Gerçeklerden Haberdar Olun
İstanbul
Parçalı az bulutlu
15°
Ara
Damga Ekonomi Ödül beklerken sıkıntı yaşıyoruz

Ödül beklerken sıkıntı yaşıyoruz

Fıstık fiyatlarının artması ile fıstıklı baklava ve tatlı ürünlerine zam yapmak ve üretimi azaltmak zorunda kaldıklarını söyleyen Süleyman Köşkeroğlu, “Biz ağır şartlarda çalışıyoruz. Hayat şartlarımız çok zor. Biz ödül beklerken sürekli sıkıntı yaşıyoruz” dedi

Okunma Süresi: 6 dk

Türk mutfağının en gözde tatlılarından biri olan baklava da üreticisi de fıstık fiyatlarına gelen zamla çok zor durumda. Firmalar fiyatların artması ile hem fıstıklı ürünlerini azalttı hem de cevizli ve fındıklı ürünlere yöneldi. Baklava üreticileri fıstık fiyatlarının artmasının en büyük nedenlerinden bir tanesini, pahalı olan fıstığın kayıt dışı iş yapan kişilerin elinde olmasına bağlıyor. Baklavacılar yaşanan durumu protesto etmek için üretimi azaltsa bile bunun gelecekte işsizliğin önünü açacağını devletin bir an önce soruna çözüm bulması gerektiğinin altını çiziyor. Türkiye'nin ünlü baklavacılarından bir tanesi olan Köşkeroğlu'nun sahibi Süleyman Köşkeroğlu'da bu durumdan muzdarip olan işletmecilerden bir tanesi. Köşkeroğlu, yasal olarak çalıştıklarının altını çizerken kayıtdışı çalışanların fiyatların artmasına neden, olduğunu devletin bu soruna ithalatla geçici olarak çözüm bulmasını ve sonrasında üreticilerin yanlarında olması ile sorunun çözüm bulacağını söylüyor.

Fıstık üreticinin elinden çıktı
Yaşanan sıkıntıların zaman içinde artarak bu hale geldiğini ve fıstık fiyatlarının 50 TL'den 210 TL'ye kadar çıktığını söyleyen Köşkeroğlu'nun sahibi Süleyman Köşkeroğlu, “Bu sıkıntılar bugünün sıkıntısı değil. Bunlar son safhası. 2016'da işin başlangıcı. Fıstığın kilosu 50-55 TL idi. Hasatta düşüklük oldu. Türkiye'nin bir fıstık tüketimi var. Dışarıdan ithal de edilmiyor. Bir kısmı Suriye'den geliyordu. Savaşın etkisi ve sınırda yaşanan sorunlar nedeniyle hiçbir ürün geçmemeye başladı. Bu dışarıdaki tüketiciye farklı yansıdı. Çünkü fıstık pahalı bir ürün. Altın gibi değil mesela saklama şansınız yok. Havadar ve kuru bir yerde korunması gerekiyor. 2018'e geldiğimizde bu iş üreticinin elinden çıktı. Paradan para kazanan vergi kaydı, fıstık borsasında kaydı olmayan tefecilerin eline geçti” dedi.

Algı operasyonu yaptılar
Hikâyenin devamında hava ve iklim şartlarının tüccar tarafından çıkar amaçlı değerlendirildiğini söyleyen Süleyman Köşkeroğlu, “Üretimde rekolte düşüklüğü oldu. Hava ve iklim şartları bunda etken oldu. Bu sene de fıstık senesi olmadı ve bunu esnaf değil tüccar gördü. Fiyatlar bir anda 85 TL'den başlayıp 150 TL'ye daha sonra 210 TL'ye çıktı. Bu meyanda tüketici ve üretici olarak fiyatlara yansıttık. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı sayın Eşref Fakıbaba'ya  gittik ve durumu izah ettik. Üç aylığına ithalatın önünün açılmasını istedik. Ramazan ayında fiyatların artışından daha da artacağını gerekirse boykot yapacağımızı ve fıstıklı üretim yapmayacağımızı söyledik. Bakan bey bize söz verdi ithalatın önünün açacağını gerekirse Ramazan ayında en azından iki aylığına ithalatın önünün açılacağını söyledi. Ama maalesef tüccarlar bu işi çok iyi bildiği için Türkiye'nin bürokrasisi çok hızlı yürümüyor. Ramazan ayına girdik ve fiyatlar bu söze karşılık gerilerken Gaziantep Bölgesi'ne dolu yağdı. Dolu yağışını fırsat bilenler algı operasyonu yaparak mahsülün heba olduğunu söyledi. Halbuki hiç alakası yok. Fıstık yeniden 210 TL'ye çıktı. Ayıklanmamış faturasız fıstık 175 TL. Faturası yok. Biz 175 TL'ye aldık müstahsilini ödedik. Faturasını kestik İstanbul'a geldi. Bize 220 TL'ye mal oldu. Faturası ile birlikte kaçağı göçeği yok tamamen resmi. Biz tepki verdik. Günde 1 ton fıstıklı üretiyorsak onu 500 kilograma düşürelim. Onun yerine ceviz ve fındıklı üretimini arttırdık” ifaedelerini kullandı.

Ödül beklerken sıkıntı yaşıyoruz
Yaşanan durumun sürmesi halinde üreticilerin eleman çıkarmak zorunda kalacağını ve bunun olmasını istemediğinin altını çizen Köşkeroğlu, “300 personelimiz var. İnanın iki senedir hiç para kazanmadan kendi ayaklarımızın üstünde durarak zararlarımızı karşıladık. 45 TL olan tereyağ 65 TL'yi buldu. Un fiyatı ikiye katladı, nişasta ikiye katladı. Doğalgaz fiyatı hariç herşey arttı. Esnafın üzerinde yük var. Biz yüzde 5 ile yüzde 10 arası zam yapabildik ürünlerimize. Bazı ürünlerimiz yüzde 50 zamlanırken yıllık bazda kiralarımız yüzde 12 kadar zamlandı. Öz sermayesi olmayan esnafların durumu vahim. Biz ülkenin bacasız sanayisiyiz. Çalışanlarımız resmi. Biz ağır şartlarda çalışıyoruz. Hayat şartlarımız çok zor. Biz ödül beklerken sürekli sıkıntı yaşıyoruz” dedi.

Üretime ihtiyacımız var
Sorunun nasıl çözümlenmesi gerektiğini anlatan ve kayıt dışı ekonominin engellenmesinin önemli olduğunu ifade eden Köşkeroğlu şöyle konuştu: “Bir kere kayıt dışı insanları ekonomiden çekmediğimiz sürece sorunlar düzelmez. Fıstık üretiminde devletin sertifikalı depolar oluşturması gerekir. Hasattan sonra devletin deposunda depolanmak zorunda olmalı. Üreticiden vergi alınmamalı. Üretici vergi vermesin üretici kayıt altına alınsın. Bu malı kime satıyorsun diye sorulsun. Çok üretim demek fiyatların dengelenmesi demek. Rekolte belli olunca stokçularında şansı olmaz. Ama devlet rekolteyi görmediği zaman rekolte yetmeyecek. 300 bin ton ülkenin tüketimi var. 200 bin ton deponda malın varsa hemen ithalatın önünü açmaya teşebbüs edersiniz. Üretici ve tüketiciyi korumak zorunda devlet. Üretici ve tüketici emek sarf ediyor. Bende üreticiyim, piyasaya para sürüyorum. Bütün malzemeleri üretip tüketecegim ve böylece bir döngü olacak. Devlet olarak sen beni korumazsan ben de halka fıstıklı baklavayı az üretmek zorunda kalıyorum. Asıl kendi öz kaynağımız yurt dışına gidiyor. Türkiye'nin tükettiği cevizin yüzde 80'i ithal, fındık kendi öz ürünümüz. Bademin yüzde 80'i ithal. Sen ne yaptın o zaman sana bir aylığına fıstığın önünü açmadın. Ben 11 ay bademli ve cevizli ürünlerimi çoğalttım. Nereden kazandık biz, hiç. Hani bizim üretime ihtiyacımız vardı. Bu ülkenin üretime ihtiyacı vardı. Böyle giderse personel çıkarmak zorunda kalırız. Her firmadan iki kişi çıktığını düşünün. Türkiye genelinde 20 bin baklavacı var. Bu 40 bin işsiz demektir. Devlet olarak benim önümü açacaksınız ki ben istihdam sağlayacağım. Biz bacasız sanayiyiz. Bu yurtdışı satışlarımızı da etkiledi. Devletin bizim yanımızda olması lazım. Biz sermaye düşmanı değiliz. Fabrikalar kurulsun stokçuluk yapılmasın. Biz sesimizi çıkarıyoruz ama maalesef devlet yanımızda değil. Çok küçük bir ithalatçının önü açıldı. Bu iş düzelmedi. İran menşeli bu iş çözülebilirdi. Bakanımız bin tonun önünü açtı ama o kadar üretim yok Suriye'de. Fıstık kısa bir süreliğine ithal edilmeli. Bir eleman için dünyanın parasını harcıyor devlet. Her baklavacı her semtte 3 şube daha açsa daha iyi olmaz mı?” 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *