Polonez işçileri, sendikaya üye olduktan sonra işten çıkarılmalarına tepki olarak, haklarını savunmak için Çatalca Adliyesi önünde açlık grevi başlattılar. Grevin üzerinden bir hafta geçmesine rağmen hâlâ çözüm bulunamadı. İşçilerin sesini duyurmak için başlattıkları bu eylem, kamuoyunda büyük yankı uyandırdı. Peki, Polonez işçilerinin açlık grevinde ne kadar süre geçti ve bu olay neden bu kadar önemli hale geldi?
Polonez İşçileri Neden Açlık Grevinde?
Polonez gıda fabrikasında çalışan işçiler, yaklaşık 5 aydır hakları için mücadele ediyorlar. Fabrika yönetiminin, işçilerin sendikaya katılmalarını engellemek amacıyla birçok çalışanı işten çıkarması, bu grevin tetikleyicisi oldu. Bu işçilerin başlattığı açlık grevi, Polonez Fabrikası’ndaki işçi hakları ihlallerine karşı bir protesto niteliği taşıyor. Tek Gıda-İş Sendikası Örgütlenme Uzmanı Yunus Durdu'nun da belirttiği gibi, “Bu memlekette bir şeylerin düzelmesi için illaki birilerinin ölmesi mi lazım?” sorusu, ülke çapında büyük bir tartışma yaratmış durumda.
Grevin Süresi ve Şartları
Polonez işçilerinin açlık grevi, Çatalca Adliyesi önünde 7 gündür devam ediyor. Beyaz kefenli işçiler, günlerdir zorlu hava koşullarına rağmen, sadece su içerek yaşamaya devam ediyorlar. Bu açlık grevi, sadece işçilerin bireysel hakları için değil, tüm işçilerin haklarını savunmak amacıyla yapılan büyük bir eylem olarak öne çıkıyor. Çatalca Adliyesi önünde nöbet tutan işçiler, devletin ve yetkililerin kendilerine karşı duyarsız kalmasına karşı bir tepki göstermektedir.
Polonez İşçilerinin Talepleri Neler?
Polonez işçilerinin talepleri arasında, işten çıkarılmalarına yol açan keyfi uygulamaların durdurulması, işçi haklarının güvence altına alınması ve fabrikadaki çalışma koşullarının iyileştirilmesi bulunuyor. Tek Gıda-İş Sendikası Örgütlenme Uzmanı Yunus Durdu, yaptığı açıklamada, Polonez Fabrikası’ndaki sağlık ve hijyen şartlarının da yetersiz olduğunu dile getirdi. İşçilerin, devletin güvencesi altında daha sağlıklı ve güvenli koşullarda çalışması gerektiği vurgulanıyor.
Fabrikada çalışan işçilerin, sağlık raporları olmadan çalıştırılması ve hijyen şartlarının göz ardı edilmesi, endişe verici bir durum olarak öne çıkıyor. Durdu, Türkiye Cumhuriyeti’nin devletinin, Polonez Fabrikası’na karşı neden etkili bir yaptırım uygulamadığını sorguluyor. Durdu’nun dediği gibi, “Devleti tanımayan bu şirketin, devletin yasalarına saygı göstermesi sağlanmalı.”
Devletin Rolü ve Tepkiler
Tek Gıda-İş Sendikası, devletin Polonez Fabrikası hakkında ne gibi adımlar attığını sorguluyor. Çalışma Bakanı ve Çatalca Kaymakamı'nın Polonez işçilerinin haklarını savunmak adına yeterince aktif olmadığı ifade ediliyor. Yunus Durdu, Çatalca Adliyesi önünde, açlık grevinde olan işçilerin yedi gün boyunca insanlık dışı koşullarda mücadele etmelerine rağmen hâlâ devlet yetkililerinden somut bir adım atılmadığını dile getiriyor.
Polonez işçileri, devletin tüm bu sorunlara kayıtsız kalmasına tepki gösteriyor. Durdu’nun yaptığı açıklamalar, yargı organlarının ve devletin yetkililerinin de bu duruma duyarsız kaldığını ortaya koyuyor. Ayrıca, işçilerin 190 saatten fazla açlık grevi yaptıkları ve ciddi sağlık sorunları yaşadıkları bildiriliyor. Ancak, hâlâ bir çözüm bulunamamış olması işçilerin moralini bozuyor.
Açlık Grevinin Ardındaki Derin Sebepler
Polonez işçilerinin açlık grevi, sadece bir işçi sendikasının talepleriyle sınırlı değil. Bu eylem, Türkiye’de işçi hakları ve adaletin sağlanması adına atılacak adımların önemini de gözler önüne seriyor. İşçilerin işten çıkarılma süreci ve sendikal haklarını kullanmalarının ardından yaşadıkları mağduriyet, sadece Polonez Fabrikası ile sınırlı kalmayıp, tüm işçi sınıfının haklarının savunulması adına bir dönüm noktası olabilir.
Sendikaya üye olan işçilerin işten çıkarılması, Türkiye’deki işçi haklarının ne kadar savunmasız olduğunu ve bu tür uygulamaların cezasız kalmaması gerektiğini bir kez daha gözler önüne serdi. İşçilerin talepleri karşılanmadıkça, daha fazla eylem ve protesto beklentisi de büyümekte.