İşte Özilhan’ın konuşmalarından satırbaşları
Türkiyenin gündeminde seçimler var. 2007’den bu yana ortalama 12 ayda 1 yapılan seçimlerden yorgun düştük.
Artık ekonomik ve siyasal açıdan istikrara ihtiyacımız var. Kafa kafaya verip tartışırsak aşamayacağımız sorun yok. Kutuplaşmanın olduğu toplumlarda devlet çok iyi çalışmalı. Devlet mekanizmasının işleyişi kişilerle tayin değildir. Türkiye bu seçimle beraber önemli bir yönetim sistemine geçecek. Bağımsız kurumlar güçlü olmalı ve ellerindeki yetkiyi etkili bir şekilde kullanmalılar.
İfade özgürlüğünün olmadığı bir yerde demokratik standartlardan söz edilemez. Türkiye ceza evindeki akademisyenlerle medya alanında yapılan kısıtlamalarla anılan bir ülke olmamalıdır.
Ekonomide birinci öncelik makro ekonomik istikrarın sağlanmasıdır.
‘GEREKLİ ADIMLAR ATILMALIDIR’
Merkez Bankası enflasyon ile mücadele için gerekli tüm adımları bağısız bir şekilde atmalıdır.
Dün yapılan müdahale herkesi bir nebze rahatlatmıştır
Şimdi sıra bu müdahalenin yapısal reformlarla desteklenmesidir
Enflasyonu yüzde 5 in altına çekecek bütçe disiplinini sağlayacak ve güven verecek bir program başlatılmalı.
‘AÇIKLAMALARDAN MEMNUNUZ’
Dün Merkez Bankası’nın faiz artırmasının ardından sayın Başbakan ve Cumhurbaşkanı’nın açıklamalarını da memnuniyetle karşıladık.
İnşaat sektörü büyümeyi harekete geçirmekte hiç şüphesiz çok önemlidir. Ama sanayi ve tarımın yarattığı katma değeri artırmadan sağlıklı büyümek imkansız.
Ekonomide birikmiş sorunlar hukukun üstünlüğünü yargıya güveni sağlayacak adımlar atılmadan çözülemez.
Bireyler ve bölgeler arası gelir dağılımını dengeli hale getirecek bir strateji uygulanmalı. Gençlerimizi özgüveni yüksek, inisiyatif alabilen, farklılıklara saygılı bireyler olarak yetiştiremezsek ülke olarak koyduğumuz hedeflere ulaşamayız.
Türkiye AB ilişkilerini güçlendirmeliyiz. Elimizdeki en önemli araç her şeye rağmen Türkiye’nin AB üyeliği sürecidir. Her ne kadar bu süreçte haksız politikalar uygulansa da Avrupa’dan uzaklaşmak Türkiye’nin lehine değildir. Vatandaşları mutlu bir Türkiye hepimizin özlemi.
BİLECİK: EKONOMİDE MUCİZELER YOKTUR
Özilhan’ın ardından TÜSİAD Başkanı Erol Bilecik konuştu Bilecik konuşmasında:
Bizler iş insanlarıyız hedefimiz her zaman ülkemizin küresel gücüne ve refahına katkı sağlamaktır.
Ekonomide mucizeler yoktur, gerçekler vardır, hakikati istediğiniz gibi eğip bükemezsiniz.
Küresel ekonomi küresel rekabet demektir. Bu rekabette ayakta kalmak için rakiplerden bir adım önde olmalıyız. Tutarlı küresel ve ulusal verilere dayalı rasyonel ekonomi politikalarının uygulandığını görmeye özellikle bugünlerde çok ihtiyacımız var. Tedbirler bıçak kemiğe dayanmadan alınmalı.
Yüksek borç hepimiz için kur riski taşıyor, ülkenin döviz ihtiyacının uzun vadeli yatırımlar; bunun yapılamadığı durumlarda kısa vadeli daha likit araçlarla karşılanması gerekiyor.
‘PATİNAJ YAPIYORUZ’
Sorunlarınızı zora girdikten sonra çözmeye kalkarsanız çok daha maliyetli olur. Ekonominin temelinde bir süredir zayıflamalar görülüyordu.
Bir an önce ekonomide duyulan güveni tesis etmeliyiz. Aksi taktirde ekonomimiz sert bir düzeltmeyle karşı karşıya kalacaktır.
Yüksek büyüme ile ekonomimizin tekerlekleri hızlı dönüyor ancak yüksek cari açık ve enflasyon nedeniyle patinaj yapıyoruz ilerleyemiyoruz.
Sanayi 4.0 olmazsa dolar 4.0 olur demiştik maalesef 4 lirayı geçti
‘EĞRİ CETVELDEN DOĞRU ÇİZGİ ÇIKMAZ’
Eğri cetvelden doğru çizgi çıkmaz önce cetvelin düzgün olması gerekir. Hukuk şüphesiz her şeyin üzerinde olmalıdır. Kuvvetler ayrılığı entellektüel bir tartışma konusu değildir. Hepimizin yaşamak istediği bir devletin olmazsa olmasıdır.
Seçimlere sayılı günler kaldı. Ancak halen yeni sistem hakkında tüm bilgilere sahip değiliz. Bu seçimlerde ittifaklar yoluyla her kesimden düşüncenin meclise girecek olmasından son derece memnunuz
‘BİZİM GİBİ DÜŞÜNMEYENDEN KORKMAYALIM’
Demokratik devletin temeli özgürlüktür. Demokrasi olmadan reform reform olmadan ilerleme olmaz. Demokratikleşmek için korkularımızı yenmemiz gerekir. Bizim gibi olmayandan bizim gibi düşünmeyenden korkmayı bırakmalıyız. İnsanlar geçmişe değil geleceğe bakarlar.
24 Haziran’da sandıktan yalnızca oy değil, Türkiye’nin geleceği çıkacak; ona göre sandığa gitmemiz gerekiyor.