Esenyurt Kent Konseyi Başkan Yardımcısı ve Hayvan Hakları Çalışma Grubu Başkanı Yusuf Ulu, son günlerde İstanbul’da yaşanan yoğun kar yağışı nedeniyle sokak hayvanları için, Esenyurt’ta alınan önlemlere dair Gazete Damga’ya konuştu. Bu durumlara karşı meteorolojiyi yakından takip ettiğini söyleyen Ulu, “Kardan önce gönüllü arkadaşlarımızla sosyal medya üzerinden bir iletişim platformu kurduk. Kar yağışından önce bütün yuvaları tamir etmeye çalıştık. Aldığımız desteklerle insan eliyle neler yapılıyorsa onları yaptık" dedi.
Ciddi bir popülasyon var
15 yıldır Esenyurt’ta yaşadığını ifade eden Ulu, "2010’da kent konseyinde kültür sanat temsilcisi olarak yer aldım. Kent konseyi fiilen ilk defa 2019 yerel seçimler sonucunda Esenyurt’ta kuruldu. Yürütme kurulu üyelerinden biriyim. Aynı zamanda Esenyurt Alternatif Kültür Sanat Derneği’nin (ESAS-DER) Başkanı seçildim. 25 tane çalışma grubu alanı oluşturduk. Bunların içinde hayvan hakları çalışma grubu da var. 1 buçuk yıldır hayvan hakları komisyonu yürütme sorumluluğu görevini üstlendim" bilgisini verdi. "Esenyurt bildiğiniz gibi kentin kırsalı olarak görülüyor" diyen Ulu, "Burada ciddi anlamda hayvan popülasyonu var. Biz buna müdahale edilmesi, bir düzene koyulması gerektiğini ve sokak hayvanlarıyla ilgili çalışmaların daha düzenli yapılması gerektiğini düşündüğümüz için böyle bir çalışma grubu oluşturduk. Çalışma grubumuzda Esenyurt belediyesi veteriner işleri müdürlüğü çalışanları, veteriner arkadaşlarımız, gönüllü hayvan severler var. Onlarla birlikte bir alt çalışma grubu oluşturduk" ifadelerini kullandı.
Onlar kentin bir bireyi
Esenyurt’ta sokak hayvanları için alınan önlemler hakkında da bilgi veren Yusuf Ulu, "Böyle durumlarda meteorolojiyi yakından takip ediyoruz. Bizim için sokak hayvanları tanımımızda kentin bir bireyi. Kentte insanlar hayvanlar iç içe yaşıyor. Biz onların yaşam alanlarını işgal ettik. Bu yüzden biz sorumluluk hissediyoruz. Olağanüstü bir durum geliştiğinde onların hayatlarını kolaylaştırmaya çalışıyoruz. Kardan önce gönüllü arkadaşlarımızla sosyal medya üzerinden bir iletişim platformu kurduk. Kar yağışından önce bütün yuvaları tamir etmeye çalıştık. Aldığımız desteklerle insan eliyle neler yapılıyorsa onları yaptık. Bütün beslemelerini iki katına çıkardık. Söylendiği gibi kediler yedi canlı değildir. Gün içinde karnını doyurmazlarsa çoğu hayvanımız telef oluyor. Yedi canlı bir hayvan yok. Bundan dolayı onların üşümemesi için evlerimizdeki battaniyeleri topladık. Arkadaşlarımızın bir kısmı evlerinden minderler yaptı. Bu şekilde faaliyetleri ciddi anlamda yürütüyoruz" dedi.
Epey bir yol kat ettik
Yaptıkları çalışmaları değerlendiren Ulu, "Esnyurt'ta büyük bir yol kat ettiğimizi düşünüyorum. Ama Esenyurt Anadolu’nun birçok yerinden göç aldığı için belli alışkanlıkları var. Anadolu’daki yaklaşım karşılıklı bir çıkar ilişkisi doğrultusunda. Hayvan evimizi koruyor, yükümüzü taşıyordur bu gözle bakıyoruz. Bazen şununla karşılaşıyoruz. Hayvan sokakta olduğu için neden burada yaşıyor diye sorgulama yapılıyor. Aslında o sokak, hayvanın yaşam alanıdır. Kimse onu ihlal edemez. Onu elinden alamaz. Esenyurt’ta yavaş yavaş bu bilinci geliştirmeye başladık. Bunu da proje üreterek başladık. Zaten gönüllüler beslenmesini ve bakımını yapıyor. Kent konseyi o disiplini sağlamak, gönülleri bir araya getirmek ve daha kalıcı çözümler üretmek için oluşturuldu. Biz istesek de istemesek de sokakta hayvanlarla yaşamayı öğreneceğiz. Esenyurt’ta hayvan severlerle epeyce bu konuda yol kat ettik" açıklamasını yaptı.
Duyarlılık çalışması yaptık
Pandemi sürecinde hayvanların yaşam alanları daraldığını dile getiren Ulu, "Pandemi süreci, hemen başında gönüllü arkadaşlarımızla toplandık. Önce bir duyarlılık çalışması yaptık. Çünkü biz biliyorduk pandemi sürecinde en çok sokak hayvanları etkilenecek. Hayvanlarımızın doğada kendilerinin oluşturdukları yuvalar vardı ama biz kenti betona çevirdiğimiz için hayvanların yuva ve barınma alanları yaratması imkânsızlaştı. Doğal olarak bizim attığımız atıklardan besleniyor. Pandemi sürecinde ilk olarak restoranlar ve kafeler kapandı. Bu yüzden sokakta beslenme şansları bitti. Alıştıkları yaşam biçimleri bozuldu. Bu süreçte kent konseyi olarak oturup erkenden değerlendirme yaptık. Besleme noktalarını ve yaşama alanlarını çoğalttık. Gönüllülerimizle birlikte mama ihtiyacını artırdık. Ciddi bir şekilde çalışmalarımızı yürütmeye devam ediyoruz" şeklinde konuştu.
HAVAİ FİŞEK YASAKLANDI
Projelerinden de bahseden Yusuf Ulu, "Projelerimizin temel amacı; sokak hayvanlarının yaşamını burada sürdürülebilir olması konusunda faaliyetlerimizi yürütmek. Sürecin başında yaptığımız toplantıda bir proje hazırladık. Çeşitli veteriner gruplarıyla okulları ziyaret edip çocuklara ve ailelere hayvanlara nasıl davranacağını, aslında sokak hayvanının ısırmadığını anlatabilmek için slaytlar hazırladık. Pandemiden dolayı şuan bu projeye ara vermek zorunda kaldık. Projelerimizden biride sokak hayvanlarımızın düzenli beslenmesi. Esenyurtta havai fişeklerin yasaklanması için, Esenyurt Belediye meclis üyelerine önerge verdik. Meclis önergemizi kabul etti ve Esenyurt’ta havai fişek kullanımı yasaklandı. Pandemi sürecinde gönüllü dezenfeksiyon ekiplerinde yer aldık. Bu süreçte bizimle dayanışma içinde olanlara teşekkür belgeleri verilerek duyarlılık yaratmaya çalıştık. Bütün Esenyurt halkının bu zor zamanlarda duyarlı olmalarını istiyorum. Evlerinin önüne bir kap mama, su ve barınak imkânı sağlamaya çalışsınlar.
ÖLDÜREN DEĞİL YAŞATAN BİR YASA
Tratışılan hayvan hakları yasasını da değerlendiren Yusuf Ulu, "Hayvan hakları yasası, çok uzun süredir mecliste beklenen bir konu. Hayvan severler olarak zaten uzun süredir bu yasaya ilişkin birçok girişimde bulunduk. Türkiye’deki bütün hayvan severlerin adı altında, Hayvan Hakları Yasası İzleme Komisyonu oluşturduk. Bizim önerdiğimiz önerilerle bir yasa çıkarılacaktı. Her türlü şiddete çaresiz ve sessiz kalan hayvanlar için bir yasaya ihtiyaç var. Biz öldüren değil yaşatan bir yasa istiyoruz. Yaşatan bir yasaysa her zaman arkasında olacağız" dedi. ZEHRA ÇELİK