olmadığını belirtti. "Her gün onlarca kişi beni arıyor, tanımadığım insanlar bile destek veya görüş almak için irtibat kuruyor. Siyasi kimliğim nedeniyle çok sayıda görüşme yapmak durumundayım. Bunların kimliklerini sorgulamak gibi bir zorunluluğum yok," diyerek bu durumun suç unsuru olarak gösterilmesine tepki gösterdi.
"Soruşturma Siyasi Amaç Taşıyor"
Özer, soruşturmanın halkta infial yaratma amacı taşıdığını ve siyasi sonuçlar doğuracağını iddia etti. Tutuklanmasıyla birlikte Esenyurt Belediyesine kayyum atanmasının gündeme gelmesinin de bu iddiasını güçlendirdiğini belirtti. Özer, "Bu iddialar tamamen uydurulmuş ve benim görevimden alınmam için düzenlenmiş bir komplo. Halkın iradesini gasp etmek istiyorlar," dedi.
CHP'den Destek: "Bu Hukuksuzluğa Karşı Çıkacağız"
Ahmet Özer'in tutuklanmasının ardından CHP Genel Başkan Yardımcısı Meryem Gül Çiftci Binici, adliye önünde bir basın açıklaması yaparak Özer'e destek verdi. Binici, "Bu tutuklama tamamen hukuki dayanaklardan yoksundur. Esenyurt Belediye Başkanımız, on yıl öncesine dayanan ve hiçbir geçerliliği olmayan iddialarla cezaevine gönderildi. CHP olarak, bu hukuksuzluğa karşı her zaman duracağız ve hukukun üstünlüğünü savunacağız" dedi.
Ahmet Özer’in Geçmişi ve Siyasi İlişkileri
Profesör unvanına sahip olan Ahmet Özer, geçmişte Milli Eğitim Bakanlığı ve çeşitli üniversitelerde görev almış bir eğitimci. Aynı zamanda 40’tan fazla kitabın yazarı olan Özer, Türkiye’de Kürt meselesi ve bölgesel kalkınma üzerine çalışmalarıyla tanınıyor. Geçmişte herhangi bir soruşturma geçirmemiş olan Özer’in belediye başkanlığı sürecinde de kayda değer bir suçlama ile karşılaşmadığı biliniyor. Ancak Özer’in Vanlı olması ve PKK/KCK'nın şehir yapılanmalarına yönelik iddialar, bu soruşturmanın odağında yer aldı.
Savcılık ve Sulh Ceza Hakimliği’nin Kararı
Savcılık, Ahmet Özer'in PKK/KCK ile doğrudan irtibat içinde olduğunu ve örgüte üye olduğunu belirterek tutuklanması yönünde görüş bildirdi. İstanbul 7. Sulh Ceza Hakimliği, savcılığın sunduğu delilleri yeterli bularak Özer’in "PKK/KCK silahlı terör örgütü üyesi olmak" suçundan tutuklanmasına karar verdi. Ahmet Özer’in avukatları ise karara itiraz edeceklerini açıkladı.