Ersoy, TBMM Genel Kurulunda, bakanlığının 2023 yılı bütçesi üzerinde yaptığı konuşmasında, dijital ve konvansiyonel iletişim araçlarıyla 200 ülkeyi kapsayan özel tanıtım kampanyaları yürüttüklerini, Türkiye’yi dünyanın en etkili, en yoğun tanıtım yapan ülkesi konumuna yükselttiklerini söyledi. Ersoy, salgın döneminde uygulanmaya başlanan "Güvenli Turizm Sertifikasyon Programı" kapsamında, 2022 yılı haziran ayı itibarıyla sertifika alan tesis ve araç sayının 12 bini geçtiğini söyledi.
Turizm fark yaratacak
Dünyanın önde gelen sertifikasyon kuruluşları arasında yer alan, Küresel Sürdürülebilir Turizm Konseyi ile 3 yıllık iş birliği anlaşmasına imza attıklarını söyleyen Ersoy, "Uluslararası standartlara uygun bir şekilde 'Türkiye Sürdürülebilir Turizm Programı'nı hazırladık. Program kapsamında, konaklama tesisleri için sürdürülebilir turizm kriterlerini belirleyerek, Küresel Sürdürülebilir Turizm Konseyi'ne, uluslararası tanınırlık için başvurumuzu yaptık. Böylesine kapsamlı bir çalışmayı dünyada yapan ilk ülke olduğumuzun altını özellikle çizmek isterim. Çok yakında hayata geçireceğimiz 'Sürdürülebilir Turizm Programı' ile üstlendiğimiz bu öncülük Türkiye’yi bir kez daha dünya için örnek ülke konumuna getirecek ve sürdürülebilir turizm konusunda ülkemiz adına fark yaratacaktır." diye konuştu. Ersoy, 2023-2025-2030 yıllarını kapsayan Sürdürülebilir Turizm Programı ile bütün konaklama tesislerinin aşamalı olarak çevreye duyarlı hale geleceklerini ifade etti. Tesisleşme, turizmin sacayaklarından biri olduğunu belirten Ersoy, 2002-2022 döneminde turizm amaçlı çevre düzenlemesi ve altyapının geliştirilmesi ile sürdürülebilir turizm kapsamında yaklaşık 2,3 milyar lira destek sağladıklarını söyledi.
Türkiye turizmde iyi durumda
Otellerin yatak kapasitesinin artırılması ve tüm Anadolu'ya yayılmasına yönelik çalışmalara da değinen Ersoy, "Türkiye'nin 2002 yılına kadar ulaştığı konaklama tesisi sayısı toplam 9 bin 900, yatak sayısı ise 804 bin iken bu yıl sonu itibarıyla konaklama tesisi 21 bin 100'ü, yatak sayısı ise 1,9 milyonu aştı. Son 20 yılda yüzde 186’lık bir artış sağlamakla kalmayıp konaklama tesislerimizin tamamını Bakanlık Belgeli yaparak çok önemli bir adım atmış olduk." dedi.
Turizmde süper ligdeyiz
Türkiye'ye gelen yabancı ziyaretçi sayısının son 20 yılda 3,4 katına çıktığını, artık her sene bir önceki yılın rakamlarını katlamak için gayret gösterdiklerini belirten Ersoy, şöyle konuştu: "Kovid-19 süreci sonrası 'V' tipi bir çıkış yakalayacağımızı ısrarla belirtmiştik. Haklı çıktık diyerek sizlere güzel bir haber vermek istiyorum. 2022 yıl sonu hedefimizi 51,5 milyon ziyaretçi ve 46 milyar dolar gelir olarak bir kez daha yukarı yönlü revize ediyoruz. 2023’te hedeflerimiz çok daha büyük. 60 milyon ziyaretçi ve 56 milyar dolar gelir. Tüm bu rakamlar bize şunu gösteriyor: Yeni Türkiye Yüzyılı'nda biz, turizmde Türkiye olarak artık süper ligdeyiz." Türkiye'nin Akdeniz'deki ülkelerle karşılaştırıldığında iyi olmadığı yönündeki eleştirilerin doğru olmadığını belirten Ersoy, "2019-2022 karşılaşması.. 10 aylık ziyaretçi sayısına göre, İspanya 2019'a kıyaslandığında yüzde -15, İtalya yüzde -27, Yunanistan yüzde -12, Türkiye 10 ayda yüzde -3 ama yıl sonunu başa baş kapatacak. Gelire göre ise İspanya 10 ayda yüzde -7, İtalya 6 ayda yüzde -6. Yunanistan 9 ayda yüzde -3. Türkiye 10 ayda yüzde 16 ama yıl sonu hedefimiz yüzde 19." bilgisini verdi. Ersoy, kişi başı gecelik gelirin de 2018 de 67 dolarla 2022'yi ise 90 dolarla kapatacaklarını belirtti. Yurt dışında bulunan Türkiye kökenli kültür varlıklarının iadesi için yoğun mesai harcadıklarını aktaran Ersoy, "Uzmanlaşma ve etkin bir mücadele gerektiren bu çalışmaları yürütmek üzere kurduğumuz Kaçakçılıkla Mücadele Daire Başkanlığımız sorumluluğunun hakkını vermekte. 2002-2022 yılları arasında toplam 9 bin 42 kültür varlığının ülkemize iadesi sağlanmış, bunlardan 4 bin 727'si Bakanlığımızın atılım yaptığı 2018-2022 yılları arasında gerçekleştirilmiştir." dedi.
Ayasofya değerli
Ersoy, 2020’de tekrar ibadete açılan Ayasofya Camii'nin Mimar Sinan ve Gaspare Fossati ölçeğinde bir restorasyona alındığını belirtti. Son büyük çalışmanın üzerinden geçen yaklaşık 175 yılın ardından Bakanlığın son derece kapsamlı ve hassas bir süreç yürüttüğünü vurgulayan Ersoy, "Sultanahmet'teki Osmanlı döneminin tarihi Tapu Binası'nın restorasyonunu ve teşhir tanzimini de çağdaş müzecilik anlayışı ile gerçekleştirerek İstanbul'un ve Ayasofya'nın eşsiz tarihini ziyaretçilerle buluşturacağız. Müzenin ilk etabını Nisan ayında açıyoruz." dedi. Bir milletvekilinin "Ayasofya'yı ibadete açtınız başına gelmeyen kalmadı." eleştirisini yaptığını belirten Ersoy, "Ayasofya'nın başına gelen en güzel şey aslına uygun ibadete açılması. İbadethane sizi neden rahatsız ediyor hiç anlamıyorum." değerlendirmesinde bulundu.
Bizim mahalleden değil
2022 yılında Beyoğlu, Başkent, Çanakkale Troya ve Diyarbakır Sur Kültür Yolu Festivalleri ile Konya Mistik Müzik Festivali’nin de aralarında bulunduğu toplam 7 festival gerçekleştirdiklerini anlatan Ersoy, 4 binden fazla etkinlik aracılığıyla 33 milyon kişiye ulaştıklarını söyledi. Kürtçe ile ilgili milletvekillerinden kendisine gün boyu eleştiriler geldiğini aktaran Ersoy, "Ekim ayında Diyarbakır Sur Festivali'nde yoğun Kürtçe etkinlikler gerçekleştirdik. Festival boyunca Türkçe'nin yanında Kürtçeyi de tanıtım ve iletişim dili olarak kullandık. Kürtçe şarkılar söylemesi için 4 Kürt sanatçımızı davet ettik ama çok istemelerine rağmen maalesef katılamadılar. Muhtemelen mahalle baskısından dolayı. Davet eden biz olduğumuza göre, bu bizim mahalle değil." ifadelerini kullandı.
Ersoy, Diyarbakır E Tipi Cezaevini müzeleri, tiyatro salonu, atölyeleri, kütüphanesi ve açık hava etkinlik alanlarıyla Diyarbakırlı vatandaşlara hizmet edecek bir "Müze ve Kültür Merkezi" olarak işlevlendirdiklerini de söyledi.
"Rami Kışlasını 13 Ocak'ta açıyoruz"
Kütüphane projelerinin yeni mihenk taşının Rami Kışlası olacağını belirten Ersoy, "Rami Kışlası’nın inşaatını söz verdiğimiz gibi yıl sonunda tamamlayıp açılışa hazır hale getiriyoruz. İstanbul’un en önemli cazibe merkezlerinden olacak bu muazzam kompleksi 13 Ocak 2023 Cuma günü açıyoruz. Bütün halkımız davetlidir." ifadelerini kullandı. Kendisine yönelik eleştirilere de yanıt veren Ersoy, bir milletvekilinin üzerinde otel bulunan firmasına, bakanlık döneminde ek tahsis yapıldığına yönelik iddiasına şu yanıtı verdi: "Asli işlemden kasıt, ana yerin tahsisi ise bu 2000 yılında yapılmış. Otelin inşası ise 2010 yılında yapılmış otel hizmete girmiş. Asli konu firmaya ek tahsis verilmesi ise bu işlemde 2012'de uygun görülmüş. Bütün bu asli işlemler ben bakan değilken hatta sahibi bile değilken gerçekleşmiş. 2012 yılında verilen ek tahsis, iddia ettiğiniz gibi ana tahsisin uzağında değil. Bitişik olmasa ek tahsis verilemez mevzuat gereği. 2021'deki işlem 2012 yılında ek alan verilmesi uygun görülen yoğun ağaç dokusu bulunması nedeniyle, arazinin ağaç yoğunluğu çok az olan geri plandaki yere kaydırılması işlemi. Çok doğru ve gerekli işlemdir. Siz rahatsız olacaksınız da ağaç mı kesilseydi? Doğru bir işlem yapıldı. Firmamın aldığı teşvikin bakan olmamla ilgili olduğu iddiası. Siz ya teşviklerin ne olduğunu bilmiyorsunuz veya algı yapmaya çalışıyorsunuz. Teşvikler son 40 yıldır Sanayi Bakanlığı tarafından verilmekte. İstisnasız bütün turizm yatırımcılarına, ülkeye döviz kazandıran yatırımları için yatırım taahhütleri ve ülkeye getirmeyi taahhüt ettiği döviz büyüklüğüyle orantılı verilen bir sistem. Bu belgeyi almak için bakan olmaya gerek yok."
Tarihi eserlere DNA katıyoruz
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ise 2002'de 60 özel tiyatroya destek verilirken, bugün sayının 567'ye çıktığını söyledi. Özel tiyatroların önerdiği temsilcilerden bir komisyon oluşturduklarını anımsatan Ersoy, jüri üyelerine ve desteğin kime nasıl dağıtılacağına komisyonun karar verdiğini, bakanlığın tamamen tarafsız olduğunu vurguladı. Ersoy, "Bir özel tiyatro, başvuru şartlarına uymamak için ısrar ederse, şartları yerine getirmezse teknik olarak oradan geçme şansı yok. Bir kişiye özel kuralları değiştirme durumumuz yok." dedi. Bakanlık bünyesinde yer alan kaçakçılıkla mücadele şubesini, daire başkanlığı seviyesine çıkardıklarını aktaran Ersoy, uzman personel sayısının ise 3 katına çıkarıldığını, 12 ülke ile özel protokol imzalandığını belirtti. Söz konusu ülkelerin alıcı veya yol güzergahı üzerindeki ülkeler olduğunu kaydeden Ersoy, "Bu, ülkelerde önceden aylarca uğraştığınız davalarda, hiçbir şekilde uğraşmadan 2-3 ay içerisinde eserleri geri almanızı sağlıyor." ifadesini kullandı. Müzelerde orijinal eserlerin sahteleriyle değiştirilmemesine yönelik de önlem aldıklarını, bunun dünyada birkaç ülkede uygulandığını vurgulayan Ersoy, "Savunma Sanayii Başkanlığı ve ASELSAN iş birliğiyle eser kimliklendirme projesi başlatmış olduk. Bu nedir biliyor musunuz? Görünmez DNA. Yılbaşından itibaren bütün tarihi eserlere görünmez DNA işliyoruz. Herhangi bir şekilde bu ürün değiştiğinde, sistem onu anında yakalıyor. Artık eskiden olduğu gibi müzelerde hırsızlık olma şansı kalmıyor." diye konuştu.
Cemevlerinin ihtiyaçlarını karşılıyoruz
"Cemevleri, bakanlığa bağlanmadı." diyen Bakan Ersoy, bakanlık bünyesinde yer alan birimin sadece bir destek birimi olduğuna işaret etti. Ersoy, sözlerini şöyle sürdürdü: "Ne yapıyor? Aydınlatma gideri, içme ve kullanma suyu gideri ile yapım, bakım ve onarım giderlerinin karşılanmasını sağlıyor. Siz eğer sosyal devletseniz, vatandaşların ihtiyaçlarını karşılamanız gerekiyor. Zaten yapılan işlem bu. Bizden talep olursa karşılıyoruz, bizden bir talepte bulunmazsa cemevi, bunlarla ilgili en ufak bir şey yapmıyoruz. Cemevi bize başvurursa bu ihtiyaçlarını, kanuni düzenleme gerekiyordu, yetki aldık, bu ihtiyaçlarını karşılıyoruz. Bu da çok doğru, keşke daha önce yapılsaydı. İyi bir şekilde de uygulanıyor."
AA
