İstanbul Sanayici ve İş İnsanları Dernekleri Federasyonu (İSİFED) Başkanı Muammer Ömeroğlu, ekonomik kriz ortamında Türkiye'nin ekonomisini sağlam temellere oturtması adına birçok plan yaptığını ancak bu planların içinde yer alan ihracat bedellerinin Merkez Bankası'na satışına ilişkin uygulamanın ihracatçılar için önemli zorluklara sebep olduğunu vurguladı. Ömeroğlu, “Gerek ülkemizin gerekse dünyanın son yıllarda içinden geçmekte olduğu ekonomik kriz birçok dönüşümü zaruri hale getirmiştir. Bu dönüşümler ülkemiz için risk ve fırsatları birlikte barındırmaktadır. Ancak bu krizden dünyanın aldığı en büyük ders, güçlü sanayisi olan ülkelerin ekonomilerinin de dışarıdan gelecek olan tehditlere karşı daha sağlam bir şekilde ayakta durabildiğidir. Bu bağlamda ülkemiz de Milli Teknoloji Hamlesi felsefesi ile ülkemiz adına stratejik öneme sahip ürün ve sistemlerin yerli ve milli imkânlarla üretilmesi konusunda önemli mesafeler kat etmiştir. Bu şekilde cari açığın kapatılması ve imalat sanayii ile birlikte ekonomimizin de güçlü temellere oturtulması hedeflenmiştir. Ülkemiz açısından sanayicilerin ve özellikle ihracatçıların konumlandırıldığı bu kritik noktaya rağmen ihracat bedellerinin yüzde 25’inin Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’na satışına ilişkin uygulamanın yürürlüğe girmesi ile beraber ihracatçı firmaların döviz pozisyonlarının planlanmasında zorluklar yaşanmaya başlamıştır” diye konuştu.
Döviz oldukça belirleyici
Ekonomide dövizin belirleyici olduğunun altını çizen Ömeroğlu, “Ülkemizde yapılan nitelikli üretimin girdisini oluşturan hammaddelerin büyük bir çoğunluğu yurtdışından döviz ile alınmakta olup şayet mevcutsa yerli ikamelerinin bedelleri de döviz cinsinden belirlenmektedir. Hammaddeye ek olarak navlun, sarf malzemesi, ambalaj malzemesi gibi endirekt maliyetlerin de tamamı döviz cinsinden belirlenmekte olup, Pandemi döneminde yaşanan global tedarik zinciri krizi ile beraber bu maliyetlerde de ciddi bir enflasyon oluşmuştur. Bu örneklere ihracatçı firmaların kullandıkları döviz cinsinden kredi ödemeleri, ülkemize gelen fırsatları değerlendirmek adına yapılan kapasite artırımına yönelik makine yatırımları, dövize endeksi enerji giderleri ve benzerleri eklenerek liste uzatılabilir” dedi.
Bu uygulama kaldırılmalı
Merkez Bankası'na ihracat bedellerinin satışına imkan veren uygulmanın kaldırılması gerektiğini belirten Ömeroğlu, şöyle konuştu; “Kriz durumlarında nakit akışı yönetimi en az karlılık ve katma değer kadar öneme sahip olduğu hepimizin malumudur. Ancak “İhracat Bedellerinin yüzde 25’inin Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’na Satışına İlişkin Uygulama” ihracatçıların nakit akışı yönetimini olumsuz yönde etkilemektedir. Son günlerde kamuoyunda bu oranın yüzde 40-50 oranlarına artırılmasının gündeme alındığını ise endişe ile takip etmekteyiz. Ülkemizin içinden geçtiği ekonomik sıkıntılar ile global konjonktür göz önüne alındığında; üretim ve ihracat yapan firmalarımızı destekleyerek ülke ekonomimizi büyütmemiz gereken bu dönemde döviz giderlerini kanıtlayabilen ihracatçılar başta olmak üzere bu uygulamanın revize edilmesini veyahut tamamen kaldırılmasının gerektiğini düşünmekteyiz; değerlendirmenize arz ederiz.”